Tımetürk’ün haberine göre 182 Hastane Randevu Merkezi hattını arayan vatandaşlar, her arama için 4 lira telefon ücreti ödüyor. Bununla birlikte, birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalandığında 3 lira, kamu hastanelerinde 5 lira ve özel hastanelere gittiğinde 12 lira muayene parası alınıyor. Tüm bu kesintiler, hasta eczaneye ilacını almaya gittiğinde karşısına çıkıyor, ödemediği takdirde ilacını alamıyor. Hasta, çeşitli sebeplerle randevusuna gidemediğinde de aynı ücreti ödemek zorunda.
Bursa Eczacılar Odası Başkanı Kubilay Aydın, hastaların rezervasyon yaptırıp muayeneye gidemediği takdirde de parayı ödediğini söyledi. Bu paranın alınıp alınmayacağının sorgulanması gerektiğini ifade eden Aydın, uygulamanın doğru olduğunu savundu. Türkiye’de 75 milyon insan, 115 milyon acil servis müracaatı yapıyor. Aydın, “Dünyada bunun ortalaması onda birdir. Yani bizim 75 milyona göre 7,5 milyon acilimizin olması lazım.” dedi. Ücretin eczacılar tarafından devlet adına tahsil edilmesi nedeniyle eczacıların zor anlar yaşadığını dile getiren Aydın, “Burada işin bizim açımızdan sıkıntılı tarafı büyük. Hastadan bu parayı almak zorunda kalan biz oluyoruz. Bunu da hastaya açıklamak zorunda kalıyoruz ve zorlanıyoruz.” diye konuştu.
Vatandaş her hastalandığında ister devlet, ister özel hangi hastaneye giderse gitsin ek para ödemek zorunda. Aksiyon Dergisi’nde yayınlanan habere göre, vatandaşlar devletin sunduğu sağlık hizmetlerinden faydalanmak için hatırı sayılır prim ödemesi yapıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2014 yılında devletin topladığı prim tutarı 133 milyar lirayı buldu. Bu primin yaklaşık 48 milyarını sağlık için kesilen miktar oluşturdu. Türk Sağlık-Sen’in yaptığı hesaplamaya göre 2014 yılının ilk 10 ayında bu çerçevede ödenen katkı payı 3,1 milyar TL. Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Başkanı Gönül Erden, “Sağlık ücretsizdir deniyor ama 14 farklı kalemden katkı payı kesiliyor.” diyor.