Altın Küre’de Beklenen Oldu

Filmler
Pazar gecesi sabaha karşı sahiplerini bulan 68. Altın Küre Ödülleri, beklendiği ve benim de söylediğim gibi geçti. ‘Sosyal Ağ-Zoraki Kral’ çekişmesinin ilk raundunu facebook kazandı. Böyle...
EMOJİLE

Pazar gecesi sabaha karşı sahiplerini bulan 68. Altın Küre Ödülleri, beklendiği ve benim de söylediğim gibi geçti. ‘Sosyal Ağ-Zoraki Kral’ çekişmesinin ilk raundunu facebook kazandı. Böylelikle Oscar Ödülleri için yorum yapma şansına nail olabildik. Öyle ki burada verilen ödüller sonucunda erkek oyuncu (Firth) ve yönetmen (Fincher) kategorisi dışındaki dallar bir hayli çekişmeli geçecek anlaşılan o. Kadın oyuncuda Natalie Portman, Nicole Kidman ve Annette Benning rekabeti zirveye çıkacak. Yardımcı erkek oyuncuda ise Christian Bale-Andrew Garfield yarışı çetin geçecek. Yardımcı kadın oyuncu kategorisi en büyük çekişmeye sahne olacak dal iken, “Başlangıç”ın teknik dallarda 3-4 ödül alma ihtimali garanti gibi. Ancak gecenin galibi bir aksilik olmazsa “Sosyal Ağ” olacak gibi. “Zoraki Kral” ise ‘en iyi film’ kategorisinde facebook’u tahtından edebilir. Şu aşamada o daldaki rekabetin nereye gideceğini masaya yatırmak gerek kanımca.

Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin (HFPA) verdiği, Oscar’ın habercisi olarak anılan Altın Küre Ödülleri’nin 68incisinde beklenen oldu ve “Sosyal Ağ” (“The Social Network”, 2010) en iyi film ödülüne uzandı. Böylece 27 Şubat 2011’de sahiplerini bulacak Oscar’lar öncesinde sözünü ettiğimiz ‘Zoraki Kral-Sosyal Ağ’ mücadelesinin ilk galibi belli olmuş oldu. Ancak “Sosyal Ağ”ın ezici bir üstünlükle dört ödüle uzanması belli ki Oscar ödüllerine de doğru oranda yansıyacak.

“Sosyal Ağ”ın Oscar yolu açıldı

Daha önce de belirttiğimiz gibi bu töreni ‘Oscar’ın habercisi’ olarak değerlendirmek gerek. Bu açıdan bakınca da “Sosyal Ağ”ın önünün açıldığını söyleyebiliriz. Ancak Altın Küre’de ‘stüdyo filmi’nin, Oscar’da ‘bağımsız proje’nin ödüle ulaştığı gibi bir durum da daha önce karşılaştıklarımız arasında var. Öyle ki 12 yıl önce “Aşık Shakespeare” (“Shakespeare in Love”, 1998) ile Steven Spielberg’ü (ya da “Er Ryan’ı Kurtarmak”ı) alt eden Weinstein’ler, kendi adlarını taşıyan yeni şirketleri ile “Zoraki Kral” için eylül ayındaki Toronto Film Festivali’nden beri yoğun bir pazarlama kampanyası yürütüyorlar.

Bunun sonucunda da Tom Hooper gibi daha rahat izlenir, hikaye anlatma sineması mensubu bir yönetmenin işi olan “Zoraki Kral” (“The King’s Speech”, 2010), David Fincher’ın ‘bozucu dünyası’nın en bu alana yakın eserine karşı galip gelebilir. Buna şaşırmamak lazım. Ancak şu aşamada Darren Aronofksy ve Christopher Nolan gibi daha devrimci yönetmenlerin işlerinin bir şansı olmadığı tescillendi. Bu sebeple de o konuda noktayı koymak lazım.

Oscar gecesinde yardımcı kadın oyuncu dalında kıyamet kopacak

“Siyah Kuğu”nun (“Black Swan”, 2010) sadece kadın oyuncu ve yardımcı kadın oyuncu, “Başlangıç”ın (“Inception”, 2010) ise teknik dallarda ödülün favorisi olduğu söylenebilir. Natalie Portman, burada olduğu gibi yine “Rabbit Hole”dan (2010) Nicole Kidman ile çekişecektir Oscar gecesinde de.

Yardımcı kadın oyuncu kategorisinde ise burada küreyi Mila Kunis’in elinden kapan Melissa Leo’nun yanında yine “Siyah Kuğu”dan Barbara Hershey’nin de yarışa katılmasıyla nasıl bir sonuç ortaya çıkar onu bilemeyeceğiz. Ancak Leo-Hershey-Kunis çekişmesinin arasına “Zoraki Kral”dan Helena Bonham Carter ve “Hırsızlar Şehri”nden (“The Town”, 2010) Blake Lively sürprizi de girebilir. Yani bu kategori muhtemelen Oscar gecesinin en çetin ceviz alanı olacak.

