Vahşiyiz, vahşisiniz, vahşiler…

Filmler
‘Vahşiler’, Oscar’lı yönetmen Oliver Stone’un son dönemdeki iki sıkıntısını bünyesinde topluyor: Meselesizlik ve nostalji arayışı. Üstüne bir parça mental yorgunluk da ekleninc...
EMOJİLE

‘Vahşiler’, Oscar’lı yönetmen Oliver Stone’un son dönemdeki iki sıkıntısını bünyesinde topluyor: Meselesizlik ve nostalji arayışı. Üstüne bir parça mental yorgunluk da eklenince film, şiddetle yoğrulmuş uzun soluklu bir video klip estetiğinde kalıyor. Başka türlü söylersek ‘Vahşiler’, hiçbir özgünlüğü olmayan senaryosu ve karton tipleriyle başlı başına bir hayal kırıklığı.
 

"Her ikbalin zevali vardır" sözünü Oliver Stone’un filmografisi için düşünürsek, Oscar’lı yönetmen ikinci aşamaya geçmiş görünüyor. ‘Vahşiler’ (Savages), bu durumun son örneği. Aslında uzun bir süredir düşüşte Stone. Belki muhaliflikten yoruldu, belki zamana yenildi, bilinmez. Eskisi gibi şaşırtmıyor, çarpmıyor, sersemletmiyor artık. Sineması sakinleştiğinden değil, sanki meselesi kalmamış gibi. Kâh ‘yoktan’ bir mesele arıyor kâh eski defterleri karıştırıyor.

‘Vahşiler’, hem meselesiz hem de nostaljik bir çaba oluşuyla yönetmenin son dönemdeki iki eğilimini de bünyesinde toplayan ‘nadide’ bir örnek! Önce hikâye: ‘Bilimsel’ yöntemler kullanarak daha kaliteli hizmet sunan iki yeniyetmenin uyuşturucu dünyasında hızla yükselmesi, Meksika’nın kuzeyindeki Baja uyuşturucu kartelinin dikkatini çeker. Başında ‘Kraliçe’ Elena’nın olduğu kartel, Ben ve Chon adlı iki gence, raconda ‘çökme’ olarak tabir edilen durumun kapitalist düzendeki kibar halini teklif eder: "Güçlerimizi birleştirelim. Bizim için çalışın, size yüzdenizi verelim." Ben ve Chon teklifi reddedince, Elena onları ikna etmek için kız arkadaşları Ophelia’yı kaçırır. İki arkadaş, biraz yola gelir; çünkü Baja karteli, problem çözmedeki ‘vahşi’ yöntemleriyle nam salmıştır. Bu sırada; Elena’nın tetikçisi Lado, sadece kendine çalışan FBI ajanı Dennis ve bölgenin diğer uyuşturucu çeteleri de başka planların peşindedir.

Adının neden ‘Vahşiler’ olduğunu cevaplarcasına, ‘Testere’ serisini hatırlatan bir sahneyle açılıyor film. Elinde elektrikli testereyle maskeli bir adam, dizleri üzerine çökmüş ölümü bekleyen ‘kurbanların’ önünden geçiyor. Seyirciye de "kan banyosuna hazır olun" mesajı veriliyor bir bakıma. Daha sonra bu görüntüyü izleyen Ben ve Chon, Baja kartelinin bu yaptığından hareketle onları ‘vahşiler’ olarak niteliyor. Fakat Oliver Stone’a göre ‘vahşilik’ sadece şiddetle ilişkili değil; daha çok yaşam biçimiyle ilgili. Bu durumda, açık ilişki yaşayan, aralarında hiçbir sınır bulunmayan Ben, Chon ve Ophelia üçlüsü de vahşi (yabani) oluyor. Bu yüzden Elena ve onun tetikçisi Lado da, bu üç arkadaşı ‘vahşiler’ olarak görüyor. Fakat karakterlerin ‘nedenleri’ üzerine ikna edici bir şey göstermiyor film. Hatta böylesi bir gayrete bile girişmiyor.

Oliver Stone’un ‘vahşilik’ üzerine pek esaslı olmayan bu ‘debelenişi’, meselesizlik ile ilgili. Üstüne bir parça mental yorgunluk ve nostalji arayışı eklenince film, müstehcenlik ve şiddetle yoğrulmuş uzun soluklu bir video klip estetiğinde kalıyor. Başka türlü söylersek ‘Vahşiler’, hiçbir özgünlüğü olmayan senaryosu, karton tipleri ve ele aldığı konu ile karakterlere alabildiğine yüzeysel yaklaşımıyla başlı başına bir hayal kırıklığı.

Filmin müzikleri, bu hayal kırıklığını az da olsa hafifletiyor. Yönetmenin mental yorgunluğu oyuncuları da etkilemiş gibi; neredeyse durumu ‘idare’ ediyorlar. Belki Salma Hayek ile Benicio del Toro’nun diğerlerinden biraz daha olumlu bir kompozisyon çizdiği söylenebilir; o kadar. Son olarak; 18 yaş sınırıyla gösterime giren ‘Vahşiler’in, bünyesi ve midesi hassas izleyici için rahatsızlık verebilecek içerik ve görüntüye sahip olduğu notunu düşelim.

VAHŞİLER

SAVAGES

YÖNETMEN: OLIVER STONE

OYUNCULAR: BLAKE LIVELY, TAYLOR KITSCH, AARON JOHNSON, SALMA HAYEK, BENICIO DEL TORO, JOHN TRAVOLTA

Ali Koca
Zaman