İsrail‘i bu ay ziyaret etmesi beklenen ABD Başkanı Donald Trump‘ın Filistin politikasına yön verenlerin çoğunlukla Yahudi olması dikkati çekiyor.
Trump’ın 22-23 Mayıs’ta İsrail ve Filistin’e yapması beklenen ziyaret iki ülkenin de kamuoyunu meşgul eden en önemli gündem maddesi durumda. Yerel basında çıkan haberlere göre Trump, ziyareti boyunca tarafları barış görüşmelerine yeniden başlamaları için ikna etmeye odaklanacak.
ABD Başkanı Trump’ın bu ziyareti esnasında Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınıp taşınmamasıyla ilgili ne mesaj vereceği de merak edilen konular arasında. Çünkü seçim kampanyası boyunca İsrail’e destek olma sözü veren Trump’ın vaatleri arasında büyükelçiliği Kudüs’e taşıma sözü de yer alıyordu.
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman dün partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması ile ilgili, “Bizim duruşumuz gayet net, Kudüs bizim başkentimiz. ABD yönetimi dost bir yönetim ama bu veya başka konularda anlaşmazlıklar olabilir. Bu ABD yönetimleriyle yaşadığımız ilk fikir ayrılığı değil.” dedi.
Liberman’ın bu açıklaması İsrail basınında, “Trump yönetiminin en azından şimdilik büyükelçiliği Kudüs’e taşımaktan vazgeçtiği” şeklinde yorumlandı.
Başkan seçilmeden önce aşırı İsrail yanlısı mesajlar veren Trump’ın, başkan olduktan sonra dış politika konularında Amerika da kurulu olan nizamın çizgisine çekilme eğiliminde olduğu yaygın bir kanaat olmakla birlikte birçokları için Trump’ın İsrail-Filistin politikası hala gizemini koruyor
Trump’ın ekibinde Yahudi ağırlığı
Trump’ın İsrail-Filistin meselesinde nasıl bir politika izleyeceğini anlamaya çalışanların başvurduğu yöntemlerden biri de ekibinde yer alanların profillerine bakmak. Trump’ın ekibi incelendiğinde Filistin ve İsrail konusunda kendisine yön veren kişilerin çoğunun Yahudi ve İsrail yanlısı olduğu dikkati çekiyor.
Bu isimlerin başında Trump’ın İsrail’e Büyükelçi olarak atadığı David Fridman, damadı ve aynı zamanda üst düzey danışmanı olan Jared Kushner ve Filistin-İsrail meselesinden sorumlu özel temsilcisi Jason Greenblatt geliyor.
Yeni İsrail Büyükelçisi David Friedman
Trump’ın İsrail’e büyükelçi olarak atadığı Friedman, seçim kampanyası boyunca kendisine İsrail konusunda danışmanlık yapmıştı. İsrail’in yeni yerleşim yerleri inşa etmesine ve ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasına destek veren Friedman, İsrail ile çok yakın ilişkilere sahip bir isim olarak biliniyor.
ABD’de aşırı sağ kanada yakın duran ve Yahudi bir aileden gelen Friedman, daha önceki açıklamalarında “İsrail hükümetinin işgal altındaki Filistin topraklarında Yahudi yeni yerleşim birimleri inşa etmesinin barışın önünde engel olmadığını” savunmuştu.
Friedman, bir dönem İsrail’de yayımlanan Yahudi yerleşim birimi yanlısı Siyonist Arutz Sheva ve sağcı Jerusalem Post gazetelerinde de köşe yazarlığı yapmıştı.
ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan Friedman’ın aynı zamanda Kudüs yakınındaki Telbiye bölgesinde de bir evi bulunuyor.
İsrail’e büyükelçi olarak atanabilmesi için Amerikan Senato’sundaki oylama sürecinde, Friedman’ın İsrail yanlısı radikal görüşlerinin sorgulandığı tartışmalı bir oturum olmuştu. Senatodan onay almayı başaran Friedman, kişisel görüşlerini işine karıştırmaması sözü vermişti.
