‘Politik sinemaya inanmıyorum’

Filmler
50. Altın Portakal Film Festivali’nin ‘ağır’ misafiri İranlı yönetmen Asghar Farhadi ve yeni filmi ‘Geçmiş’ dün seyirciyle buluştu. Film gösterimi sonrası soruları cevaplayan Farhadi, politik sinemaya...
EMOJİLE

50. Altın Portakal Film Festivali’nin ‘ağır’ misafiri İranlı yönetmen Asghar Farhadi ve yeni filmi ‘Geçmiş’ dün seyirciyle buluştu. Film gösterimi sonrası soruları cevaplayan Farhadi, politik sinemaya inanmadığını, insanî ilişkilere dair bir hikâyede, politik sinemadakinden daha fazla sosyal, ahlakî ve politik mesele yer alabileceğini söyledi.

Altın Portakal Film Festivali’nin 50. yılında yerlilerden önce ‘yabancılar’ sahaya çıktı. İlk gün Kırım filmi ‘Haytarma’ seyirciyle buluştu, dün ise Asghar Farhadi’nin yeni filmi ‘Geçmiş / Le Passe’ gösterildi. Boşanmak üzere olan çocuklu bir ailenin sırlar, yalanlar ve yanlış anlamalar ile örülü öyküsünü anlatan filmin gösteriminden sonra yönetmen Farhadi ve oyuncu Ali Mosaffa, basının karşısına çıktı. Farhadi’nin Altın Ayı ve Oscar alan önceki filmi ‘Bir Ayrılık’ ile benzerlikler taşıyan, yönetmenin Fransa’da çektiği ‘Geçmiş’, Cannes’dan iki ödülle dönmüştü.

İranlı yönetmene sorulan ilk soru, beklendiği gibi, İran’da film çekmek ile Fransa’da film çekmenin farklılıkları üzerine oldu. Farhadi, dil problemi dışında kendisini ‘yoran’ bir şey olmadığını, İran dışında çekse de üslubunu koruduğunu söyledi. ‘Neden Fransa?’ sorusuna ise “Özel bir nedeni yok; öykü bunu gerektiriyordu.” cevabını verdi. Aslında ‘Geçmiş’, Fransa’da çekilmiş olsa da bütün dünyada yaşanabilecek insanî ve vicdanî bir mesele anlatıyor seyirciye. Nitekim Farhadi, filmi Küba’da gösterdiğinden ve aynı dertlerin orada olduğundan bahsetti: “Ben Doğu ile Batı’yı iki ayrı parça olarak görmüyorum. Ülkesinden gitmek isteyen insanlar sadece Ortadoğu’da değil, Küba’da, Avrupa’da hatta ABD’de bile var. Beni ilgilendiren, meselenin siyasi tarafından ziyade, gitmek ile kalmak arasındaki insanların ‘güzel bir gelecek’ için geçmişlerini kaybetmesi. Bu büyük bir trajedi ve beni en çok ilgilendiren bu. ‘Bir Ayrılık’ta da ‘Geçmiş’te de bu trajediyi işledim.”

Filmlerinde politik meseleler yerine evrensel insani öyküler anlatmasının nedenini ise şöyle açıkladı yönetmen: “Ben politik sinemaya inanmıyorum. İnsani bir durumu, mesela bir ailede yaşanan hikâyeyi anlattığınızda politik sinemadan daha fazla sosyal ve politik arkaplan bulabilirsiniz. İlla ki filmlerin içine politik mesaj yerleştirmeniz gerekmez. İnsan ilişkilerini anlatarak da onun arkaplanında sosyal ve siyasi şeyler söyleyebilirsiniz.”

‘ÖNCE SENARİST, SONRA YÖNETMENİM’

Hikâyelerinin iç içe geçmiş yapısına dair bir soru üzerine ise İranlı yönetmen, “Yazarken yazmak, çekerken de yönetmenlik zor geliyor. Ama benim için yönetmenlik sonra gelir; her şeyden önce yazarım (senarist). Ben Hollywood’da olduğu gibi senaryoya sahte kıvrımlar yerleştirmek yerine hayatın içinden gerçek durumlar eklemeyi seviyorum.” dedi.

Sinemadan önce tiyatroyla uğraştığını söyleyen Asghar Farhadi, “7 yıl boyunca tiyatro yaptım. Sonra sinemaya başladım. Strindberg, Çehov ve Harold Pinter üzerine çalıştım, dolayısıyla filmlerimde onların etkileri var.” şeklinde konuştu. Sanat filmi ve gişe filmi ayrımının tıpkı Türkiye gibi İran’da da olduğunu belirten Farhadi, kendi filmlerinin ise ‘şanslı’ olduğunu düşünüyor. İlk filmlerini güçlükle yaptığını, 2006’da çektiği ‘Çeharşenbe-sûri / Fireworks Wednesday’ ile gişede başarıya ulaştığını söyledi. Tam rakam vermese de ‘Bir Ayrılık’ ile ‘Geçmiş’in de İran’da başarılı bir gişe yakaladığını ifade etti.

Festivalde dün, ulusal yarışmadan iki film gösterildi. Mehmet Bahadır Er ile Maryna Er Gorbach’ın yönettiği ‘Sev Beni’ filmi, karı-koca yönetmenlerin hayatından izler taşıyan otobiyografik bir aşk öyküsü anlatıyor. Alpgiray M. Uğurlu imzalı ‘Uvertür’ ise yatalak annesiyle çetin bir geçmiş muhasebesine giren bir adamın hikâyesini anlatıyor. Festivalde dün ayrıca, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin fikir babası yönetmen Behlül Dal adına ‘Sinema Müzesi’ açıldı. Ulusal yarışmada bugün sadece Atalay Taşdiken’in yönettiği ‘Meryem’ filmi gösterilecek.
Ali Koca
Zaman