Olumlu eleştiriler alan yeni tarihi dram filmi “12 Years a Slave”de 1841’de yasadışı bir şekilde köle olarak satılan bir siyahi adamın hikayesini anlatan Steve McQueen film hakkında konuştu.
Flicks and Bits’e konuşan yönetmen, kölelik tarihini gerçekçi bir şekilde yansıtmanın kendisi için büyük önem taşıdığını açıkladı. “Sinemada köleliğe dair ciddi bir eksiklik var” diyen McQueen, “Bu benim için düşünülecek bir şey değildi. Bu konuyu filme taşımak istedim. Bu tarihi yansıtabilmek istedim. Bu, işte bu kadar önemliydi” diye konuştu. Kölelik kavramını, sinema tarihinde yer almayan bir biçimde işlemek istediğini söyleyen McQueen, kölelik hakkında bir şeyler okumakla bunu sinemada görmenin yarattığı farkın çok büyük olduğunu belirtti.
Filmin dikkat çekmesinin çok güzel olduğunu, çünkü bu sayede köleliğe dair sorgulamaların da ortaya çıkacağını belirten yönetmen, “Benim için bu film hayatta kalmak hakkında. Umarım oluşacak sorgulamalar da ırk, cinsiyet gibi sınırları aşar. Evet, ırk burada önemli bir etken, ama film tamamen bunu anlatmıyor” dedi.
“Bu film Solomon Northup’ın ailesine geri dönüş hikayesi”
Yönetmen filmin asıl temasının insan ruhunda bulunan sevgi ve sevme kapasitesi olduğunu, 
zorlukları aşmak için sevgiye nasıl tutunulduğunu göstermek olduğunu söyledi. “Bu film sevgiyle ilgili bir film” diye belirten McQueen, “Sevginin içinde de üstesinden gelinmesi gereken bir sürü sorun ve baş edilmesi gereken bolca acı vardır. Bu film köle olarak satılan Solomon Northup’ın ailesine geri dönüş hikayesi ve benim de göstermek istediğim bu” dedi. Solomon Northup’ın gerçek hikayesinden uyarlanan film hakkında, filmde Northup’ı canlandıran Altın Küre adayı oyuncu Chiwetel Ejiofor da filmin ve karakterin çarpıcılığı karşısında çok etkilendiğini söylemişti.
Milliyet