Christian Bale mi, Andrew Garfield mı?

Pazar gecesi verilen Altın Küre Ödülleri’nin bir başka çekişmeli dalı da belli ki yardımcı erkek oyuncu olmuş. Öyle ki son dönemdeki yükselişinin üzerine yine kilosuz, bitap düşmüş ve Oscar’ın çok sevdiği ‘uyuşturucu bağımlısı’ bir karakter ekleyen Christian Bale’in “Dövüşçü” (“The Fighter”, 2010) performansı önde gibi şimdilik. Onun Altın Küre ile mükafatlandırılması da bu yolu sonuna kadar açıyor.

Ancak Andrew Garfield’ın “Sosyal Ağ” ile onun hemen yamacında olduğunu unutmayalım. Zira kendisi hem “Beni Asla Bırakma”da (“Never Let Me Go”, 2010) hem de o filmde üst düzey performanslarla farklı rollerin altından kalkabilen bir genç yetenek. Kolay kolay da gelmez böylesi! Oscar amca da böylesi genç isimleri sever zaten.

Annette Benning, en iyi kadın oyuncu yarışına yüzde yüz destekle giriyor

Bunun dışındaki kategorilere bakınca da yine beklenenin olduğunu gözlemleyebiliyoruz. ‘Komedi-müzikalde en iyi film’ dalında “İki Kadın Bir Erkek” (“The Kids are All Right”, 2010), ‘komedi-müzikalde kadın oyuncu’da Annette Benning, ‘dramada erkek oyuncu’da Colin Firth, animasyonda “Oyuncak Hikayesi 3” (“Toy Story 3”, 2010), senaryoda “Sosyal Ağ” derken genel anlamda çok fazla sürpriz yaşanmadığı ortada. Elbetteki ‘komedi-müzikal’ olayı bir Oscar garantisi olmuyor.

Zaten o kategoride erkek oyuncuda yarışacağını söylediğim Kevin Spacey-Paul Giamatti ikilisinin adaylık şansı bile Akademi Ödülleri için yüksek değil. Bu sebeple de aslında birazcık buradaki ödüllerle veya adaylıkla teselli olmaları lazım. Ancak Annette Benning’in bankoluk durumunun ‘en iyi kadın oyuncu Oscar’ı’nda Natalie Portman ile karşı karşıya geldiğinde ne noktaya gideceğini de beklemek lazım. Öyle ki o dalda Portman, Benning ve Kidman’ı keskin bir yarış bekliyor.

Tabii bir diğer taraftan da “Biutiful”un (2010) ‘yabancı film’ dalında dışarıda kalmasının da Oscar’ın habercisi olduğunu not düşelim. Susanne Bier’in filmi “In A Better World”ün (“Hævnen”, 2010) ödüle uzanması için ise son beş senede bu kategoride Altın Küre’yi kucaklayan hiçbir filmin Akademi heykelciğini alamadığı istatistiğini vermek lazım.

Her esprinin bir doğruluk payı vardır demişler

Bunların yanında birkaç kelam da geceyle ilgili etmezsek ayıp olur. Paul Giamatti’nin ödül konuşmasındaki müstehcen ton, David Fincher’ın sorumluluk sahibi sanatçı duruşuyla ödülü bile almadan teşekkürlere geçişi, hastalığa yakalandığı için ayakta alkışlanan Michael Douglas’ın oluşturduğu duygu seli ve Robert De Niro’nun önceki onur ödülü alanların aksine işi mizaha vurup törenin o devresini keyifli geçirmesi, en fazla akılda kalan detaylar.

Bunlardan da gözlemlendiği üzere bu yıl töreni neredeyse Oscar töreni kadar eğlence aşıladığı söylenebilir. Bunda kuşkusuz sunuculuk yapan Ricky Gervais’nin iğneleyici esprilerinin payı büyük. Öyle ki daha önce benim de anlam veremediğimi belirttiğim “Turist”in (“The Tourist”, 2010) adaylığı için ‘Angelina Jolie-Brad Pitt’ ikilisi törene gelsin diye yapmışlar’ demesi, Tom Hanks’i överken Tim Allen’ı aşağılaması ve Steve Carell’ı çömezi gibi göstermesiyle birlikte şöhret dünyasına karşı hiciv dolu bir yaklaşım sergiledi. Şimdiden de bir sonraki tören için ‘İşinden oldu’ yorumlarını gözlemlemek mümkün.

HB