Vampir Avcısı Savaşçı Rahip

Filmler
Ali Erden Özel efektçilikten yönetmenliğe geçen Amerikalı yönetmen Scott Charles Stewart’ın, Güney Koreli Hyung Min-woo’nun çizgi romanından sinemaya uyarladığı Priest/Kutsal Savaşçı, görs...
EMOJİLE

Ali Erden

Özel efektçilikten yönetmenliğe geçen Amerikalı yönetmen Scott Charles Stewart’ın, Güney Koreli Hyung Min-woo’nun çizgi romanından sinemaya uyarladığı Priest/Kutsal Savaşçı, görsel anlamda hayli zengin, çarpıcı bir bilimkurgu. Yönetmen Stewart’ın filmi distopyayı, karanlık bir geleceği betimliyor. Bu film Ortaçağ’ın karanlık kilise devirlerinin, western sinemasının, korku filmlerinin, kilisenin denetimindeki Şehirler’in Ridley Scott’ın Blade Runner/Mahşerin Fedaisi bilimkurgusundaki mekânlardan düşmüş gibi yansıması.
 
Çizgi roman ve manga çağrışımı

Hikâye, vampirlerle insanların savaşı üzerine açılıyor. Savaşçı rahipler, vampirleri şimdilik yeniyorlar. Bu kısa savaş anlarından sonra film seyirciye, Güney Kore “mahwa” gösterisi yapıyor. Bu çizgi roman/film, Japon “manga”sını çağrıştırıyor. Film, vampirlerin, çiftçilikle uğraşan Pace ailesine saldırısını göstererek asıl hikâyesine başlıyor. Arılar gibi kovanda büyüyen vampirler, bir gece ailenin evine geliyorlar. Anne Shannon (Madchen Amick) ölüyor, baba sanılan Rahip’in kardeşi Owen (Stephen Moyer) yaralanıyor ve Lucy de (Lily Collins) vampirler tarafından kaçırılıyor. Lucy’ye âşık Westland Şerifi Hicks (Cam Gigandet), Rahip’e geliyor ve kanlı macera başlıyor. Owen, Rahip’in (Paul Bettany) kardeşi. Shannon, geçmişte Rahip’in karısıymış. Elbette Lucy de Rahip’in kızı. Kiliseden yeniden vampirlerle savaşmak için Monsenyör Orelas’tan (Chisthopher Plummer) izin alamayan Rahip, kiliseye karşı gelip Şerif Hicks’le beraber vampirlerle savaşa girişiyor. Onlara Rahibe de katılıyor sonra. Bir de “kötü adam” insan vampir “Kara Şapka” (Karl Urban) var.
 
Üç boyut heyecan verici

Kutsal Savaşçı, Sergio Leone’nin “spagetti western” filmlerinden düşmüş bir Clint Eastwood gibi. Uzun final bölümündeki trenli sahneler gerçekten heyecanlı. Bir de film üç boyutlu olunca, atmosferin içindeymiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Fonda Mozart’ın müzikleri de duyuluyor, belirtelim. [Taraf]