Telif bile veremedim

Toplum
Büyüyenay Yayınları’nın sahibi Mustafa Kirenci, Akif Emre’nin vefatıyla sadece bir yazarını değil aynı zamanda iyi bir dostunu kaybetmenin derin acısını yaşıyor. Akif Emre’nin gezi y...
EMOJİLE

Büyüyenay Yayınları’nın sahibi Mustafa Kirenci, Akif Emre’nin vefatıyla sadece bir yazarını değil aynı zamanda iyi bir dostunu kaybetmenin derin acısını yaşıyor. Akif Emre’nin gezi yazılarını “Çizgisiz Defter” adıyla okurla buluşturan Mustafa Kirenci, Akif Emre’nin hem yayıncısı, hem dostu hem de komşusuydu. “Her Çarşamba buluşurduk. Mahalledeki börekçi dükkanında akşamları bir araya gelirdik. En son Cumartesi günü beni Beşiktaş’tan aradı. Nefes nefeseydi, canı sıkkındı. Bir arkadaşına yapılan haksızlıktan bahsetti. ‘Bunlar nasıl insanlar’ diye sitem etti. ‘Abi akşama misafirim var ama siz de gelin konuşalım’ dedim. ‘Yok rahatsız etmeyeyim madem misafirin var. Çarşamba günü buluşuruz’ dedi. Çarşamba günü cenazesinde buluşmak varmış” diye anlatıyor Emre ile son görüşmelerini.

İETT OTOBÜSÜNDE TANIŞTIK

Kirenci ile Akif’in dostluğu 20 yıl öncesine bir İETT otobüs yolculuğuna uzanıyor: “Ben o yıllarda Diriliş Yayınları’nda çalışıyorum. Akif Emre de Yeni Şafak’ta yazıyordu. Kendisini yazılarından tanıyordum ve ilgiyle takip ediyordum. Otobüste görünce kendimi tanıttım çok memnun oldu hemen telefon numarasını verdi ve o günden sonra görüşmeye başladık. Zaten aynı mahallede oturuyorduk. “

İSLAMCILIK KİTABINI YAZIYORDU

Büyüyenay Yayınları’ndan “İz”ler kitabından sonra “Çizgisiz Defter” adlı yeni kitabı geçtiğimiz yıl yayınlanmıştı. İslam coğrafyası üzerine kaleme almış yazılardan oluşan Çizgisiz Defter’de Akif Emre’nin objektifinden çok sayıda fotoğraf da yer alıyor. “Aynı zamanda iyi bir fotoğrafçıydı. Çok güzel fotoğraflar çekip göndermişti. Bir kısmını yayınlayabildik. Bu fotoğraflardan bir albüm hazırlamak istiyoruz” diyen Kirenci “Sırada üçüncü ve dördüncü kitapları vardı. Köşe yazılarını kitap düzeninde tasnif etmiştik” diye anlatıyor. Akif Emre, köşe yazılarını da dahil edeceği İslamcılık kitabı üzerine çalışıyormuş. Kirenci, “Bu kitabına uzun bir girizgah kaleme almak istemişti ve bazı yeni yazılar da ilave etti. En son kitapla ilgili görüştüğümüzde iki paragraflık bir metin daha ekleyip teslim edeceğini söylemişti. Ama o yazıyı teslim etmek nasıp olmadı” diyor.

DERDİMİZLE DERTLENEN BİR DOST

Günümüzün en önemli sorunlarından biri belki de yitirdiğimiz samimiyet. Bu konuda Mustafa Kirenci şunu söylüyor: “Dinimiz istişare etmeyi önerir. Ama maalesef bugün fikir danışacağınız kanaatini sizinle paylaşacak insan sayısı çok az. Bu açıdan Akif abi her konuda fikir soracağınız, derdinizi paylaşacağınız biriydi. Kanaatlerini samimiyetle dile getirirdi. Asla kibirli bir yazar değildi. Derdimizle dertlendiğini hissederdik. Samimi, sıcak ve espirili biriydi. Sohbetlerimizde daha çok siyaset konuşur ve geçmiş günlerden hatıralar paylaşırdı. Takip edeceğimiz idealleri, ufkumuzu açan düşünceleri, her birimize örnek olacak üstün insani vasıfları vardı. Herşeyden önce ilkeli, güzel ahlak sahibi ve düşünen bir insandı. Görebildiğimizden öte gönül sahibiydi. ‘çizgisiz defter’ gibiydi. Tertemiz ve iç açıcı. Kader o defteri geride hiçbir gönül lekesi kalmadan kapattı.”

‘Ben para için konuşmam’

Kirada bir evde oturan üç çocuk sahibi bir baba. Geçimini kaleminden sağlayan bir insandı. Ama kaleminin namusuna her zaman sahip çıktı, onun itibarını hep korudu. Konuşmak için davet edildiği belediye etkinliklere ‘ben parayla konuşmam’ diyerek reddeden güzel bir insandı. Pek çok kişinin tanık olduğu bu güzel duruşa bir örnek de Büyüyenay Yayınları’nın sahibi Mustafa Kirenci veriyor. “Çizgisiz Defter kitabı üzerine konuşmak için Zeytinburnu Belediyesi davet etmişti. Biz çıkarken bir belediye görevlisi elinde bir zarfı Akif abiye uzattı. İçinde para olduğunu anlayınca ‘bu parayı herkese mi veriyorsunuz?’ diye sordu. Evet cevabını alınca da ekledi : ‘Ben böyle bir parayı kabul etmem bir daha çağırırsanız da sakın böyle bir şey yapmayın?'” Büyüyenay Yayınları bütün maddi zorluklara rağmen nitelikli kitapları okurla buluşturmaya devam ediyor.. Geçtiğimiz günlerde 200. kita- bını çıkaran yayınevinin bu sıkıntılı döneminde en büyük destekçilerinden birisi de Akif Emre olmuş. “Dünya Bülteni’nden ayrıldığı dönemde ben onun kitabını çıkarmıştım. Belki paraya ihtiyacı vardır diye düşünerek her yazara ver- diğimiz gibi kendisine kitabının telifini bir zarfa koyup bir görüşmemizde takdim ettim. Kesin kes zarfı geri çevirdi ve ‘yayınevinin daha çok ihtiyacı var’ dedi. Yaşadığı sıkıntıları dile getiren bir adam değildi, kendi sıkıntısın- dan ziyade başkalarının sıkıntılarını gidermeyi vazife edinirdi” diyen Kirenci, Akif Emre’ye kitabının telifini bile veremediğini anlatıyor.

Bende de imzalı kitabı yok

Uzun imza kuyrukları kitap fuarlarının olmazsa olmazıdır. Yazarların hayali ise okurlarından oluşacak en uzun kuyrukları görmek ve onlara usanmadan kitap imzalamaktır. Sade ve mutevazı bir insan olarak yaşamayı kıymetli bulan Akif Emre’nin önünde o uzun kuyruklar hiç olmadı. “Çünkü öyle şeyleri sevmezdi biz de bu yüzden teklif bile etmezdik” diyen Mustafa Kirenci ekliyor: “Bende bile imzalı kitabı yok.”- Yenişafak