İnsan vücudunda doğal olarak bulunan maddelere yapısal ve aktivite olarak benzer özellikte olan biyolojik ürünlerin geliştirilmesinde ve üretiminde biyoteknoloji’den yararlanılmaktadır. Biyolojik ürünlerin çoğunluğu büyük molekül ağırlıklı hormonlar, antikorlar, aşılar, kan faktörleri ve büyüme faktörleridir.
Biyolojik ürün keşfetmede ve geliştirmede kullanılan üç temel biyoteknolojik yöntem; rekombinant DNA teknolojisi, monoklonal antikorlar ve PCR (polimeraz zincir reaksiyonları)’dır. Ayrıca gen terapi, farmakogenomik, ribozimler ve transgenik hayvan teknolojileri de kullanılmaktadır. Son 10 yılda moleküler mühendisliğin kullanılmasıyla büyük ilerlemeler gösteren biyoteknolojik ürün geliştirmede, molekülün aminoasit ve karbonhidrat içeriği değiştirilerek biyolojik etkinliğinin arttırılması ve toksisitesinin azaltılması sağlanmıştır.
Gelişen biyoteknolojiyle beraber teknolojiler, ürünler, şirketler ve kazançtaki büyüme de dikkate değerdir. İlaç endüstrisine bakıldığında artan bir şekilde geleneksel kimyaya dayalı ilaçlardan biyoteknolojik ilaçlara doğru büyük bir ivme ile geçiş söz konusudur. Günümüzde 100’ün üzerinde hastalık rekombinant DNA teknoloji ile üretilmiş biyoteknolojik ürünlerle tedavi edilmektedir. FDA tarafından onaylanmış biyolojik ürünlerle tedavi edilen hastalıklar arasında: kanser, hemofili, multiple skleroz, diyabet, hepatit, büyüme geriliği ve akut miyokard enfarktüs yer almaktadır.
Sentetik ilaçlar için kullanılan farmasötik bileşiklerin yaklaşık %40’ı doğal kaynaklardan elde edilmektedir. Bugün, tıbbi bitki türlerinin sadece %10’unun kültürü yapılabilmektedir. Doğadan toplanan bitkilerde genetik çeşitliğin kaybı ve habitatın yok olabilmesi nedeniyle Padophyllum ve Taxus türlerinde olduğu gibi yok olma sorunları yaşanmaktadır.
Biyoteknolojide kullanılan yöntemlerle bu sorunların üstesinden gelebilmek mümkündür. Tıbbi bitkiler için biyoteknolojik yöntemler kullanılarak tıbbi bitkilerde olası ürün modifikasyonu ile istenilen doğal ürünlerin eldesi ve içeriğinin güçlendirilmesi sağlanabilmektedir. Bitki çoğaltma için gen teknolojisinin yanı sıra mikro çoğaltma, hücre ve tüylü kök kültürü yöntemlerinin hepsi son derece önemli olmakla beraber bu yöntemler çoğunlukla istenilen doğal ürünlerin verimini ve üretimini güçlendirmektedir.
Bitkilerden elde edilen doğal ürünler pahalı olmalarının yanı sıra uygun olmayan toplama yöntemleri nedenleriyle bitki soylarını çoğu tehlikeye girmiştir. Bu problemlerin üstesinden gelebilmek için, dünya genelinde kombinasyonel biyosentez veya biyoreaktörlerde güçlendirilmiş biyoişlemenin kullanıldığı yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Biyoteknolojik tekniklerinin uygulanması ile bitkilerden potensi yüksek standart saf ürün elde edilmesi gerçekleşmektedir.-biyogem.istanbul.edu.tr- Prof. Dr. Yıldız Özsoy Erginer