Ghobadi Türkiye’de Oyuncu Arıyor

Filmler
‘Sarhoş Atlar Zamanı’ ve ‘Kaplumbağalar da Uçar’ gibi filmleriyle tanınan İranlı Kürt yönetmen Bahman Ghobadi, Altın Portakal Film Festivali Uluslararası Yarışma Bölümü’n...
EMOJİLE

‘Sarhoş Atlar Zamanı’ ve ‘Kaplumbağalar da Uçar’ gibi filmleriyle tanınan İranlı Kürt yönetmen Bahman Ghobadi, Altın Portakal Film Festivali Uluslararası Yarışma Bölümü’nün jüri başkanı olarak Antalya’da. Bir yandan da Türkiye ve Erbil’de çekeceği yeni filmi için oyuncu arayışında olan yönetmen, "Türk sinemasının bizi desteklemesini istiyoruz. Çünkü sinema, sinemadır; Türk’ü, Kürt’ü olmaz!" diyor.

Emir Kusturica etrafında gelişen hararetli tartışmaların ortasında kalan Altın Portakal’ın bir film festivali olduğu neredeyse unutulacak. Sinema o kadar geri planda kaldı ki bugüne kadar ulusal yarışma bölümünde gösterilen sekiz film, ‘gündem yoğunluğu’ndan dolayı basında kendine yer bulamadı. Uluslararası yarışma jürisi de hep Kusturica’yla anıldı. Ancak aynı jüride Bahman Ghobadi gibi İran ve Kürt sinemasının önemli bir ismi daha var. Tartışmalardan vakit bulduğumuz bir ‘arada’ Ghobadi’yle konuştuk.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ilk uzun metrajlı filmi ‘Sarhoş Atlar Zamanı’ ile adını duyuran İranlı Kürt yönetmen, Türkiye’de olduğu için mutluydu. "Şimdi bir Kürt gelmiş jürinin başı olmuş. Bu bana güzel bir mesaj veriyor. Birbirimize yakınlaşıyoruz. Kürdistan’da bir festival olsa orada bir Türk’ü jüri başı edeceğim." dedi. Ghobadi’nin mutluluğunun bir sebebi daha var; çünkü sadece festivalde jüri başkanlığı değil, yakında çekeceği filmine oyuncu bakmak için de gelmişti Antalya’ya. Biraz deşince ayrıntıları da alıyoruz ağzından. İstanbul, Van ve Irak’ta çekilecek yeni filmin dili Türkçe, Kürtçe ve Farsça olacak. İki ya da üç ay içinde çekimlerine başlayacağı filminin sürprizlerini Ghobadi’den dinleyelim: "Filmin bir bölümü Türkiye’de çekilecek, bir bölümü de Erbil’de. Hatta burada Türk oyuncularla görüşmeler yapıyoruz."

"Türk sinemasına saygı duyuyorum"

Ghobadi isim vermekten kaçındı ama kulislerde Beren Saat’in kadroda yer alma ihtimali, dolayısıyla da Saat’in ‘Kürtçe konuşmaya yakın’ olduğu şimdiden dolaşıma çıkmış durumda. Senaryonun detaylardan kaçınsa da Ghobadi, şu cümlesiyle film hakkında bize önemli bir bilgi veriyor: "Bu film kardeşlik adına da bir mesaj olacak." ‘Kaplumbağalar da Uçar’ filminin de yönetmeni olan Ghobadi’nin bu coğrafyanın dertleri ve problemlerine vâkıf bir sinemacı olduğuna şüphe yok. Dolayısıyla da kardeşliğe vurgu yapan ortak bir proje üzerinde çalıştığını duymak heyecanlanmak ve meraklanmak için yeterli bir sebep aslında.

Ortadoğu’da yaşananlara ve özelde de Kürtlerin sıkıntılarına ‘film yaparak’ kılavuzluk edebileceğini söylüyor Ghobadi. "O toprakların, orada yaşayanların hikâyesini, efsaneleri anlatarak bunu yapabilirim." diyen yönetmen, Erbil’de bir sinema okulu kurduğunu anlattı. Sinemaya meraklı gençlerin eğitim göreceği bu okulda yılda en az üç film çekmeyi planlıyorlar. Görüşmemizden önce düzenlediği basın toplantısında Ghobadi, Kürt sinemasını yetim bir çocuğa benzetmişti. Bunu biraz açmasını isteyince ‘komşudan’ yardım istediğini anladık: "Türkiye’de çok değerli arkadaşlarım var. Türk sinemasına büyük saygı duyuyorum. Biz Türk sinemasını çok seviyoruz. Türk sinemasının da Kürt sinemasını desteklemesini istiyoruz. Çünkü sinema, sinemadır; Türk’ü, Kürt’ü olmaz!"

Ghobadi, düzenlediği basın toplantısında, ‘İran’da film çekemediğinden yakınarak, "Şimdi İran’da herkes ‘İran sineması öldü’ diye düşünüyor. Çünkü İran’da sansür var, sinemada baskı var.” demişti. Bir süre önce hapisten çıkan ve film yapması yasaklanan yakın arkadaşı Cafer Penahi’yi sorduğumuzda, Bahman Ghobadi, Türkiye’de kendisiyle konuşan hemen herkesin onu sormasından memnun olduğunu söyledi önce; sonra da onun iyi olduğunu… Ancak şunları da ekledi: "Aslında pek iyi değil, ama şu anda iyi, film yapabilir. Ve tabii ki hükümetle olan problemleri devam ediyor."

Zaman