İlaç Bilincini Geliştirme ve Akılcı İlaç Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, antibiyotik kullanımının, insanlık tarihinde sağlık açısından bir dönüm noktası olmasına karşın, bugün gereksiz ve yanlış kullanımından ötürü de aynı zamanda ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Artan antibiyotik direncinin, dünyada ve Türkiye’de insanlığı tehdit eden ciddi bir sorun haline geldiğine dikkati çeken Balık, “Dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar, hastalık ve ölüm oranlarının artmasına ve hastanedeki yatış sürelerinin uzamasına neden olmaktadır. Bu sorunu bu kadar ciddi kılan bir başka durum da, mikroorganizmaların çok hızlı direnç geliştirmesine karşın dirençli enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilecek yeni antibiyotiklerin az geliştirilmesidir.” diye konuştu.
“Türkiye’de yılda 250 milyon kutu antibiyotik kullanılıyor”
Yanlış ya da gereksiz antibiyotik kullanımının bakterilerin yapısında ciddi değişikliğe yol açtığını belirten Balık, “Antibiyotiklerin yanlış tüketilmesi ya da yeterli dozlarda kullanılmaması, gün içerisinde gerektiği saatlerde veya gerektiği gün sayısında alınmaması gibi durumlar, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine neden oluyor.” uyarısında bulundu.
Balık, bunun sonucunda ilaç kullanımı ve tedavi harcamalarının her geçen gün arttığına işaret ederek, Avrupa genelinde dirençli bakteriler tarafından enfekte olan hasta sayısının arttığını ve antibiyotik direncinin halk sağlığı için birincil tehdit haline geldiğini gösterdiğini aktardı.
İsmail Balık, “Dirençli bakterilerin gelişmesinin durdurulması ve antibiyotiklerin gelecek nesillerde etkinliğinin sürdürülebilmesi için tek çare, antibiyotiklerin akılcı kullanımıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin antibiyotik kullanımı ve direnç problemi konusunda Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer aldığı bilgisini veren Balık, “Yaklaşık her üç reçetenin birinde antibiyotik yer almaktadır. Hatta, Güneydoğu’daki bazı illerimizde bu oran yüzde 50’leri bulmaktadır. Yılda yaklaşık 250 milyon kutu civarında antibiyotik kullanılmaktadır. Bu da yaklaşık 1,5 milyara mal olmaktadır.” dedi.
“Antibiyotiklerin tümüne dirençli bakteriler gelişiyor”
Balık, artık mevcut antibiyotiklerin tümüne dirençli bakterilerin geliştiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Günümüzde, neredeyse hiç tedavi şansı olmayan enfeksiyonlar gözleniyor. Antibiyotiklerin hem insan sağlığı hem de tarım ve hayvancılık sektörlerinde gereksiz yere ve uygunsuz kullanılması, turizm, göçler, uluslararası yolculuklar, hijyen eksikliği gibi birçok konu, sorunun artık küresel bir sorun haline gelmesine neden oluyor. Ayrıca sadece insanlar ve hayvanlardaki antibiyotik kullanımı değil, bunların ekolojik döngü içerisindeki dönüşümleri de antimikrobiyal direnç üzerinde etkili oluyor.
Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar, özellikle de yoğun bakım ortamında ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ciddi bir sağlık tehdidi oluşturuyor. Dirençli bakterilerin neden olduğu bu hastalıklar, tedaviye dirençli olup hastanede yatış sürelerinin uzamasına ve bununla ilgili komplikasyonların gelişmesine, ölüm ve hastalığa yakalanma oranlarında artışa yol açıyor.”
“Antibiyotikler, ağrı kesici, ateş düşürücü değildir”
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yaptığı ankete de değinen Balık, antibiyotiklerin evde en çok saklanan ilaç grubunu oluşturduğunu ve bunun yaklaşık üçte birinin kullanılmadan çöpe atıldığını belirtti.
Normalde doktorun verdiği antibiyotiklerin, şikayetler düzelse bile önerilen süre boyunca kullanılması gerektiğine işaret eden İsmail Balık, akılcı antibiyotik kullanımının, Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası ve ulusal birçok kuruluş ve otorite tarafından çağın en büyük sorunlarından birisi olarak kabul edilen antimikrobiyal direnç olgusu ile mücadelede en temel basamaklarından biri olarak kabul edildiğini söyledi.
Balık, antibiyotik kullanmadan önce mutlaka hekime danışılması, hekim reçete etmedikçe ve eczacıya danışılmadıkça asla antibiyotik kullanılmaması gerektiğini ifade ederek, antibiyotiklerin ağrı kesici, ateş düşürücü olmadığının ve her hastalığı tedavi etmediğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Özellikle soğuk algınlığı, nezle ya da grip gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığının altını çizen Balık, eş dost tavsiyesiyle ilaç kullanılmaması gerektiğini kaydetti.