Blinken, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 31. Oturumu’nda konuştuktan sonra düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin ABD’nin en yakın müttefiklerinden birisi olduğunu ve Türkiye ile çok yakından çalıştıklarını ifade etti.
Blinken şunları söyledi:
“Türkiye, Suriye krizinin çözümünde çok önemli bir rol oynuyor. Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde PYD de dahil bazı Kürt gruplara yönelik endişelerini dile getirdi. Bu grup IŞİD ile mücadelede çok etkili oldu, ki bu bizim hedefimiz ama PYD’ye, PKK’yı desteklemeye veya diğer muhalif gruplarla çatışmaya yönelik atacağı adımların büyük sorun yaratacağını çok net bir şekilde söyledik. PYD’den bu konuda sorumlu davranmasını ve IŞİD ile mücadeleye odaklanmasını bekliyoruz.”
Suriye’de çatışmaların durdurulması, insani yardımların ulaştırılması ve siyasi çözüm için görüşmelerin tekrar başlamasına ilişkin değerlendirmede de bulunan Blinken, çatışmaların durdurulması anlaşması ile bir mekanizma oluşturulduğunu, bu mekanizmanın mükemmel olmadığını ama şiddetin azalmasına yardımcı olduğunu belirtti.
Blinken, “Çatışmaların durdurulması anlaşmasının sürdürülebilir ve gerçek bir anlaşma olmasını ve insani yardımların ulaştırılmasına devam edilmesini umut ediyoruz. Bu konuda son bir haftada ilerleme gördük” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Ekim 2014’te PYD’yi ‘terör örgütü’ olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015’te de PYD’nin silahlı kanadı YPG’yi de ‘terör örgütü’ olarak görmediğini ilân etmişti. Türkiye, Ankara’daki saldırıda YPG bağlantısına dâir bilgileri Amerikan Büyükelçisi ile paylaşmış ancak Amerikan Dışişleri Sözcüsü John Kirby bundan sonra yaptığı açıklamada, “[Ankara’daki saldırıda] sorumlunun kim olduğunu onaylayacak ya da reddedecek bir pozisyonda değiliz. Bu bizim için halen ‘ucu açık bir soru’” demişti. Sözcü aynı basın toplantısında YPG mensuplarını, “IŞİD’e karşı savaşan en güçlü grup” ve “cesur Kürt savaşçılar” diye nitelendirmişti.