Modernizm-Postmodernizm

Edebiyat
Kimisi de kendi yapamadıklarını onların gerçekleştirdiğini görerek hayranlık duydu. Romanlarda diğer olası hayatları görerek ders aldılar, bilgilendiler. Yazarlar, dış dünyayla örtüşen somut bir anlat...
EMOJİLE

Kimisi de kendi yapamadıklarını onların gerçekleştirdiğini görerek hayranlık duydu. Romanlarda diğer olası hayatları görerek ders aldılar, bilgilendiler.

Yazarlar, dış dünyayla örtüşen somut bir anlatımla ve katı bir zaman zinciriyle (dün-bugün-yarın) hikayelerini oluşturdular. Neden-sonuç ilişkisine bağlı, olayların başı ve sonu okuyucunun hayalgücüne bırakılmadan gayet anlaşılır, açık romanlar yazdılar.

Ancak 20. yüzyılda siyasi ve sosyal şartların hızlı değişimi ile yazarların o zamana dek sağlam bir temele oturttuğu yapı yıkılmaya başladı. I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaşı gibi tüm insanlığı derinden sarsan ve olumsuz etkilerini yıllarca yitirmeyen, insanları karamsarlığa sürükleyen savaşlar yaşandı. Bilim ve teknolojinin gelişimi, inanılmaz bir ivme kazandı. Televizyon, bilgisayar gibi araçların kullanımının artmasıyla insanlar arasındaki iletişimler kopma noktasına geldi. Emperyalizmin egemenliği ile materyalist bir dünya oluşmaya başladı. Para en önemli öğe haline geldi ve çıkarcılık ön plana geçti. Dolayısıyla insanlar birbirlerine güvenlerini yitirdiler ve yabancılaşma başladı. Kişiler anlamlandıramadıkları dış dünyada kendilerine ait yeri bulamayınca bunu edebiyat dünyasına taşıyarak bir kurgu tekniği haline getirdiler. Böylece, insanların kendilerine, birbirlerine ve gerçeğe yabancılaşması 20. yüzyıl edebiyatının ana noktası haline geldi. Buna, Joyce’un ve Kafka’nın özellikle “Dönüşüm”de bu bariz görülür- metinleri örnek gösterilebilir.

20. yüzyıl romancısı gerçeği baştan yaratır. Önünde herhangi bir model yoktur. Artık romanlar görsel veya tarihsel bir gerçeklikle yazılmak zorunda değildir. Yazar, gerçekten, düşten, bilinç ve bilinçaltından birer tutam alarak hepsin beraberce yoğurur ve hikayesini biçimlendirir. Modernist yazarlar, geleneksel edebiyatçıların aksine iç dünyalarını romanlarına katmayı ve “dün-bugün-yarın”dan oluşan zaman zincirini kırmayı hedeflerler. Artık yolculukları dışa değil içe yöneliktir. Karakterlerin anılarını ve bilgilerini, kafalarından neler geçtiğini, dillerinden dökülmeyip kalplerine gömdüklerini okuyucuya aktarabilmek için bilinçakımı, iç konuşma ve iç diyalog gibi teknikler geliştirmişlerdir. Sinemadan aldıkları geriye dönüş (flashback) tekniği ile de katı zaman zincirini kırmayı başarmışlardır. Bu teknikler sayesinde okuyucu, hem karakterler hakkında daha doğru bilgiler elde eder hem de bugünün durup geçmişin araya girmesiyle iç içe geçmiş zaman ve olaylardan oluşan bir hikaye okur.

Modernist romanlarda artık neden-sonuç ilişkisi ortadan kalkmıştır. Roman , en baştan başlamak veya belirli bir sonla bitmek zorunda değildir. Anlam, öykü ve kahramanlar ana unsurlardır.

Modernist edebiyat sonrası her şeyi farklı bir toplumun edebiyatı başlar: Postmodernizm! Artık kavramların arasındaki sınırlar kalkmıştır. Klasik, sanat, halk müziği, arabesk, pop ve rock aynı mekanda çalınıp yine aynı kişilerce dinlenebilir. Değişik düşünceler ve gruplar postmodern bir ortamda sınıflara ayrılmadan beraberce yer alabilir. Blue jean ile seçkin bir davete gidilebilir. Edebiyatta ise bir isyandır, başkaldırıdır. Üstün ve bayağı sanat ayırımına karşı çıkar, türlerin katı sınırlarla birbirlerinden ayrılmalarını istemez.

Okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler katmak zorunda değildir. Yazarlar için roman bir oyundur ve okuyucuyu kendisi ile beraber bu oyuna dahil etmekten yanadır. Okuyucu ile konuşur, ona romanla ilgili sorular sorarak cevap bekler hatta bazen cevapları tahmin ederek karşılık verir. Taklit, alay ve oyunbazlık yapmayı severler. Anlattıklarını bir zaman sonra yalanlayabilir ve okuyucuyu kandırdıklarını açık açık söylerler. Anlam kaymalarını sık sık kullanırlar.

Postmodernizmde çoğulculuk en önemli kaynaktır. Birden fazla edebiyat akımını birleştirerek farklı bir biçim oluşturur. Farklılıkların birleşmesinden yanadır.

Modernizm ve postmodernizm, katı ilkelere sahip, kalın çizgilerle sınırlı akımlar değillerdir. Onları birbirinden rahatça ayıramayız. Bu yüzden ne zaman modrnizm akımının bittiği, ne zaman postmodernizmin başladığını söylemek mümkün değildir. 

Pınar YIldız