Sinema sektörünün en büyük ödülü olarak kabul edilen Oscar’lar 7 Mart Pazar gecesi düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. Bir filmin başarılı olmasında sadece senaryo, oyuncular ve yönetmen etkili değil. Aynı zamanda film müziği de çok önemli. Bunu en iyi bilenlerden biri de Alman besteci Hans Zimmer.
Ünlü bestekâr Hans Zimmer’in Santa Monika’daki stüdyosu bugüne kadar çok sayıda Hollwood yıldızını ağırladı.
Çünkü Hans Zimmer, hâlihazırda Hollywood’un en çok film müziği üreten bestecisi. 52 yaşındaki sanatçı hemen hemen her yıl Altın Küre, Grammy ya da Oscar aday listelerinin müdavimleri arasında.
Sanatçı bu yıl da sekiz dalda Oscar’a aday gösterilen Guy Ritchie’nin ‘Sherlock Holmes’ filmi için yaptığı besteyle "En İyi Film Müziği" dalında Oscar adayı. Zimmer, efsanevi dedektif Sherlock Holmes’un maceralarının anlatıldığı filmin müzik çalışmalarını şöyle anlatıyor:
"Sherlock Holmes üzerine bir film yapıldığından haberim yoktu. Bir gün yönetmen Guy Ritchi beni aradı ve bir Sherlock Holmes filmi çektiğini söyledi. Her montaj odasına gittiğinde ‘Batman-Kara Şövalye’ (The Dark Knight) filminin müziğini kendi filminde denediğini ancak kendisinin Batman değil Sherlock Holmes için bir müzik aradığını bildirdi. Zaten benim de en son istediğim ‘Kara Şövalye’deki kendi müziğimi tekrarlamak olurdu. Böylece konuyu derinden ele almaya başlamış olduk.”
Hans Zimmer, bu görüşmenin ardından Londra’ya yönetmenle bizzat görüşmeye gidiyor. Guy Ritchie‘nin aksiyon filmleri yaptığını bilen Zimmer, filmin kaba montajını görür görmez yönetmenin ne istediğini 20 saniye de kestirebildiğini kaydediyor ve ardından hemen çalışmalara başlıyor.
‘Sherlock Holmes’ filmi için ilham kaynağı
Daha önce ‘Gladyatör’, ‘Son Samuray’, ‘Batman-Kara Şövalye’ ve ‘Aslan Kral’ gibi filmlerin müziklerini besteleyen Hans Zimmer, ‘Sherlock Holmes’ filminin müzikleriyle 8’inci kez Oscar’a aday gösteriliyor. Aynı zamanda artık Hollywood’un klasiklerinden sayılan ‘Yağmur Adam’ filminin bestecisi de olan sanatçı, sadece ‘Aslan Kral’ filminin müzikleriyle Oscar heykelciğini evine götürebildi. Normalde yönetmenlerle çekimlerden önce çalışmalara başladığını belirten Hans Zimmer, ‘Sherlock Holmes’de ilk kez bitmiş bir filmin müziklerini bestelediğini, bu nedenle ‘Sherlock Holmes’ü canlandıran Robert Downey Junior‘u ilham kaynağı olarak aldığını belirtiyor:
"Tabiki hepimiz ünlü kahraman Sherlock Holmes’ün keman çaldığını biliyoruz. O nedenle bu kez çalışmamı daha değişik yaptım. Robert Downey Junior’u buraya çağırdım ve bana oynadığı karakter hakkında bir şeyler anlatmasını istedim. Ona, ‘Sen nasıl bir Sherlock Holmes’sün anlat bakalım’ dedim. Her şeyden önce ‘Nasıl bir kemancısın?’ diye sordum. Ve işin en güzel yanı, Robert’ın da müzisyen olması. Daha önce birkaç albüm çalışması oldu. Bu nedenle iki müzisyen olarak sohbete başlamak çok keyifli oldu.”
Stresli süreç
Hans Zimmer, tam 7 ay boyunca filmin müziği üzerinde çalışmış. Sık sık sabah 6’lara kadar, nefes almadan beste yapmış. Çünkü besteyi tamamlaması için üzerindeki baskı çok büyükmüş. Bu durumu şöyle dile getiriyor:
"Bu iş için ayrılan bütçe tabii çok büyük ve besteci, film işinde hep en sona kalanlardan. Herkes sizin biran önce film müziğini bitirmenizi bekliyor. Sherlock Holmes’ün müziğini 1 Ağustos’ta tamamlamam gerekiyordu ama ben bunu ancak 29 Kasım’da başarabildim. Ben hiçbir zaman filmin bütçesi nedir diye sormadım. Eskiden filmin maliyeti düşünülürdü. Şimdiyse beklenen gişe başarısı yakalanamazsa film stüdyolarının batması söz konusu. Neticede bu baskıyı sürekli üzerinizde hissediyorsunuz.”
Oscar’a az kaldı
Ancak bu durum ‘Sherlock Holmes’ filmi için söz konusu değil. Film şu an sadece ABD’de 200 milyon doların da üzerinde gişe hasılatı yapmış durumda. Filmin baş rol oyuncusu Robert Downey Junior da Altın Küre‘de ‘Müzikal-Komedi’ dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi oldu. Sinemacıların kalbi, 7 Mart’ta düzenlenecek Oscar ödül töreni için çarpıyor. Ancak dünyanın en gösterişli film ödülleri töreninin, ünlü besteci Hans Zimmer‘i pek heyecanlandırdığı söylenemez.
"Ben sükûneti elden bırakmamaya çalışıyorum; eşim de öyle. Hatta daha önce bir kaç Oscar törenine yalnız gitmek zorunda kaldığım da oldu.”