90’lar Kuşağını Ağlatan Konser

Konserler
Kaan Kosava Suede konseri ‘Saturday Night’la biterken eski sevgililerine sarılıp ağlayanlar gördüm. Manic Street Preachers’ın ardından One Love’a Suede’le son noktayı koy...
EMOJİLE

Kaan Kosava

Suede konseri ‘Saturday Night’la biterken eski sevgililerine sarılıp ağlayanlar gördüm. Manic Street Preachers’ın ardından One Love’a Suede’le son noktayı koymanın; NME’nin bir albümü sevip sevmeyeceğini tahmin etmenin çok prim yaptığı biz 90’lar kuşağı için anlamı büyüktü. Ergenlik valizimiz ortaya saçıldı, Melody Maker’ın ‘Stay Beautiful’ notuyla vedasını yeniden duyar gibi olduk. Oasis’ten Liam Gallagher’ın bütün o g.t’lükleri, Jarvis Cocker’ın sabah saatlerinde birdenbire ortaya çıkan sulu zırtlak kadın programlarını dinleyerek yazdığı şarkı sözlerini, 1994 Glastonbury’yi, Blur’ün solisti Damon Albarn’ın işçi sınıfından gelmiş olmak için k.çını yırtmasını… Daha yazayım mı?

Ha tabii en önemlisi, Oasis’in elemanları liste başarılarını gayrimenkulle değerlendirirken bizim Brett, ‘Ben eşcinsel deneyimi olmayan bir biseksüelim’ diyerek sansasyonel olmak için illa her yerde içip dağıtmanın gerekmediğini kaba İngilizlere öğretmişti.

Konsere dönelim… İki gün önce, İsrail’de çaldıkları şarkıları çaldılar Brett Anderson ve arkadaşları. Brett, gömlek ve siyah blucin tercihiyle 10 yıl önce bıraktığımız yerdeydi. Konser, ‘Saturday Night’la biterken eski sevgililerine sarılıp ağlayanlar gördüm etrafta. Dolayısıyla Suede hayranları da 10 yıl öncesine yoğun bir dönüş yaşadılar. Başımıza kötü bir şey gelmiş gibiydi. Ama yurtdışına çıkanlara dönüşte duty free’den parfüm aldırmak yerine NME ve Melody Maker dergileri ile bir Suede single’ı sipariş eden biz 90’lar kuşağı için sarsıcı bir geceydi. Kendini yiyip bitirme, içe atma, biraz utangaçlık, nadiren ortaya çıkan medeni cesaret anları, yetersizlik, biraz mahçubiyet, anne babanın boşanmasından mustarip arkadaş sayısının bolluğu ve daha niceleriyle anlatılacak yıllardı 90’lar… İşte geldi yaklaşık 3 saate sığdı. Şu kız kimdi, hani şu Brett’in adını tek ‘t’ ile yazan değil miydi o?

Radikal Gazetesi