Yüzyıllardır yapılan geleneksel semanın yaylı çalgılar orkestrasıyla buluştuğu, Mevlevi ayininin dünyadaki tek "çok sesli" örneği olan "Senfonik Sema", Türkiye’nin ardından yurt dışındaki sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Göçmen Senfoni Orkestrası şefi ve besteci Musa Göçmen, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde beğeniye sunulan ve büyük ilgi gören gösterisiyle, Asya, Avrupa ve Amerika turnesine çıkmak için gün sayıyor. Göçmen, ‘Senfonik Sema’nın, tasavvuf ve klasik batı müziğinin bir araya geldiği bir gösteri olduğunu söyledi.
İki öz kültürün buluşması
Senfonik Sema’nın çok büyük bir buluşma olduğunu belirten Göçmen, şöyle devam etti: "İki öz ve rafine olmuş kültürün buluşması. Türk musikisinde Mevlevi ayinleri var. Bu ayinler, Türk musikisinin yarattığı en mükemmel ve en büyük formlar. Hatta besteciler, belli olgunluğa geldikten sonra Mevlevi ayini yazıyor. Yani batıdaki senfoninin karşılığı aslında. Orkestra ve çok sesli müzik ise batı kültürünün yarattığı en rafine sanatlardan biri. Senfonik Sema, bu ikisini nasıl buluşturabilirim fikrinden yola çıkan bir eser. İki üst düzey kültürü, ikisine de sadık kalarak, değerlerini ve ritüellerini tam olarak yerine getirerek hazırlanmış bir eser." Eseri ilk kez Mevlana’nın doğumunun 800. yılı dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle Antalya Senfoni Orkestrası ve Konya Tasavvuf Müziği Topluluğu ile sahnelediklerini bildiren Göçmen, gösteriyi bu yıl özel bir prodüksiyon haline getirdiklerini, en son gösterilerini de Bilkent Konser Salonu’nda yaptıklarını söyledi.
Hiçbir şekilde çakışma olmuyor
Ortaya çok değişik bir müziğin çıktığını belirten Göçmen, "Çünkü Türk musikisi, makamsal özelliklerinden dolayı aslında Batı müziğiyle pek uyum göstermez. Ancak eseri öyle bir formülle yazdım ki bir tarafta makamsal müzik çalınırken onun üzerine çok sesli müzik çalınıyor ve hiçbir şekilde çakışma olmuyor" diye konuştu. Eseri ilk kez Mevlana’nın doğumunun 800. yılı dolayısıyla Antalya Senfoni Orkestrası ve Konya Tasavvuf Müziği Topluluğu ile sahnelediklerini bildiren Göçmen, gösteriyi bu yıl özel bir prodüksiyon haline getirdiklerini, en son gösterilerini de Bilkent Konser Salonu’nda yaptıklarını söyledi.
Hedefi Vatikan’da gösteri
Göçmen Senfoni Orkestrası Şefi ve besteci Musa Göçmen, gösteri için yurt dışından teklifler aldıklarını ancak temmuz ve ramazan ayı olması nedeniyle ağustosu Türkiye’deki performanslara ayırdıklarını belirtti. Projenin bir misyon üstlendiğini, ticari olmaktan öte bütün kazanımları projeye harcadıklarını ifade eden Göçmen, şunları kaydetti:
Bu her yere yayılsın, herkes hayatında en az bir kez gösteriyi izlesin istiyoruz. Çünkü içinde Mevlana’nın çağrısı, uluslararası sanatın etkisi var. Çok büyük bir eser. Ama en uç noktadaki amacımız, bu gösteri öyle bir buluşma içeriyor ki Vatikan’da bir performans çığır açar diye düşünüyorum. Eser, evrensel müzik formatında yazıldı. Yani dünyanın her yerinde görücüye çıkabilir. Notaları, oradaki orkestra rahatlıkla seslendirebilir. Zaten turnelerimiz de bu şekilde, gittiğimiz yerin orkestrası, bizim semazenlerimiz ve tasavvufumuz. Biz yıllarca batı çok sesli müziğinin ayinlerini zaten operalarda seslendirdik. Artık bizim de ayinimiz her yerde seslendirilecek duruma geliyor."
Önyargılar siliniyor
Musa Göçmen, 38 kişiyle sahneye çıktıklarını, bazı gösterilerde bunu 60-70 kişiye çıkarabildiklerini söyledi. Tasavvuf ve klasik batı müziğinin birleştiği gösteriyle ilgili olumlu tepkiler aldıklarını anlatan Göçmen, "İnsanlar ‘Mevlevi ayini bozulmasın’ gibi düşüncelerle dahi gelse, bu önyargısı ilk 10 dakikada siliniyor. Çünkü eser büyük bir aşk teması,sevgi çağrısı içeriyor” dedi. [aa/star]