29. Uluslararası İstanbul Film Festivali‘nde Altın Lale ödülü, Yağmur-Durul Taylan kardeşlerin yönettiği Vavien‘in oldu. Film, Engin Günaydın‘a da en iyi senaryo ödülünü kazandırdı.
Festivalin önceki akşam Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı‘ndaki kapanış töreninde en iyi yönetmen ödülünü Min Dît ile Miraz Bezar alırken, aynı filmdeki başarısıyla çocuk oyuncu Şenay Orak en iyi kadın oyuncu seçildi. Beş Şehir‘deki performansıyla Tansu Biçer ise en iyi erkek oyuncu ödülünün sahibi oldu.
Gecede Kardeş Türküler davetlileri türkülerin dünyasına götürürken, bazı konuşmacıların İzlanda‘daki yanardağdan ve kül bulutlarından bahsetmesi, salonun atmosferini değiştirdi. Bahsedilmesi gerekiyordu zira ödül için gelecek pek çok isim havaalanlarında mahsur kalmıştı. ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ alan usta oyuncu ve yönetmen Klaus Maria Brandauer de volkanik patlamalar yüzünden ülkesine gidemeyecek olanlardandı. Seyirciler, en çok sempatik tavırlarıyla Brandauer‘e güldü.
Bu yıl Şakir Eczacıbaşı anısına verilen ‘Altın Lale Uluslararası Yarışma Ödülü’ne Belçikalı Felix van Groeningen‘in ‘Şeylerin Boktanlığı’ filmi değer görüldü. Ödülü filmin oyuncuları Wouter Hendrickx ve Bert Haelvoet aldı. Eczacıbaşı Topluluğu‘nun 25.000 Euro‘luk para ödülünü ise Eczacıbaşı Topluluğu Sağlık Grup Başkanı Sedat Birol takdim etti. Yılın en iyi Türk filmi ve yılın en iyi yönetmenine Kültür ve Turizm Bakanlığı da 50 bin TL veriyor.
HALK, FESTİVALDE ‘BAL’ DEDİ
Festivalin halk ödülü izleyicilerin oylarıyla belirlendi. Uluslararası yarışmada Kanadalı genç yönetmen Xavier Dolan‘ın Annemi Öldürdüm; ulusal yarışmada ise Semih Kaplanoğlu‘nun ‘Bal‘ı ödül aldı. Kaplanoğlu aynı ödülü daha önce ‘Süt’ ve ‘Yumurta’ ile de almıştı. Festivalin kapanış töreninin ardından konuklar, Gabriel Garcia Marquez‘in oğlu Rodrigo Garcia‘nin yönettiği ‘Anneler ve Kızları’ adlı filmi izledi. Festival, dün yedi festival sinemasında 21.30 seanslarındaki gösterimlerin ardından hem resmen hem de fiilen sona erdi.
Festivalin ödülleri
ALTIN LALE ULUSAL YARIŞMA
En İyi Film: Vavien (Yağmur-Durul Taylan)
En İyi Yönetmen: Miraz Bezar (Min Dît)
En İyi Kadın Oyuncu: Şenay Orak (Min Dît)
En İyi Erkek Oyuncu: Tansu Biçer (Beş Şehir)
En İyi Senaryo: Engin Günaydın (Vavien)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Barış Özbiçer (Bal)
En İyi Müzik: Mustafa Biber (Min Dît)
Jüri Özel Ödülü: Bal (Semih Kaplanoğlu)
ALTIN LALE ULUSLARARASI YARIŞMA
Altın Lale Ödülü: Şeylerin Boktanlığı (The Misfortunates)
Jüri Özel Ödülü: Sandrine Kiberlain (Matmazel Chambon)
FACE Ödülü (Avrupa Konseyi Sinema Ödülü)
Ajami (Scandar Copti, Yaron Shan)
Tanrının Gittiği Gün (Philippe van Leeuw)
FIPRESCI ÖDÜLLERİ
Vavien, Matmazel Chambon (Stéphane Brizé)
RADİKAL HALK ÖDÜLÜ
Uluslararası Yarışma: Annemi Öldürdüm (Xavier Dolan)
Ulusal Yarışma: Bal (Semih Kaplanoğlu)
Festival Emek’le açıldı, Emek’le kapandı
Açılışı ‘Emek Sineması kapanmasın’ protestoları gölgesinde kalan, 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali‘nin kapanışında da benzer protestolar öne çıktı. Gecenin sunucusu M.Ali Alabora‘nın ‘Festival buruktu. Emek’siz bir festivali bitirdik.’ demesi, protestoların da fitilini ateşlemiş oldu. Açılışta olduğu gibi çalan borazanlar, atılan bildiriler ve üzerinde ‘Emek Sineması bizim İstanbul bizim’ yazılı dev pankart… Sloganlara seyirciler de alkışlarla destek verdi. İKSV‘nin de desteğini alan Emek Sineması için hazırlanan küçük bir de film izlettirildi davetlilere. Sadece yerli yapımcı ve yönetmenler değil, kürsüye çıkan yabancı konuklar da Emek‘e destek için konuştu. Tüm bu protestoları farklı yorumlayanlar da oldu. Bir oyuncu, ‘Bir şeyi bu kadar göze sokarsanız, ters teper’ diyerek protestolardaki abartıya dikkat çekti.