İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesindeki habere göre Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın başında bulunduğu Evimiz İsrail partisinden Anastassia Michaeli’nin ‘Müezzin Kanunu’ başlığıyla sunduğu kanun taslağına göre gürültü yaptığı iddiasıyla başta Kudüs olmak üzere camilerde hoparlör kullanılması yasaklanacak. Konuyla ilgili olarak binlerce İsrailliden tepki aldığını öne süren Michaeli, ‘tasarının temelinin dünya genelindeki din özgürlüğünün yaşam kalitesini bozamayacağı görüşünden esinlenilerek ortaya çıktığını’ da iddia etti. Başında bulunduğu Likud Partisi’ne mensup bakanlarla yaptığı toplantıdan sonra açıklama yapan Netanyahu da benzer iddialar dile getirerek, "Fransa, Belçika, hoparlörleri yasaklıyor. Bizim Avrupa’dan daha liberal olmamıza gerek yok." dedi. Ancak tasarıya Likud Partisi’nden bazı bakanların sert tepki göstermesi üzerine konunun tartışılması ileri bir tarihe ertelendi.
Başbakan Yardımcısı Dan Meridor bu tür bir kanunun tansiyonu yükseltmekten başka bir işe yaramayacağını belirtirken, yine Likud Partisi’nden Hükümet Hizmetlerini Geliştirme Bakanı Michael Eitan, "Eğer gürültü ile mücadele amaçlanıyorsa, diğer alanlarda da bu yapılmalı. Ancak Michaeli din ile mücadele etmek istiyor." dedi. Eitan, yasanın çevreden çok İslam’la ilgili olduğunu belirtti. Kültür ve Spor Bakanı Limor Livnat da gürültü ile mücadele konusunda mevcut yasalar bulunduğunu, bunların uygulanabileceğini söyledi.
Doğu Kudüs’ün Yahudileştirilmesi ve Müslüman nüfusun kent dışına çıkarılması için büyük bir gayret gösteren Netanyahu hükümeti, daha önce de gayri kanuni yapıldıkları gerekçesiyle Filistinlilere ait pek çok evi yıkmış, sokak ve yer isimlerini değiştirmişti. İsrail yönetimi dün de Kudüs yakınındaki bir Yahudi yerleşim biriminde 40 yeni evin inşa edilmesine onay verdi. Netanyahu’nun Yahudi yerleşim birimi inşaatlarını sürdürmesi, Ortadoğu barış sürecinin tıkanmasına sebep olmuştu. Bu arada İsrail polisi, El Aksa Camii avlusuna geçişi sağlayan Ağlama Duvarı tarafındaki Mağrip (Batı Faslılar) Kapısı’nı, "ziyaretçilerin güvenliği" gerekçesiyle kapattı. Bu uygulamanın Haremüşşerif’in koruyucusu Ürdün ve Müslüman Arap dünyasının tepkisini çekmesi riskine işaret ediliyor.