İsviçre Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, ülkesinde Ermeni soykırımı iddialarını inkara ceza veren bir düzenleme olmadığını söyledi. Zaman’a konuşan Calmy-Rey, tartışmalara konu olan yasanın ırkçı ve yabancı düşmanlığına yönelik olduğunu kaydetti. Soykırım tartışmalarının da tarihçilere bırakılması gerektiğini vurguladı.
İsviçre Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, Zaman’a verdiği özel mülakatta soykırım tartışmalarının tarihçilere bırakılması gerektiğini söyledi ve hükümetinin İsviçre Parlamentosu’nda önerilen ‘soykırım inkar’ yasasına karşı çıkması sonrası, dilekçenin de reddedildiğini belirtti. İsviçre’de ‘inkâr yasası’ olmadığının altını çizen konuk Bakan, "belirgin bir olayın da soykırım olarak nitelendirilmediğini" belirtti. Tartışmalara konu olan 261 No’lu İsviçre ceza yasası maddesinin ırkçı ve yabancı düşmanlığına yönelik bir düzenleme olduğunu kaydeden Calmy-Rey, yasa maddesinin 1980’lerin sonu ve 1990’ların başında ülkesinde ortaya çıkan aşırı sağcıların mülteci ve siyasi göçmenlere saldırılarını artırması sonrasında kabul edildiğini belirtti. "Bu bizim ‘Her türlü ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılmasına’ yönelik Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerimizin de bir gereği idi." diyen Bakan, amacın yabancı düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadele olduğunun altını çizdi. Bu arada Calmy-Rey, İsviçre hükümetinin resmi tavrının olumsuz olması sebebiyle İsviçre Parlamentosu’nda "1915 soykırımının tanınması" başlıklı dilekçeyi 23 Aralık’ta inceleyen Meclis Dış Politika Komisyonu’nun, sözü edilen katliamlara ışık tutmanın tarihçilerin uhdesinde bulunduğu görüşüne vardığını ve dilekçenin oylamada reddedildiğini söyledi. "İsviçre hükümeti bölgede diyaloğu teşvik etmekte ve Türkiye-Ermenistan uzlaşı komisyonu ya da arşivlerin araştırmacılara daha da fazla açılması gibi girişimleri önermektedir." diyen Calmy-Rey, ülkesinin arabuluculuğu altında imzalanan Ermeni protokollerinin de benzer mekanizmalar öngördüğünü hatırlattı.
İsviçreli Bakan, ülkesinin önyargılı ve tarafız olmadığı iddialarını reddetti. "Türkiye ve Ermenistan arasında uzun ve zorlu bir sürecin arabuluculuğunu yapmış olmamız ve sonunda her iki tarafın da imzalarını koyma konusunda kendilerini güvende hissetmeleri bizim ne kadar tarafsız olduğumuzu da ortaya koyuyor." dedi. Bakan, ABD’nin hem İran hem de Küba’da temsilciliklerini yaptıklarını, Rusya’da Gürcistan’ın, Gürcistan’da da Rusya’nın diplomatik temsilciliklerini sürdürdüklerini hatırlattı.
Calmy-Rey ayrıca ülkesinde yaşayan yaklaşık yarım milyon Müslüman olduğunu ve bunların İsviçre toplumu ile son derece entegre olmuş bir şekilde yaşadıklarını söyledi. Çoğunlukla Türkiye ve Batı Balkan ülkelerinden gelen bu Müslümanların, İsviçre toplumunda takdir edilen konumlarda olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı, % 3-4 seviyesinde seyreden düşük işsizlik ve istikrarlı ekonomi neticesinde ekonomik nedenlerle kaynaklanan bir toplumsal gerginliğin de olmadığını söyledi.
Minare oylamasının sonucu şoke etti
Minare yasağı konusunda yapılan referandum sonuçlarının kendisi için "gerçek ve acı bir şok" olduğunu söyleyen İsviçre Dışişleri Bakanı, "çünkü bunun, tarafsız bir ülke olan ve farklı kültürler arasında köprüler inşa eden İsviçre’nin tüm değerlerine ve dış politikasına karşı" bir durum oluşturduğunu belirtti. "Müslüman dünyasındaki ortaklarımıza da söyledim. Bu oylama Müslümanlara karşı değil ama globalleşmeye ve bizi etkileyen ekonomik kriz ya da terörizm gibi global sorunlar karşısında duyulan korkunun ifadesi ve yansımasıydı." diyen Calmy-Rey, "İsviçre’de Müslümanlar camilerde ibadetlerini yapabiliyor ve dinlerini tam bir serbestiyet içerisinde icra edebiliyorlar." şeklinde konuştu. İsviçre açısından Türkiye’nin dış politika ve ekonomi bakımından öncelikli bir ülke olduğuna vurgu yapan İsviçre Cumhurbaşkanı, birçok İsviçre firmasının Türkiye ile iş yaptığını söyledi. Türkiye’nin Avrupa’da yeri olması gerektiğine inanan Bakan, "aynen İsviçre gibi Türkiye de tarihi, kültürü ve ekonomisiyle Avrupa ile son derece bağlantılı ve iç içe." şeklinde konuştu.
Zaman