Yeni Dalga Akımından Mutlaka İzlemeniz Gereken 7 Film

Filmler
François Truffaut, Jean-Luc Godard gibi yönetmenlerin öncülük ettiği Fransız Yeni Dalga akımından 7 filmi sizler için derledik… Fransız Yeni Dalga filmleri… Yeni Dalga Filmleri… Yeni...
EMOJİLE

François Truffaut, Jean-Luc Godard gibi yönetmenlerin öncülük ettiği Fransız Yeni Dalga akımından 7 filmi sizler için derledik… Fransız Yeni Dalga filmleri… Yeni Dalga Filmleri… Yeni Dalga Film Listesi…

 

1 ) 400 Darbe

400 darbe “okul kırmak” anlamına gelen bir Fransız deyimidir. Ödevini yapamadığı için okuldan arkadaşıyla birlikte kaçan küçük bir çocuk, yolda yürürken annesini yabancı bir adamın kollarında görür. Ertesi gün çocuk okula gittiğinde öğretmeni neden okula gelmediğini sorar ve çocuk “annem öldü” der. Öğretmeni çocuğun ailesi ile konuşur. Ailesi ve öğretmenleri neden böyle bir yalan söylediklerini öğrenmeye çalışırlar. Daha sonra küçük çocuk ve arkadaşı bulundukları yerden kaçmaya karar verirler. Amaçları denize ulaşmak ve orada yaşamaktır; fakat hiçbir şey istedikleri gibi gitmez.

François Truffaut’un 1959 yapımı filmi sadece Fransız Yeni Dalgasının değil sinemanın başyapıtları arasındadır. Bu film ile birlikte Fransız sinemasını ağır bir dille eleştiren Truffaut, 400 Darbe ile yaptığı bu eleştirileri sinema dilinde de anlatmış ve Fransa’da yeni bir akımın doğmasını sağlamıştır.

 

2 ) Cléo Beşten Yediye

Agnes Varda‘nın yazıp yönettiği “Cléo Beşten Yediye” filmi, Fransız şarkıcı Cléo’nun (Corinne Marchand) kanser kuşkusu üzerine yapılan biyopsinin sonucunu beklerken geçirdiği iki saatin gerçek zamanlı öyküsünü anlatır. Filmde, hayatın anlamını sorgulayan ve bireyin değerinin ne olduğunu anlamaya çalışan bir felsefi akım olan varoluşçuluğun sıklıkla ele aldığı birkaç motif işlenmiştir. Bunlar, ölümlü bir varlık olan insanın umutsuzluk ve çaresizliği ile daha anlamlı bir hayatı arayış gibi temalardır.

1962 yapımı film Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülüne aday gösterilmişti.

 

3 ) Hiroşima Sevgilim

Hiroşima Sevgilim, Alain Resnais’in başyapıtı sayılan bu filmde bireysel bir takım olaylardan yola çıkarak küresel sorunlara değinilmektedir. Oteldeki küçük bir kaçamak yerini aşk ve savaş, ölüm ve yaşam, yıkım ve onarım gibi temel karşıtlıklara bırakır. Resnais, filmdeki Fransız kadın ile aşık olduğu Alman askerinin ilişkisini ve sonradan Alman askerin Fransızlarca öldürülmesini bize gösterirken Almanya ile Fransa arasında savaşı ve masum bir şehrin (Nevers) işgalini anlatır. Yine burada Alman askeri olan sevgilisi Almanya’yı temsil etmektedir. Almanya da sevgilisi gibi bitecek, yok olacaktır.

 

4 ) Kadın Kadındır

Angela Paris’te bir kulüpte gündüzleri striptiz dansçısı olarak çalışmaktadır. Birlikte aynı evi paylaştığı Émile Récamier’e (Jean-Claude Brialy) aşıktır ve ısrarla ondan bir bebek yapmak istediğini söyler ama kendisine karşı fazla ilgili gözükmeyen Émile buna pek istekli değildir. Komşuları Angela’ya Madam Récamier diye hitab ederler ama onlar henüz evli değillerdir. Émile evlenme planlarını da sürekli erteler. Bu arada ortak arkadaşları Alfred de (Jean-Paul Belmondo) Angela’ya aşıktır. Émile’den beklediği ilgiyi göremeyen ve istekleri sürekli reddedilen Angela Alfred’le yatar, ama tekrar Émile’e döner.

Senaryosunu Fransız Yeni Dalga akımının öncü yönetmeni Jean-Luc Godard’ın yazıp yönettiği “Kadın Kadındır” yönetmenin ilk renkli filmidir. Filmin Altın Ayı ödülüne aday gösterildiği Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Anna Karina “En İyi Kadın Oyuncu” dalında, yönetmen Jean-Luc Godard da “Özel Dalda” Gümüş Ayı ödüllerini almışlardı.

 

5 ) Serseri Aşıklar

Günün birinde Micheal Poiccard Marsilya’da bir araba çalar ve bir polis öldürür. Paris’te Champs Elysées’de New York Herald Tribune gazetesi için stajyerlik yapan genç Amerikalı Patricia’yı (Jean Seberg) bulur. Daha önce bir kaç gece birlikte olmuşlardır. Micheal, her yerde aranırken eski arkadaşlarıyla buluşup Roma’ya gidecek paraya elde etmeye çalışır. Bunu yaparken Patricia’yı da yanında götürmek ister. Patricia, Micheal’den etkilenir ancak duygularından emin değildir. Sonunda Patricia onu polise ihbar eder. Micheal Montparnasse’de sokak ortasında vurulur.

François Truffaut’un gazete haberinden yola çıkarak geliştirdiği fikrini Godard o güne dek dünyada örneği görülmemiş serbestlikte bir stilde ve sayısız okumaya açık, olabildiğince sempatik bir şekilde ortaya koyuyor. Sinemada devrim niteliği taşıyan bir film olan Serseri Aşıklar kuşkusuz Fransız Yeni Dalgasının en önemli filmlerinden biridir.

 

6 )Vivre sa vie

Jean-Luc Godard’ın yönettiği, başrolünde Anna Karina’nın yer aldığı 1962 yapımı film Türkiye’de Hayatını Yaşamak adıyla yayınlanmıştır.

Film aktris olma umuduyla eşini ve küçük yaştaki oğlunu terk eden yirmili yaşlarındaki Nana’nın öyküsünü anlatmaktadır. Tezgâhtar olarak kazandığı paranın yetersizliği ve oyunculuğa başlayamamasıyla daha fazla para kazanmak için fahişe olarak çalışmaya başlar. Film Nana’nın hayatından alınmış kesitler halinde 12 bölümde anlatılmıştır.

 

7 ) Le Mépris

Le Mépris, Jean-Luc Godard tarafından Il disprezzo (1954) adlı kitaptan sinemaya uyarlanmıştır. Filmde başrolde Brigitte Bardot oynamaktadır.

Amerikan film yapımcısı Jeremy Prokosch, Homeros’un Odesa’sını filme çekmek için Avusturyalı yönetmen Fritz Lang’ı işe alır. Ama Fritz’in filmini ticari bulmayan bulan Prokosch, filmin senaryosunu yeniden yazması için bir roman yazarı ve senarist olan Paul Javal’ı işe alır. Bu durumdan sonra Paul’un karısı Camille ile olan evliliği çatırdamaya başlar.