Türk sinemasında 2006’dan bu yana afişlere çıkmayan bir ‘yıldız’ var. Karanlığı, umudu ve ihtişamıyla zaman zaman kendini gösterse de, dört yıldır hiç ‘afişe’ olmayan İstanbul, bu ‘makûs’ talihini yenecek gibi görünüyor. 60 yerli filmlik yeni sezonda filmler yine İstanbul’u mesken tuttu. ‘Şimdilik’ ikisi de onu ismine taşıdı. Yani, sinema İstanbul’u yine unutmadı.
Türk sineması mayıs-eylül arasını yine setlerde geçiriyor. Yazdı, sıcaktı, Ramazan‘dı demeden kimi otel odasında, kimi sokaklarda, kimi stüdyoda çekimleri yaptı, yapıyor. 60 civarında filmin doludizgin hazırlandığı yeni sezonda, öğrenilmiş bir çaresizlik olarak biliyoruz ki, yine 5-6 film, yapımcısının yüzünü güldürecek, diğerleri salonlarda kaybolacak. Bu önemli sorun çözülmeyi bekleyedursun sektörün son yıllardaki hareketliliği devam ediyor. Zaman gazetesinden Ali Koca’nın haberine göre, önümüzdeki sezonun filmlerindeki en dikkat çekici nokta ‘İstanbul patlaması’. İstanbul‘un sinemamızda mekân olarak merkezde yer alması şaşırtıcı değil tabii ki. ‘İlk Türk filmi’nden beri durum böyle sürüp gidiyor zaten. En son 2006’da bir yerli filmin adını teşrif buyuran İstanbul, bu yıl biraz daha baskın bir ‘karakter’ olarak sinemamızda yer alacak gibi görünüyor. Tabii ki bunda İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı’ının destekleri de etkili. Hint yapımı ‘Mission Istanbul’u saymazsak, Seçkin Yaşar’ın yönettiği ‘Sevgilim İstanbul’undan beri afişlerde kendini göstermedi şehir. Ama çokça yer aldı filmin karelerinde. Bu kez, sadece semtleriyle değil; ismiyle, bugünüyle ve geçmişiyle de perdede arzı endam edecek. İşte yeni sezonun İstanbul filmleri:
İstanbul Beni Unutma: Hüseyin Karabey’in öncülüğünde bir araya gelen 6 genç yönetmenin 15’er dakikalık kısa filmlerinden oluşacak filmin çekimleri başladı. Açılışı, Kar filmiyle dikkatleri çeken Boşnak yönetmen Aida Begic’in yaptığı film, İstanbul 2010 projesi. Begic’in ardından sırasıyla Stefan Arsenijevic (Sırbistan), Stergios Niziris (Yunanistan), Omar Shargawi (Danimarka), Hany Abu-Assad (Filistin) ve Eric Nazarian (USA) İstanbul’a gelecek ve kendi İstanbul hikâyelerinin çekimlerini gerçekleştirecek. 5 yönetmenin bir araya geldiği 2004’teki Anlat İstanbul filminin yanı sıra Paris I Love You’yu da hatırlatan İstanbul Unutma Beni, ilk filmlerinde başarılı işler yapan yönetmenlerin elinden çıkacak ‘kısalarıyla’ şimdiden merak ettirmeyi başarıyor.
İstanbul My Dream: İstanbul’a bir ‘yabancı’ bakış daha! Macar yönetmen Ferenc Török’ün yönettiği film, acılı iki karakteri İstanbul’da buluşturuyor. Daha çok ‘Macar yönetmen István Szabó’nun oyuncusu’ olarak bilinen Joanna Ter Steege ile Yavuz Bingöl başrolü paylaşıyor. Filmin yapımcısı da Sonbahar’ın yapımcısı Serkan Acar. Bir Macar kadınla İstanbullu inşaat işçisinin birbirine tutunma çabasına İstanbul ev sahipliği yapıyor.
Sultanın Sırrı: Geçtiğimiz günlerde Hollywood’lu oyuncuları Mark Dacascos ve Emanuel Bettencourt’un da ülkemize geldiği film, İstanbul’a Dan Brown gözüyle bakıyor! ‘Çemberlitaş’ın altındaki bir odada Hz. İsa’ya ait kutsal emanetlerin gömülü olduğu’ efsanesinin peşinden giden filmin senaristi, Ömer Erbil; yönetmeni de Hakan Şahin.
Saç: İlk kez Locarno’da yüzünü gösteren Saç filminde Tayfun Pirselimoğlu, ‘pus’lu havalardan geçip Tarlabaşı’nda ekmeğini ‘saç’tan çıkaran Hamdi’nin hikâyesini anlatıyor. Rıza Akın ve Nazan Kesal filmin başrollerinde.
Vay Arkadaş -Manik, Tik, Dildo: İsmiyle dikkat çeken komedi-aksiyon filminde, Demet Evgar, Mete Horozoğlu, Fırat Tanış, Ali Atay oynuyor. Kemal Uzun’un yönettiği film, İstanbul’un kenar mahallelerine götürecek seyirciyi.
40: Geçtiğimiz yılın Altın Portakal’ından beri vizyon bekleyen filminde Emre Şahin, göçmenlere odaklanıyor. İstanbul mu fonda yoksa göçmenler mi ona izleyince karar vermek lazım.
Kösem Sultan: Avni Özgürel’in senaryosunu yazdığı film bir İstanbul 2010 AKB projesi. Tarkan ve Cem Özel kardeşlerin yönettiği filmde Kösem Sultan’ın farklı dönemlerini Damla Sönmez ile Selda Alkor oynuyor. ‘Başka bir Kösem Sultan’ hikâyesini anlatmayı hedefleyen filmin çekimleri Topkapı Sarayı’nda yapıldı.
Fetih 1453: "İstanbul’un fethinden ne güzel film olur!" fikri nihayet perdeye taşınıyor. Yapımcı Faruk Aksoy’un giriştiği bu zorlu işten nasıl bir film çıkacağı henüz belli değil tabii ki. Aksoy, aralıkta gösterime girmesi planlanan filmi için "Böyle fetih mi olur dedirtmem" diyerek seyirciye umut veriyor.