İşte Hülya Avşar’ın Elele’ye verdiği o röportaj;
* Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Nasıl hissediyorsunuz?
– Şu an hayatımın keyfini çıkarma dönemindeyim. Allah’ın şanslı kullarından biri olduğumu düşünüyorum. Çünkü hayatla ilgili yapmam gerekenleri çok kıvamında bir yaşta yaptım ve bitirdim. Tabii ki yapmaya devam ediyorum, ama bundan sonrası işin eğlence kısmı, keyfi, tadı… Dolayısıyla hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum.
* Ne zamandır böyle hissediyorsunuz?
– Son bir senedir… Benim hayatımda bir şeyin eksik gidiyor olması; bu ufacık bir şey bile olsa çok çabuk moralimi bozar.
O yüzden hem özel hayatım, hem iş hayatım, hem kendi görselliğim, hayata bakış şeklim, zekamı kullanış şeklim, kısacası çok tadında bir hayat yaşıyorum. Her şeyi halletmiş vaziyetteyim. Olayların üzerinde dans ediyor gibi hissediyorum kendimi.
* Biraz tamamlanma dönemi gibi mi?
– Kesinlikle… Yapmam gereken ne varsa; sanat hayatım, evlenmek hatta boşanmak, Allah uzun ömür versin çocuk yapmak, manevi anlamda birçok şeyi yapmış ve başarmış olmak, kısacası maddi manevi her şey artık tamamlandı, artık raks ediyorum.
İNSANLAR BANA DESTURLA YAKLAŞMALI
* Yıllarca kendi programlarınızın hakimi oldunuz, başrolde hep siz vardınız. Şimdilerde çoklu projelerin içindesiniz. Nasıl bir fark var? Programlarınızı başkalarıyla paylaşmak nasıl geldi size?
– Bu, başkası dediğimiz kişileri sevmem ve onlarla ilişkilerimin ne durumda olduğuna bağlıydı biraz. Ben yaptığım bütün programları kendi programım gibi görüyorum. Acun (Ilıcalı) çok çalışkan bir çocuk, sabahın köründe işini yapar, montaja gider ama belki reytinglere ben ondan daha önce bakıyorumdur.
Kendi programım gibi hissediyorum, o kadar severek yapıyorum. Talk show ise en sevdiğim şey. Sormak, konuşmak… Sormaya bayılıyorum. Öyle bir şeyde ikinci ya da üçüncü kişiyi asla kabul etmem. Ama bu tür programlarda son derece mutluyum, keyifliyim.
* Nasıl bir ilişkiniz var Acun Ilıcalı’yla?
– Birbirine yük olmayan iki insanız. Birbirimize katkımız var ama yükümüz yok. Onun egosunun olmaması beni çok mutlu ediyor, bu da çok önemli. Ben pas veriyorum, o gol atıyor ya da tem tersi…
* Genç yeteneklerin art arda gelmesi hiç “Artık devrim kapanıyor mu?” diye düşünmenize neden oluyor mu? Böyle bir telaşa kapılıyor musunuz zaman zaman?
– Kendinizi, haddinizi, yolunuzu bilir hedeflerinizi koyarsanız bu asla olmaz… Herkesin kabul etmesi gereken bir iki isim var Türkiye’de… Desturla yaklaşmaları gereken…
Bunlardan biriyim. Saysak zaten üç kişi çıkar. Ben onlarla yarışmayacağım hiçbir zaman. Onlar da buna cesaret edemeyecekler. Ben hep yukarıya bakıyorum.
Yaşımın kadını olarak, yaşı gibi davranan ama hayatın gerçeklerini de her zaman kabul eden biri olarak yaşamayı seviyorum. Bir şeyleri kabullenmek dünyanın en büyük huzuru ve mutluluğudur.
İÇ HUZURUMU DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN AŞKA ÜŞENİYORUM
* Bu yaşlarınızda en çok neleri keşfettiniz kendinizle ve hayatla ilgili?
– İçini doğru, temiz tuttuğun ve dua ettiğin takdirde hayatta olmayacak şey yoktur. Ben hayatı göğüslediğimi düşünüyorum. O yüzden çok konforlu bir hayat yaşıyorum artık. Bunu şimdilerde hissetmeye başladım. İç huzurum iyi.
