‘Mutlu anne-babanın çocukları daha çok mutlu oluyor’

Toplum
Kültür Üniversitesi Şiddeti Araştırma ve Önleme Birimi Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Münevver Mertoğlu, mutlu ebeveynlerin çocuklarının daha çok mutlu olduğunu belirterek, “Çocuk mutluluğu ve s...
EMOJİLE

Kültür Üniversitesi Şiddeti Araştırma ve Önleme Birimi Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Münevver Mertoğlu, mutlu ebeveynlerin çocuklarının daha çok mutlu olduğunu belirterek, “Çocuk mutluluğu ve sakin olmayı da çevresinden öğrenebiliyor. Mutluluğun öğrenilebilir olması çevredeki insanların sorumluluğunu artırmaktadır.” dedi.

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Mertoğlu, 3-12 sınıflarda eğitim alan öğrencilerin mutluluk puanlarını etkileyen faktörleri konu alan araştırmanın sonuçlarını paylaştı.

Öğrencilerin mutluluğuyla alakalı çok uzun süredir çalıştıklarını dile getiren Mertoğlu, “İstanbul, Ankara ve İzmir’de yürüttüğümüz projeler var. Öncelikle öğrencilerin mutluluk düzeyini belirlemeye çalıştık. Öğrencilerin mutluluğuyla mutluluklarını etkileyen faktörleri belirledik. Buradaki amacımız ebeveynlere, öğretmenlere yönelik öneriler ve yeni stratejiler belirlemekti.” diye konuştu.

Mertoğlu, proje kapsamında velilere ve öğretmenlere yıl boyunca eğitimler verdiklerini belirterek, araştırmanın sonucunda ortaya çıkan bulgulara göre eğitimlerin yeniden planlandığını kaydetti.

Toplumun refahı ve mutluluğunun sağlıklı, üretken ve mutlu bireylerin yetiştirilmesiyle mümkün olabileceğine vurgu yapan Mertoğlu, şöyle devam etti:

“Bizim ülkemizde gibi çocuk hakları sözleşmelerine taraf olan ülkelerde çocukların mutluluğuyla alakalı birtakım önlemler alınır. Çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurulur. Hedef, öğrencilerin veya çocukların esenlik, sağlık içinde olması, öznel olarak kendilerini iyi hissetmeleridir. Çocukların ne kadar mutlu olduğuyla alakalı bizimkisi kadar geniş kapsamlı bir araştırma söz konusu değil. 3-12. sınıflarda 2 bin 187 öğrenciyle bu çalışmayı yaptık. Her düzeyde her sınıftan öğrenci vardı. Burada mutluluk düzeylerini belirlemeye çalıştık. Yapılan araştırma sonucunda öğrencileri en çok mutlu eden konular; arkadaşlarıyla beraber olmaları, onlarla okulda iyi vakit geçirmeleri, kendilerine duydukları güven ki bu çok çok önemli. Mutlu olmanın koşullarından biri de bireylerin kendilerine güvenlerinin tam olması. Bunu sağlayan çocuklar diğerlerine göre çok daha mutlu. Mutluluk ölçeğindeki puanları diğerlerine göre anlamlı düzeyde çok daha fazla.”

Münevver Mertoğlu, eğitim öğretim esnasında bu eylemlerin eğlenerek yapılmasının son derece önemli olduğuna vurgu yaparak, çocuklar için iyi bir okul ortamının önemine dikkati çekti.

“Sınıf yükseldikçe mutlululuk azalıyor”

Mertoğlu, araştırmada çocukları mutsuz eden etkenlere de baktıklarını belirterek, “Kendilerini yorgun hissetmeleri, kafalarının karışık olması, baş ağrılarından söz ediliyor. Gergin ve tedirgin olmaları. Öğretmen, yönetici ve veliler olarak konunun bu yanlarına da bakmak gerekiyor. Problem tarama testleri uygulayarak etkenlerin ortaya konulması gerekiyor. Genel olarak öğrenciler mutlu. Fakat mutluluklarını etkileyen bazı değişkenlerle ilişkilerine baktık. Öğrencilerin mutluluğu sınıf yükseldikçe artıyor mu? Bu soruya cevap aradık. 3 ve 4. sınıflardaki öğrencilerin mutluluk puanı en yüksek. Çok mutlulular. Mutluluk puanları giderek düşüyor. 5,6,7 ve 8. sınıflara doğru ilerleyince mutluluk puanı düşüyor. Bunun nedeni araştırdık. Ergenlik çok önemli bir sorun.” ifadelerini kullandı.

