DEYİMLER:
Su gibi aziz ol! Su getirenlere iyi dilek olarak söylenir.
Su gibi bilmek (okumak): Yanlışsız bilmek (okumak).
Su gibi ezberlemek: Çok iyi ezberlemek.
Su gibi gitmek: Çok harcanmak.
SU İLE İLGİLİ HADİSLER
SU İLE İLGİLİ AYETLER
Su (yüzü) görmemiş: (Yüz, el) Çok kirli.
Su götürmemek (Götürür yanı olmamak): Kaçamaklı bir yoruma elverişli olmamak. Bu işin su götürür yanı kalmadı.
Su içinde: En aşağı (bir fiyat olmak üzere). Bu ev su içinde iki milyon eder.
Su içinde kalmak: Çok terlemek.
Su katılmamış (katılmadık): Özelliği bozulmamış, kendine özgü nitelikleri koruyan.
Su koyvermek: (argo) Cıvıtmak.
(İçine ya da gönlüne) Su serpilmek: Ferahlamak.
Su yüzüne çıkmak: (İş ya da sorun) Aydınlanmak, belli olmak.
Sudan çıkmış balığa dönmek: Ne yapacağını bilememek, çok şaşırmak.
Suyunca (Suyuna) gitmek: Bir kimseyi sinirlendirmeyecek biçimde davranmak.
Suyunu çekmek: Tükenmek. Para suyunu çekti.
Suyunun suyu: Ancak uzaktan uzağa ilgili olan.
ATASÖZLERİ:
Su akarken testiyi doldurmalı (doldur): (atasözünün anlamı) İnsan ele geçen fırsatları zamanında değerlendirmesini bilmeli.
Su aktığı yere (yine) akar: Daha önce bize yarar getiren koşullar ileride yeniden oluşur.
Su başından (bendinden) kesilir (bağlanır): Bir sorunu kökünden çözümlemek için ana kaynağına el atmak gerekir.
Su (sular) bulanmayınca durulmaz: Birbiriyle çekişen insanların sonradan dost oldukları çok görülmüştür.
Su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur: Bir şeyin ele geçtiği durumlarda onun yerini tutacak şeylerin önemi, geçerliği kalmaz.
Su içene yılan bile dokunmaz: Su içen insan rahatsız edilmez.
Su küçüğün, söz (sofra, yemek) büyüğün: Her şeyin bir sırası, yolu yordamı vardır.
Su testisi su yolunda kırılır: İnsan hangi yolda savaşım veriyorsa o yolda kazaya uğrar.
Su uyur düşman uyumaz: Kötülere, kötülüklere karşı her an hazırlıklı bulunmak gerekir.