Friedman büyükelçilik görevine başlamak için dün İsrail’e geldi.
Trump’ın damadı ve danışmanı Kushner
Trump’ın damadı ve aynı zamanda üst düzey danışmanı olan Jared Kushner, ABD yönetiminin İsrail-Filistin politikalarını belirlemede en etkili isimlerden biri olarak gösteriliyor. Trump, koltuğa oturduktan hemen sonra yaptığı bir konuşmada, “Kushner’in Ortadoğu’ya barışı getirebileceğini” ileri sürmüştü.
Daha önce hiçbir diplomatik tecrübesi olmayan 36 yaşındaki Yahudi damadı Kushner’i işaret eden Trump, “Jared (Kushner) çok iyi bir çocuktur. İsrail ile kimsenin yapamayacağı anlaşmayı yapacaktır. Pazarlık yeteneği ona doğuştan verilmiş. Ortadoğu’da barışı Kushner sağlayamazsa hiç kimse sağlayamaz.” ifadelerini kullanmıştı.
New York’un önde gelen Yahudi ailelerinden birine mensup olan Kushner için İsrail, gençliğinden itibaren sık sık tatillere gittiği, yaptığı bağışlarla varlığına katkıda bulunduğu, ideallerini ve kimliğini paylaştığı bir dava. Babası Charles Kushner Netanyahu’nun seçim kampanyalarına katkıda bulunan, İsrail başbakanını New Jersey’deki evinde ağırlayan bir iş adamı. Polonya Yahudilerinden olan Kushner’in büyükbabası ve büyükannesi İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi toplama kamplarından kurtulmuştu.
Özel temsilci Greenblatt
Trump’ın uluslararası barış görüşmelerinden sorumlu özel temsilcisi Jason Greenblatt, aynı zamanda ABD yönetiminin İsrail ile gündelik iletişimini de organize eden isim olarak biliniyor.
New York’da yıllarca Trump’ın avukatlığını yapan Greenblatt, uzun zülüfleri ve siyah kıyafetleri ile dikkati çeken Haredim Yahudisi bir aileden geliyor. Greenblatt’ın ailesinin İsrail ile ailevi bağları olduğu biliniyor.
ABD yönetiminin İsrail-Filistin meselesindeki politikalarına yön verecek isimlerden biri olan Greenblatt’ın da Kushner gibi bu konuda diplomatik bir tecrübeye sahip değil.
Yahudi milyarderler
Trump’ın özellikle İsrail-Filistin konusundaki politikalarında etkili olacağı düşünülen isimler arasında Amerikalı Yahudi milyarderler de yer alıyor. Bunların arasında Sheldon Adelson ve Ronald Laude en öne çıkan isimler.
Adelson, seçim kampanyası için Trump’a on milyonlarca dolar destekte bulunmuştu. ABD eski Başkanı Barack Obama’nın İsrail politikasından rahatsız olan Adelson, Trump yönetimiyle durumun İsrail lehine değişeceğini ümit ediyor.
Son günlerde basında yer alan haberlere göre ise Adelson, Trump’ın “ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma sözünü yerine getirmediği” için hayal kırıklığı yaşıyor.
Adelson’un, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu destekleyen ve ücretsiz dağıtılan İsrail Hayom (İsrail Bugün) gazetesi için yüzmilyonlarca dolar harcadığı biliniyor. Netanyahu hakkında devam eden yolsuzluk tartışmasında ismi geçen Andelson’un yakında bununla ilgili İsrail mahkemesinde şahitlik etmesi bekleniyor.
Trump’ın üzerinde nüfuzu olan bir diğer Amerikan Yahudisi dolar milyarderi de Ronald Lauder.
Trump’a İsrail-Filistin barış müzakereleri konusunda tavsiyelerde bulunan Lauder, Adelson’dan farklı bir siyasi pozisyonda duruyor. Adelson’un aksine İsrail-Filistin meselesinin çözümünde iki devletli çözümü savunan Lauder, Filistinlilerle varılacak bir anlaşmanın İsrail’in yararına olacağına ve bunu Trump’ın başarabileceğine inanıyor.