Çocuklarının isteklerinin karşılanmamasının kendilerini engellenmiş hissettirdiğini aktaran Mertoğlu, bu nedenle öğrencilerin mutsuzluklarının arttığını kaydetti.

Mertoğlu, öğrencilerin mutsuzluğunda çevresel faktörlerin de etkili olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

“Anne-baba ve öğretmenle iletişim gibi faktörler de mutluluk durumunu etkiliyor. Nörolojik ve hormonal nedenleri de bunların arasında sayabiliriz. Ama bizim asıl konumuz mutluluğun öğrenilebilen bir duygu olmasıdır. Mutlu anne-babanın çocukları daha çok mutlu oluyor. Çocuk mutluluğu ve sakin olmayı da çevresinden öğrenebiliyor. Mutluluğun öğrenilebilir olması çevredeki insanların sorumluluğunu artırmaktadır. 0-6 yaş sürecinden itibaren yapılması gereken çok şey var. Araştırmada kardeş sayısının öğrencilerin mutluluklarını etkileyip etkilemediğine baktık. Sonuçlarda bunun mutlulukta etkili olmadığını gördük. Kaçıncı çocuk oldukları da mutluluk puanını farklılaştırmadı. Ailesinin maddi durumu iyi olan öğrencilerin mutluluğu maddi durumu iyi olmayanlara göre daha yüksek. Maddi durumu orta düzey ve kötü olanlar arasında ise fark görülmedi. Çok iyilerle orta ve düşük arasında farklılık varken, orta ve düşük gelir grubunda yer nalan çocukların mutluluk puanlarında fark yok.”

Çalışan babanın çocukları daha mutlu

Araştırmada sorgulanan başlıklardan birinin de çalışan anne ve babanın çocuklarının mutluluk puanı olduğu bilgisini veren Mertoğlu, şu sonuçları paylaştı:

“Anneleri çalışan ve çalışmayan öğrencilerin mutluluk puanları arasında fark yok. Yaptıkları işlere göre de bu sonuç değişmiyor. Ancak babası çalışan öğrencilerin mutluluk puanları babası çalışmayan öğrencilere göre daha yüksek. Bunun üzerinde epeyce kafa yorduk. Bizim kültürümüzde babaların çalışmasına daha alışkınız. Fakat babası emekli olan çocukların mutluluk puanları babası çalışanlara göre daha düşük. Evde sürekli babanın olması iki şey düşündürüyor. Birincisi ‘Babam çalışmıyor. Acaba kötü durumda mıyız?’ İkincisi ise babanın sürekli evde olması baskıyı düşündürebilir. Bunun için ayrı bir çalışma daha gerekebilir. Önemli bulgulardan biri de ebeveynleri iyi anlaşan çocukların mutluluk puanları anne-babaları anlaşamayan çocukların mutluluk puanına göre çok yüksek. Anlamlı ölçüde yüksek. Dolayısıyla anne-babanın anlaşma düzeyi mutluluğu ciddi manada etkiliyor. Boşanmış ailelerin çocukları da diğer çocuklara göre daha mutsuz. Burada önemli bir bulgu daha var. Anlaşamamış ebeveynlerin çocukları boşanmış ailelerin çocuklarına göre daha iyi durumdalar. Bunu tabii ki genelleyemeyiz. Belki de boşanma sürecinin iyi yönetilememesi de bunda etkilidir. Bu sürecin nasıl yönetileceği çok önemli. Ebeveynlerin bu konuda eğitilmeleri gerekiyor.”