Oturup hayatımı film izler gibi izleme noktasına geldim. Hayatımda hiçbir zaman yaptığım işin zevkini ve keyfini çıkarmayı başaramadım. Şimdi kendimin ve yaptıklarımın kıymetini bilip bunun tadını çıkarıyorum. İlk defa Hülya Avşar’ı karşıdan değerlendirecek ve kıymetini bilecek vaktim var.
* Bu yoğunluğun içinde en çok neler enerjinizi emiyor?
– Enerjimi ancak insanlar emebilir. Ben de o insanları temizledim hayatımdan. Bazıları kendiliğinden oldu. Birkaç arkadaşıma ise direkt telefon açıp “Artık seninle görüşmek istemiyorum” dedim.
* Aşkın eksikliğini hissediyor musunuz?
– Çok enteresan ama iç huzurumu bozmak istemediğim için üşeniyorum sanki. Adım atacak gibi olup atmaktan vazgeçiyorum. Niye böyleyim bilmiyorum. Ya da karşıma henüz benim düzenimi bozacak özellikte biri çıkmadı.
* Ne kadardır aşk yok hayatınızda?
– 2,5 senedir. İlişki yaşamak istediğim kişiler olsa da tam adım atmışken hep geri çektim kendimi. Yine bir şey eksikti çünkü. O ufacık bir eksiklik için bile düzenimi bozmak istemiyorum. Yüzde 100 değecek bir kişi bulamadım. Belki de hiç olmayacak. Onu da bilmiyorum.
İLİŞKİDE REZİL BİR SEVGİLİ OLUYORUM!
* Bu kadar güçlü bir karakter sevgiliyken nasıl oluyor?
– Rezil! İlişkilerde biraz yanlış şeyler yapıyorum. Bu Hülya Avşar’lığın verdiği baskıyla, karşımdakinin kendini iyi hissetmesi gerektiği baskısıyla başka bir hâl alıyor ister istemez. Ben gerçekten veriyorum kendimi ilişkime. Gözüm başka hiçbir şeyi görmez. Eğer mutluysam ondan başka bir şeyi görmem. Her şeyi yapabilirim onun için.
Yeter ki bunun kıymetini bilip karşılığında bana bunun farkında olduğunu hissettirsin. Ama şöyle de bir yapım var, ataerkil bir aileden geldiğim için erkeğimi hep taşımam gerekir duygusuyla yaşıyorum, sonra kendim sıkılıyorum. İlişki için kolay bir kadın değilim. Bundan şikayet de olmuyorum.
* Peki bir ilişkide erkek ne yaparsa biter sizin için?
– Ben saygıya çok değer veren biriyim. Saygısızlık yaparsa biter. Bir de çok çabuk dolduruşa gelen bir erkek benim gözümde değerini yitirir. Kendi düşüncelerine saygı duymayan erkek de gözümden düşer.
YENİ SİNEMA FİLMİ GELİYOR
* Hep oyunculukla var oldunuz ama uzun zamandır bir şey yapmıyorsunuz. Şimdi nasıl bir yol izleyeceksiniz? Yeni haberleriniz var mı?
– Kesinlikle çok keyif alacağım bir sinema filmi hazırlığı içindeyim. Emine Şenlikoğlu’nun bir kitabını sinema filmi haline getiriyoruz. Havalarda uçuyorum, çok heyecanlandığım bir rol. Öyle bir hikaye, öyle bir rol ki birkaç sene konuşulacak bence. Bütün özlemimi o filme yansıtacağıma eminim.
ZEHRA, HELAL SÜT EMMİŞ BİRİYLE EVLENSİN İSTERİM
* Kızınızla ilgili nasıl hayalleriniz var?
– Her anne gibi ben de kızımın çok iyi bir eğitim görmesini istiyorum. Helal süt emmiş bir ailenin oğluyla evlenip eşiyle bir yastıkta kocamasını istiyorum. İyi bir anne, iyi bir eş olmasını istiyorum.
Kalabalık, çoluğu çocuğu olan bir yuva hayal ediyorum onun için. Ben bir taneyle kaldım, o birkaç tane doğursun. Çok anormal, çok yüksek hayallerim yok onun için.
Elele Dergisi