Türkçeyi “Yunus Emre”den öğrenmek istiyorlar

Edebiyat
Türk dili ve kültürünü dünyaya tanıtan Yunus Emre Enstitüsü, Nijer’den Brezilya’ya, Libya’dan Arjantin’e farklı ülkelerden davet alıyor. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. ...
EMOJİLE

Türk dili ve kültürünü dünyaya tanıtan Yunus Emre Enstitüsü, Nijer’den Brezilya’ya, Libya’dan Arjantin’e farklı ülkelerden davet alıyor.

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk dili ve kültürünün dünyada tanıtılmasında Yunus Emre Enstitüsünün önemine dikkati çekti.

Dünya genelinde Türkçeyi öğrenme talebinin her geçen gün arttığını ifade eden Develi, şunları söyledi:

”Geçmişte Türkçeye bu boyutta talep yoktu. Çünkü Türkiye etrafında yüksek duvarlar olan, başka halklarla bu anlamda rekabete girmeye çekinen, rekabete girmenin iyi olmayacağını düşünen bir ülke durumundaydı. Ülkemiz ticari, bilimsel ve mantalite olarak bu sınırları yıktı.

Sizin ürettiğiniz her ürüne yurt dışında bir talip oluyor. Kültürün, politikanın hatta ticari malın da esasen taşıyıcısı dildir. Dil bütünüyle kültürün taşıyıcısı olduğuna göre sizinle iletişime geçmek isteyen, sizin ürettiğiniz malı seven, ona talip olan, sizinle birlikte siyaset yapmak isteyen, sizinle birlikte gelecekte yürümek isteyen devletler, toplumlar, halklar sizin dilinizi öğrenmek istiyorlar."

-"Bir toplum büyükse onun diline talep olur"-

Toplumun eski günlerini özlediğini, etrafıyla da başka halklarla da ilgilenen bir toplum olarak var olmak istediğini ifade eden Develi, bu doğrultuda çalışmalar yapıldığını anlatarak, "Bir toplum büyükse onun diline talep olur. Bu kurumun varlığının sebebi aslında dışardan gelen taleptir büyük ölçüde. İçeride de devlet adamlarımız bu ihtiyacı görüp onu organize etmişler” ifadelerini kullandı.

Enstitünün görevinin Türkçeyi öğreterek, kültürünü, sanatını, tarihini anlatarak tanıtmak olduğunu dile getiren Develi, "Türkçe bilen, Türkiye ile anlaşabilen, televizyonunu, radyosunu dinleyebilen, romanlarını okuyabilen, yani Orhan Pamuk’u, Tarık Buğra’yı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ı kendi dilinden okuyan, okumuş insanların sayısını artırıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’ye gelen uluslararası öğrenci sayısının da artırdıklarını hatırlatan Develi, bu öğrencilere Türkçe öğretme konusunda da büyük önem verdiklerini ifade etti.

Türkiye’nin tanıtımını dil öğretimi dışında kültürel faaliyetlerle de gerçekleştirmeye çalıştıklarını kaydeden Develi, Türkiye’nin dünyanın önemli bir coğrafyasında yanlış ve önyargılı olarak tanındığına işaret ederek, "Dünya sahnesinde biz siyaseten, iktisaden var olmak istiyorsak ekonomik olarak, o zaman kültürümüzü tanıtmalıyız. Sizin operanız, tiyatronuz, romanınız, resminiz, minyatürünüz, şiiriniz, edebiyatınız bilinmiyorsa gittiğiniz coğrafyada siz tanınmıyorsunuz demektir" diye konuştu.

-"Tanış olma niyetindeyiz"-

Kültür tanıtımının pahalı bir süreç olduğunu ve devamlılık arz etmesi gerektiğine vurgu yapan Develi, ”Biz köprü olma niyetindeyiz, Yunus Emre’nin diliyle tanış olma niyetindeyiz” şeklinde konuştu.

Develi, yurt dışıyla ticaret yapan işadamları için de Yunus Emre Enstitüsünün varlığının önemli olduğunu dile getirerek, "Bir işadamı gittiği bölgede oranın dilini ve Türkçeyi bilen elemanlar arıyor. Tercüme işi son derece önemli hale geliyor. Biz onların işine yarayacak elemanları yetiştiriyoruz" dedi.

Yunus Emre Enstitülerini açma politikasının büyük ölçüde yerel taleplere bağlı olarak geliştiğini ifade eden Develi, "İlk kültür merkezimizin Saraybosna’da açılmış olması tesadüf değildi. Bosnalı kardeşlerimiz, ‘Gelin bize Türkçe öğretin. Çünkü bizim hafızamız Türkçe tutuldu. Arşivimiz, dedelerimizin şiirleri, mezar taşlarımız Türkçe yazılı’ dediler” ifadelerini kullandı.

-Yunus Emre’yi istiyor-

İran ve Mısır’dan da enstitü açılması için talepler geldiğini anlatan Develi, Başbakan Erdoğan’ın Nijer ziyareti sırasında halkın talebi üzerine Yunus Emre Enstitüsünün kurulması konusunda talimat verdiğini hatırlattı.

Büyük ölçüde çağrıldıkları yerlere gittiklerini kaydeden Develi, şunları söyledi:

"Cezayir’den, Libya’dan, Tunus’tan, Fas’tan talepler var. Nijer’den, Brezilya’dan, Arjantin’den talepler var. Tabii Batı Avrupa’dan Türk işçilerinin çok olduğu bölgelerden yoğun talepler var. Bunların hepsine bir anda yetişmemiz mümkün değil. Bizim de bütçemiz belli bir yere kadar planlama gerektiriyor malum ama bunları sıraya koyarak, önem sırasına göre yavaş yavaş şube açma işine devam edeceğiz" diye konuştu.

AA