Emniyet Kemeri Takmayı Neden Sevmiyoruz?

Toplum
Trafik kazaları, sakatlanma ve ölüm oranlarında oldukça önemli bir etken. Özellikle ülkemizde ve bazı gelişmekte olan ülkelerde bu oranların gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu ...
EMOJİLE

Trafik kazaları, sakatlanma ve ölüm oranlarında oldukça önemli bir etken. Özellikle ülkemizde ve bazı gelişmekte olan ülkelerde bu oranların gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Bu karanlık tabloyu önlemek açısından trafikte sürücülerin güvenli davranışlar sergilemeleri oldukça önem taşıyor. Bunlardan biri de emniyet kemeri kullanımı. Kazaların önlenmesinde ve sürücü güvenliğinde büyük rol oynayan emniyet kemeri kullanımını hangi faktörlerin belirlediği, bu davranışı engelleyen etmenler ve bu konuda bilincin arttırılmasına yönelik çalışmaları anlamak amacıyla uzun yıllardır bu alanda araştırmalar yapan bir akademisyenle, Yrd. Doç. Dr. Özlem Şimşekoğlu’yla bir sohbet gerçekleştirdik. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Şimşekoğlu, bakın emniyet kullanımına yönelik neler anlatıyor.
 
Oldukça ilginç bir konu ile ilgili – emniyet kemeri kullanımı üzerine araştırmalar yapıyorsunuz. Nasıl yöneldiniz bu alana?

Trafik güvenliği alanına yönelmem ODTÜ’de Psikoloji bölümünde lisans eğitimi yaptığım sürede aldığım Trafik Psikoloji dersi ile başladı. Sonrasında yine aynı bölümde yüksek lisans yaparken  bu alanda uzman olan danışmanım eşliğinde, özellikle emniyet kemeri kullanımı hakkında çalışmalar yaptık. Düşük emniyet kemeri kullanımı sürücü ve yolcuların trafik güvenliğini azaltan temel problemlerden bir tanesi olduğu için bu konuda çalışmalar yapmayı önemli bulduk.
 
Türkiye’de kime sorsanız emniyet kemeri kullanımının ülkemizde az olduğunu söyler sanırım. Gerçekten böyle mi? Başka ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de emniyet kemeri kullanım oranı gerçekten düşük mü?
 
Evet, maalesef ülkemizde emniyet kemeri kullanım oranları olması gerekenin çok altında. Örneğin; gözlemlediğimiz yaklaşık toplam 4000 sürücü ve yolcuların sadece %25’nin emniyet kemeri taktığını tespit etmiştik. Oysa kuzey ve batı Avrupa ülkeleri, Amerika, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde kemer kullanım oranlarının %80 lerin üzerinde olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin de içinde olduğu doğu Akdeniz ülkelerinde, orta doğu ve Afrika ülkelerinde düşük emniyet kemeri kullanımı hâlâ ciddi bir trafik güvenliği problemi olmaya devam ediyor.
 
Siz araştırmalarınızda emniyet kemeri kullanımını etkileyen faktörleri de araştırıyorsunuz. Hatta Türkler neden kemer kullanmıyor başlıklı bir makaleniz var. Bu sorunun pek çok yanıtı olduğu kesin. Öncelikle sosyal ve psikolojik nedenlerden bahsedebilir misiniz?

Emniyet kemeri kullanan rol modellerinin olmaması ülkemizde kemer kullanımın düşük olmasını açıklayan sosyal nedenler arasında sayılabilir. Özellikle sürücülerin kemer kullanmaması yolcuların kemer kullanımını olumsuz yönde etkiliyor. Diğer taraftan; her yolculukta kemer takan bir sürücü, yolcuların kemer kullanımını da teşvik etmiş oluyor. Ayrıca yakın çevremizdeki kişilerin (aile üyeler, yakın arkadaşlar) kemer takmaları ve kemer takmaya yönelik olumlu tutumları da çok önemli.
 
