İstanbul’da konser verecek olan The Gypsy Queens&Kings’in baş solisti Esma Redzepova beşi öz olmak üzere 47 çocuk ve 121 torun sahibi bir sanatçı ‘Çingeneler Kraliçesi’ tanınan sanatçı "Annelik çok iyi bir meslek" diyor
Rumen, Makedon, Bulgar, Sırp ve Fransız 20 müzisyenden oluşan The Gypsy Queens&Kings (Çingene Kraliçeler ve Krallar), bu akşam Cemal Reşit Rey konser salonunda Çingene ruhunu gözler önüne serecek. ‘Çingeneler Kraliçesi’ olarak tanınan Esma Redzepova ise bu grubun baş solisti olarak sahnedeki yerini alacak. 14 yaşında girdiği bir yetenek yarışmasında, yıllar sonra eşi olacak Stevo Teodosievski tarafından keşfedilen Redzepova’nın annesi Türk, babası ise Sırp…
20 DİLDE SÖYLÜYOR
20 farklı dilde şarkı söylüyor, yılda 200 konser veriyor. İnsani yardım amaçlı 1000’in üzerinde konser veren Redzepova, bu çalışmaları sebebiyle UNICEF tarafından ödüllendirildi ve ırkçılığa karşı sürdürdüğü mücadeleyle 2002 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Redzepova’nın önemli özelliklerinden biri de ‘geniş’ bir aileye sahip olması… ‘Çingeneler Kraliçesi’; Türk sanatçılar hakkındaki düşündüklerini ve anneliğini anlattı.
Geçen sene CRR’deki performansınız öncesinde evinizin bir bölümünde Çingene müzesi açacağınızı söylemiştiniz.
Evet, müzenin yüzde 95’i hazır durumda; fakat ufak tefek eksikleri kaldı. Daha önce de belirttiğim gibi kısa bir süre sonra açacağım, fakat bu bir Çingene müzesi değil! Müzenin ismi: ‘İnsanlık evi ve Esma ile Stevo Teodosievski’nin Müzik Müzesi’. Açıldığı zaman söz veriyorim; Türkler’i de davet edeceğim.
ÇİNGENELER’E SAYGI!
Çingene olmak sadece dans ve müzikle ilgili olmak demek değil; insani çalışmalarınızla bunu gösterdiniz. Çingeneliği nasıl tanımlarsınız?
Makedonya’da Çingene olarak yaşamak kolay bir şey. Çünkü Çingeneler, hükümet tarafından bir millet olarak kabul görülüyor. Yani ülkedeki kabul gören toplumsal gruplardan biri… Bazı röportajlarımda; diğer ülkelerdeki politkacılara Çingeneler’e saygılı olmalarını önermiştim. Eğer bunu yapmayı bilmiyorlarsa, Makedonya’dan öğrenebilirler.
BİR, İKİ DİYE BAŞLADIK
Beş tanesi öz olmak üzere 47 çocuğunuz ve onlardan 121 torununuz var. Turne programları arasında onlara nasıl vakit ayırabiliyorsunuz?
Anne olmak çok iyi bir meslek. Çocuklarımın hepsi büyüdüler; dolayısıyla artık onlar için yapacak bir şeyim kalmadı. Onların hepsiyle gurur duyuyorum. Bana olan sevgilerini her gün hissediyorum. Bana yaşama gücü veriyorlar.
Evlat edinmek sizin için ne manaya geliyor? Bu süreçten bahsedebilir misiniz?
Öncelikle evsiz çocuklarla hayatı paylaşmak büyük bir sevgi. Eşim Stevo ile evlat edinmeye başladığımızda bir veya iki çocuk olabilir diye düşünmüştük. Ardından büyük bir aile olmanın çok daha zevkli olduğunu gördük ve evlat edinmeye devam ettik. Toplam sayı 47’ye ulaştı.
İBRAHİM TATLISES İÇİN ÇOK ÜZÜLDÜM
Türk ve Makedon müziğinin ortak özelliklerini söyleyebilirsiniz?
Türk müziğinin Makedon müziği ile ortak pek çok yanı var. Türk müziğini seviyorum, annem Müslüman bir Çingene’ydi ve dili Türkçe’ydi. Bazı zamanlar Türk müziği dinliyorum ve müziğinizi çok seviyorum.
UMARIM HEMEN İYİLEŞİR
Birlikte çalıştığınız Türk sanatçılar var mı? Hangi Türk sanatçıları tanıyorsunuz?
Evet. ‘Türk Kardeşler’ (Kardeş Türküleri’ kastediyor) adında büyük bir grup var. 20’nci yıllarını kutladıklarında bu programa ben de davetliydim. İbrahim Tatlıses’i çok iyi tanıyorum ve başına gelen trajediden dolayı çok üzgünüm. Ona geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Umarım en kısa zamanda iyileşir. En büyük dileğim bu.
Sabah