Berlin‘de devam eden 60. Uluslararası Film Festivali‘nde dün Afgan asıllı Alman yönetmen Burhan Qurbani‘nin "Şehadet" adlı filmi gösterildi.
"Bal"ın ardından İslami öğelerin yer aldığı bir başka filmin daha festivaldeki iddialı yapımlar arasında olması Berlinale‘de İslam‘a olan ilginin arttığı yorumlarına yol açıyor. Üç Müslüman gencin Almanya‘daki yaşamlarını konu edinen Şehadet, festivalde İslami öğelerin ağırlıkta olduğu tek film değil. Bosna Hersek asıllı Jasmila Zbanic‘in "On The Path"ı, Hintli yönetmen Karan Johar‘ın ‘Benim Adım Khan’ı ve Türk asıllı yönetmen Feo Aladağ‘ın ‘When we Leave’ adlı filmleri bazıları tartışmalı da olsa Müslümanları merkezine alan diğer yapımlar.
‘Altın Ayı’ için yarışan Şehadet, Qurbani‘nin ilk uzun metrajlı filmi. Gösterimden sonra düzenlenen basın toplantısında bir basın mensubunun ‘Filmdeki imamı çok hoşgörülü buldum, keşke tüm imamlar öyle olsa.’ ifadesine Qurbani, "Bu ifade beni çok üzdü. İmamların en az yüzde 99’u hoşgörülü, hepsi halkı kışkırtıcı değil. Filmde kendi hayatımdaki günah-sevap muhasebesini yapmaya çalıştım." cevabını verdi. Filminin bir sahnesinde Almanya‘da Milli Görüş‘ün temelini atan Yusuf Zeynel Abidin‘in kızı Emel Abidin Algan‘ın yer alması da dikkat çekiyor.
Festivalde bugün gösterilecek olan ‘On the Path’ ise Bosnalı Luna‘nın Vahabbi akımına yöneldikten sonra içkiyi bırakan eşi ile olan ilişkisindeki değişim anlatılıyor. ‘Benim Adım Khan’da ise Müslüman bir isme sahip olduğu için havaalanında tutuklanan bir adamın trajikomik hikâyesi ele alınıyor.