ABD medyasında yer alan haberlere göre, 11 Eylül saldırıları sonrasında, New York Emniyet Müdürlüğü’ne mensup sivil polisler Müslümanların konuşmalarını dinlemek için görevlendirilmiş, Müslümanlar tarafından kullanılan binalar hakkında dosyalar tutulmaya başlanmıştı.
Müslümanları izlemek için oluşturulan ve Demografi ya da Toplum İstatistikleri adı verilen birime karşı iki dava açılmış ve faaliyetleri insan hakları gruplarının öfkeli tepkilerine hedef olmuştu.
Eleştirilerden biri de bu faaliyet nedeniyle Müslümanların kolluk kuvvetlerine güveninin sarsılmasıydı.
11 Eylül pratikleri
BBC’nin haberine göre Müslümanları dinleme biriminin dağıtılması kararını New York’un yeni Emniyet Müdürü William Bratton’un verdiği bildiriliyor ve bu adım 11 Eylül saldırılarından sonra geliştirilen istihbarat yöntemlerinden uzaklaşıldığının bir işareti olarak değerlendiriliyor.
New York Belediye Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Bu reform polis ile hizmet ettiği toplumlar arasındaki gerginlikleri yumuşatmaya yönelik hayati bir adımdır. Böylelikle polislerimiz ve vatandaşlarımız ‘kötülere karşı’ birbirlerine yardımcı olabilecekler” denildi.
Bir süre sonra adı değiştirilerek Bölge Değerlendirme adı verilen Müslümanları dinleme birimi 2003’den beri faaliyetteydi ve Müslümanların alışveriş yaptığı, çalıştığı, yemek yediği ve ibadet ettiği yerleri bir bir kayda geçiriyordu.
‘Psikolojik savaş’
New York’daki Arap Amerikalılar Birliği’nden Linda Sarsour “Demografi Birimi bir psikolojik savaş yarattı. Gösterdikleri belgelerde yaşadığımız yerler işaretlenmiş. Bu haritalarda bütün hayatımızı izliyebiliyorlardı. Bunu yaparak Müslüman toplumunun bütün dengelerini bozdular” diyor.
Sarsur ve diğer bazı New York’lu Müslümanlar geçen hafta bu gizli birimin kapatılması konusunu görüşmek üzere yeni Emniyet Müdürü William Bratton ve yardımcıları ile görüştü.
Birimde çalışan polislerin başka görevlere atandığı açıklandı.
New York Temel Hak ve Hürriyetler Birliği Başkanı Donna Lieberman Associated Press haber ajansına, bu tür gizli dinleme faaliyetlerinin toplumlar arası ilişkileri zedelediğini söyledi.
Lieberman, “Umuyoruz ki bu, polis faaliyetlerinde ‘tarama’ yönteminin sonu olur ve masum New York’luların peşine düşmek yerine suç şüphesi üzerine harekete geçme anlayışı yerleşir” diye konuştu.