Sessiz çığlıkların sırrı…

Edebiyat
Hani milyonlarca sözünüz vardır haykırmak istediğiniz ama hepsini yutarsınız ömrünüzce. Onlar birikir de bir yumak olur, kütüphaneler dolduracak kitaplar gibi sıralanıverir önünüzde. Ve bir gün sadece...
EMOJİLE

Hani milyonlarca sözünüz vardır haykırmak istediğiniz ama hepsini yutarsınız ömrünüzce.

Onlar birikir de bir yumak olur, kütüphaneler dolduracak kitaplar gibi sıralanıverir önünüzde.

Ve bir gün sadece susarak haykırdığınızı hissedersiniz.

Ne içten bir haykırıştır o, yankılarını sadece sizin duyduğunuz.

Ve ne yürek yakan nağmeler saklıdır o sessiz çığlıklarda.

Bir kuşun kanadına sakladığınız ve ufuklara saldığınız ümitleriniz vardır…

Bir deniz dalgasının köpükleriyle kabarıp sonra derinliklere gömülen hayalleriniz…

Bir şarkının nameleriyle yüreğinize işlediğiniz aşklar…

Bir duanın masumiyetine sarıp terennüm ettiğiniz dilekleriniz vardır.

Ve bir ömrün tüm anlarına ince ince işlediğiniz çoğu zaman acı ama bir nefeslik de olsa mutluluklarınız, kısacası siz varsınız tüm bu sessiz çığlıklarda.

Bazı insanlar bağıra bağıra ortalıkta dolanıp yaşadıklarını zannederek haykırırlar Dünya’ya. “ Ben!, ben!, ben!…”  diye. Ama bilmezler ki kendi gürültüleri içerisinde boğulup kalmışlardır aslında.

Oysaki siz; onlara inat, derin manaları sessiz çığlıklarla hissetmeyi keşfedersiniz.

Öyle bir hazdır ki bu; varlıkta yok olmanın sırrına erdirir insanı ve acının, hüznün, peygamberi şefkatini yaşatır size.

İşte o zaman daha çok seversiniz sessiz çığlıklarınızı ve daha çok haykırırsınız Dünya’ya, sadece hüzünperver yüreklerin duyabileceği muhabbet nidalarını.

Sonra usulca fısıldarsınız : “Yaşam; sessiz çığlıkları duymayı başarabilmekten ibarettir…” diye.