Tolstoy’un ‘insanın gerçek benliği’ üzerine yaptığı tarihi konuşması

Edebiyat
Kökleri 14. yüzyıla kadar giden ve birinci Petro zamanında sivrilmiş toprak zengini soylu bir aileye uzanan Tolstoy, 9 Eylül 1828’de doğdu. Babası bir kont, annesi ise prensesti. Önce annesini, ...
EMOJİLE

Kökleri 14. yüzyıla kadar giden ve birinci Petro zamanında sivrilmiş toprak zengini soylu bir aileye uzanan Tolstoy, 9 Eylül 1828’de doğdu. Babası bir kont, annesi ise prensesti. Önce annesini, sonra babasını kaybetti. Dokuz yaşından itibaren halasının gözetiminde büyüdü. Tolstoy‘un başarılarını halası “Bu çocukta bir deha var. O küçük bir Moliere” diyerek ifade ediyordu. Çocuk yaşında Fransızca ve Almanca öğrendi. 1844’te Kazan Üniversitesi’nde Doğu Dilleri üzerine eğitim görmeye başladığı hâlde, bohem yaşama olan düşkünlüğü ile bu eğitimi yarıda bıraktı.

1845’te daha kolay bulduğu Hukuk Fakültesi’ne geçti. 1847’de burayı da bıraktı. 19 yaşına gelen Tolstoy’a miras olarak düşenlerin arasında Yasnaya Polyana çiftliği de vardı. 1851’de Kafkaslara askeri eğitim almaya gitti. İki yıl sonra Osmanlı-Rus savaşına katılmak üzere cepheye gitti. 1856’da ordudan ayrıldı. Çocukluk anılarını anlattığı ‘Çocukluk’u 1851’de henüz yirmi üç yaşındayken kaleme almaya başladı. Kafkas halklarının yaşamını ele aldığı “Hacı Murat” ve “Kazaklar” romanlarını 1852’de, Kırım Savaşı’nı anlattığı “Sivastopol Hikâyeleri”ni 1855’te yayımladı. Ardından Fransa, İngiltere ve Belçika‘ya seyahatler düzenledi. 1862’de evlendi. Ertesi yıl en önemli eserlerinden “Savaş ve Barış”ı yazmaya başladı, altı yıl sonra 1869’da tamamladı. 1873’te bir diğer klasik eseri “Anna Karanina”yı kaleme almaya başladı ve üç yılda bitirebildi.

Bir diğer güçlü eseri “Diriliş“i yirmi yıl sonra yazmaya başladı ve 1899’da tamamladı. Ara dönemde “Din Nedir”i, “Ölüm Manifestosu” ve “Üç Ölüm” gibi insan, yaratıcı ve ölümü ana tema olarak ele aldığı hikâye ve romanları yazdı.

Edebiyat dünyasının büyük yazarlarından Tolstoy, yalnızca edebi bir deha değil, sıra dışı bir kişilik ve yaşadığı dönemde dünyanın en ünlü insanıydı. Eserlerini “mürekkep hokkasının içine vücudundan etler bırakarak” yazan Tolstoy, “insanın gerçek benliği, ruhanidir. Ve bu benlik herkeste aynıdır. Öyleyse insanlar nasıl eşit olamaz ki?” diyerek bütün insanların eşit olduğunu savunurdu. İşte Tolstoy’a ait 1909 tarihli ses kaydı…