Emniyet kemeri takmamızı azaltan yaygın yanlış zihinsel şemalardan biri,  kemer takmanın sadece riski fazla algıldağımız zamanlarda alınması gereken bir önlem olduğuna inanmamız. Bu durum, trafiğin daha hızlı aktığı şehirlerarası yollarda ya da hava koşullarının kötü olduğu zamanlarda kemer kullanımının artmasını açıklıyor. Oysa çok düşük hızlarda yolculuk ediyor olsak bile bir kaza sonucu arabanın ani bir şekilde durması araba içindeki kemersiz sürücü ve yolcuların çarpma ve fırlama sonucu ciddi hasarlar almalarına sebep olabiliyor. Dolayısıyla riskin az algılandığı koşullarda yolculuk ederken, kemer takmanın gereksizlğine dair yanlış inancın ortadan kaldırılması gerekiyor; çünkü, trafikte olduğumuz her an belli bir risk ile karşı karşıyayız ve emniyet kemeri takarak basit ve kolay bir önlemle biri sürücü ve yolcu olarak riskimizi belirgin derecede azaltmış oluyoruz.
 
Ayrıca, kemer takmaktan kaynaklanan fiziksel ve psikolojik rahatsızlık da kemer kullanımını azaltan diğer önemli bir neden. Kemer takmanın faydalarına gerçekten inanan ve bunu her yolculukta otomatik olarak gerçekleştirmeye başlayan kişiler için kemer takmak, rahatsız edici olmaktan çıkmaktadır.
 
Cinsiyet, yaş, eğitim seviyesi gibi özellikler da kemer kullanımında önemli sanırım. Hangi gruplar kemer kullanmaya daha çok eğilimli?

Evet, kemer kullanımı bahsettiğiniz demografik değişkenlere göre değişiyor. Erkeklere oranla kadınlar daha çok kemer takıyor. Ayrıca, çoğunlukla kemer kullanımı yaşın ve eğitim seviyesinin artmasına paralel olarak artıyor.
 
Bu sonuçlar dünyada da benzer mi? Yani kemer kullanımını engelleyen veya arttıran faktörler her yerde aynı mı?
 
Emniyet kemeri kullanımına yönelik faktörleri inceleyen uluslararası çalışmalara baktığımız zaman kemer kullanımını artıran ve azaltan faktörlerin genel olarak birbirine benzer olduğunu görüyoruz. Ama tabi ki her ülkenin trafik ortamına ve kültürüne özel faktörler de olabiliyor. Mesela, emniyet kemeri kullanımına yönelik yasaların ne derede caydırıcı olduğu ve  ne ölçüde uygulandığı, ülkeden ülkeye değişim gösterebiliyor. Bu da kemer kullanım oranlarını etkiliyor. Ayrıca, özellikle az gelişmiş bazı ülkelerde, kader inancının kişilerin trafikte tedbirler almalarını azalttığını görebiliyoruz. Örneğin, ‘ne yaparsam yapayım kazaların, ölümlerin önüne geçemem’ anlayışına sahip bir kişi, emniyet kemeri takmayı gereksiz bir tedbir olarak görebiliyor.
 
Siz bu tarz, örneğin kaderci yaklaşım gibi kısmen kültürel kabul edilen faktörleri incelediniz mi?

