Prof. Dr. Ahmet Atilla Şentürk, ‘Osmanlı Şiir Kılavuzu’ adıyla ansiklopedik bir eseri yayımlamaya başladığını belirterek, ‘Bu kılavuz sayesinde bazılarının biraz da küçümseme amacıyla ‘Divan Şiiri’ dedikleri eski edebiyatımızı anlamakta zorlananların, bütün problemlerini önemli ölçüde çözebileceklerine inanıyorum’ dedi.
Şentürk, eski şiirin halkın ilgi ve desteğini görmese, edebiyat tarihimizi oluşturan binlerce divan ve mesnevinin yazılamayacağını dile getirerek, ‘Bu sebeple o eserlerin her kelimesi, o günün toplumuna ayna tutan önemli birer vesika değerindedir. Yani eski şiir toplumun sesi olmuş, olmayı başarmış bir şiirdir.
Bir de bu şiir ve edebiyat öyle boyacı küpü gibi daldır çıkart hemen ortaya çıkıvermiyor. Yüzyıllara uzanan bir estetik süzgecinden geçerek ortaya çıkmış. Bugün biz dilini unutmuş, kendine yabancılaşmış bir millet olduğumuz için 500 yıllık bu dede mirası edebiyata da tamamen yabancı kaldık. Dil olmazsa şiir ve edebiyat da olmaz. Bu ülke yakın bir geçmişte olanak ve olasılık gibi 50 kelimeyle konuşabilen başbakanlar gördü.
Zengin lügat haznesi olan koca bir imparatorluk dilini 80-100 kelimelik bir kabile dili haline getirmeye çalıştılar ve bunu büyük ölçüde başardılar maalesef. Dilin kaybolması beynin kaybolması demekti. Bunu o zamanlar çok kimse göremedi. Bugün gerçek anlamda büyük şair ve edebiyatçılar yetiştiremiyorsak temel sebebi budur’ diye konuştu.
‘Eski şiiri anlamaya çalışmak gerekiyor’
Eski şiiri bilmeden yenisini yazmaya kalkışmanın temelsiz bina inşa etmek gibi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şentürk, ‘Temeli olmayan bir yapı en ufak bir sallantıda yıkılmaya mahkumdur. Onun için başlangıçta zor gelse de eski şiiri anlamaya çalışmak gerekiyor. Tadını alan zaten bir daha bırakamaz. Eğer günümüzün şairleri eskiyi tanırlar, bir de reddi miras ettikleri kelimelerle barışabilirlerse çok verimli eserler üretebileceklerine eminim’ dedi.
Eskinin her şeyi günümüzden çok farklı olduğunun altını çizen Şentürk, sözlerini şöyle tamamladı:
‘Eski şiirin günümüz insanınca daha iyi anlaşılabilmesi ümidiyle 1999 senesinde Osmanlı Şiiri Antolojisi adında bir eser kaleme almış, bu kitapta eski şiirimizden önemli bazı seçme metinlerin açıklamasını vererek eski şiir sanatının inceliklerini göstermeye çalışmıştım. Şimdi Osmanlı Şiiri Kılavuzu adıyla ansiklopedik bir eseri yayımlamaya başladım.
Bu kılavuz sayesinde bazılarının biraz da küçümseme amacıyla “Divan Şiiri” dedikleri eski edebiyatımızı anlamakta zorlananların, bütün problemlerini önemli ölçüde çözebileceklerine inanıyorum. Özellikle günümüzde şiirle ilgilenenlerin, modern tarzda yazan şairlerimizin bu eser vasıtasıyla eski şiirle önemli köprüler kurabileceği ümidindeyim. Çünkü eski şiirde geçen her kavram A’dan Z’ye maddeler halinde zengin örnekleriyle anlatılıyor bu eserde.’