Yaptığımız emniyet kemeri çalışmalarında kültürel faktörlere değinmedik. Fakat, kısa süre önce Türkiye ve Norveç’i trafikteki risk algısı, sürücü davranış ve tutumları temelinde karşılaştırdığımız bir çalışmada Türk katılımcılar arasında kaderci anlayışın, Norveçli katlımıcılara kıyasla daha çok olduğunu gördük. Bu çalışmaya dayanarak kaderci anlayış Türkiye’de trafik güvenliğini azaltıyor demek doğru olmaz ancak müslüman ülkelerde daha yaygın olan bu inancın trafik güvenliği için potansiyel bir problem olduğunu gösteren uluslararası çalışma sonuçları var. Ayrıca Türkiye’den ülkelerin trafik kültürleri arasındaki farkları ve bu farkların trafik güvenliğine yansımalarını inceleyen çalışmalar da var. Bu çalışmalar Türk trafik kültüründe hakim olan özelliklerin yüksek risk-alma eğilimi, karşılıklı toleransın azlığı ve öfke gibi daha maskülin özellikler olduğunu ortaya koymaktadır.
 
Siz aynı zamanda kemer kullanımının sağlıkla ilişkili davranışlar arasındaki ilişkileri de incelediniz. Bu konuda en çarpıcı sonuçlar neler?

Yaptığımız çalışmada emniyet kemerinin sağlığı güçlendirici davranışlar ile pozitif bir şekilde ilişkili olduğunu gördük. Yani, sağlıklı davranışlar gösteren bir kişi aynı zamanda emniyet kemerini de daha çok kullanıyor. Bu da aslında beklenen bir şey. Bu ve benzer bulgular sağlığımızı etkileyen farklı davranışlarımızın altında yatan sağlığın önemine yönelik zihinsel şemaların ve sağlığı öncelikli olduğu bir yaşam tarzının varlığına işaret etmektedir.

Peki araştırmalarınız ve bu alanda yapılan çalışmalar ışığında emniyet kemeri kullanımını arttırma konusunda kimlere, hangi kurumlara neler yapılmasını önerebilirsiniz?

Emniyet kemeri kullanımını artırmayı hedefleyen birçok müdahalenin temel amacı, emniyet kemeri kullanımının içselleştirilmesine ve bir alışkanlık haline getirilmesine katkıda bulunmak olmalıdır. Bu konuda yasaları düzenleyen ve uygulayan mercilere önemli görevler düşüyor. Her şeyden önce emniyet kemeri takmamak gibi trafik ihlâlleri yapıldığında kişilere verilen cezaların caydırıcı nitelikte olması gerekir mesela; yüksek miktarlarda ödenen para cezaları gibi. Daha da önemlisi, bu yasa ve düzenlemelerin aktif ve etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Örneğin kemer takmak, arka koltuk yolcuları için de zorunlu olduğu halde neredeyse hiç bir zaman arka koltuk yolcuları polis tarafından bu hususta denetlenmiyor. Dolayısıyla ilk önemli adım emniyet kemeri kullanımına yönelik daha etkili yasalar düzenlemek ve bu yasaları etkili bir şekilde uygulamak.
 
Diğer önemli bir adım emniyet kemeri kullanımını amaçlayan geniş çaplı kampanya ve programların geliştirilmesi olabilir. Bu tür kampanya ve programlarda çeşitli kitle iletişim araçları (örn. televizyon, radyo, gazete) kullanılarak emniyet kemerinin neden gerekli olduğu ülke çapında ve uzun süreli olarak vurgulanmalıdır. Davranışın önemli belirleyicilerinden biri tutumlar olduğu için, bu tür kampanyaların diğer bir amacı da emniyet kemeri kullanımına yönelik pozitif tutumların kişiler arasında yaygınlaştırılması olmalıdır.
 
Okullarda verilen trafik eğitiminin çok küçük yaşlarda başlamasının insanların trafikteki kuralları içselleştirmesi ve alışkanlık haline getirmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle eğitim kurumlarına da önemli bir rol düşüyor.
 
Diğer bir çok trafik sorununun çözümünde olduğu gibi emniyet kemeri kullanımının artırılması konusunda da yasal mercilere, polise, eğitim kurumlarına, yol güvenliğine ve halk sağlığına yönelik birçok özel ve kamu kuruluşuna ve medyaya önemli görevler düşmektedir.

Ajanspsikoloji.com