Mevlid Ne Anlatır?

Edebiyat
Süleyman Çelebi‘nin ‘Mevlid’i, tam da Cemal Süreya‘nın işaret ettiği, yorumladığı gibi kurgusal bir yapıya sahiptir ve bu haliyle roman gibi de okunabilir. Zaten, Anadolu coğra...
EMOJİLE

Süleyman Çelebi‘nin ‘Mevlid’i, tam da Cemal Süreya‘nın işaret ettiği, yorumladığı gibi kurgusal bir yapıya sahiptir ve bu haliyle roman gibi de okunabilir. Zaten, Anadolu coğrafyasında dram vardır ve hep belli bir öyküye dayanır.

Ömer Erdem Radikal Kitap’ta, İskender Pala’nın Mevlid isimli kitabını anlattı.

Hayretim her zaman büyüktür. Saygım da. Şair hakikati en taze ve çarpıcı haliyle sunar bize. Anadolu insanının yüzyıllar boyu içlenerek sergileye geldiği Mevlid sevgisine, şair ölümsüzce dönüp bakar. Süleyman Çelebi birdenbire entelektüel dünyamızın kayıtsızlığından kurtarılır, yüzlerce sayfalık biyografi bilgisinin dışında, ansiklopedik bilgilerin kuruluğundan uzak, şiirin dokunarak hayat verdiği diri bir ruha bürünür. Çarpıcı olan nokta yine bambaşkadır. Süleyman Çelebi’yi gören şair, Cemal Süreya’dır.

Şöyle demiştir o:
Ya ulu caminin ünlü romancısı
Yalvaçlara kimlik kağıdı dağıtan
Çekidüzeni unutulmaz Süleyman Çelebi?
Sen işte bunlarla bildin Türkçeyi
Bunlarla
Gelen giden obayı sevdi (Yunus Ki Süt Dişleriyle Türkçenin)

Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i, tam da Cemal Süreya’nın işaret ettiği, yorumladığı gibi kurgusal bir yapıya sahiptir ve bu haliyle roman gibi de okunabilir. Zaten, Anadolu coğrafyasında dram vardır ve hep belli bir öyküye dayanır. Ve Çelebi’nin ‘çeki düzeni’ sadece mevcut durumun toparlanması, dilin kendi öz ifadesine kavuşmasından öte, geleceğe de yöneliktir. Hatta en çok bu yönüyle büyüktür. Türkçe duyuş, çağdaşı başka şairlerde olduğu gibi, dini duyguyu en yüksek düzeyde şiirleştirir, kristalize eder. Nitekim, metnin bir şiir gibi değil kutsal bir kaynak gibi yaşatılması, içeriği kadar ifadesindeki dirilik ve özgünlüğe bağlıdır. Ona Mevlid-Şerif denilmesi de halkın tükenmez saygısıyla alakalıdır.

Ramazan ayı vesilesiyle, Mevlid yeniden yayımlandı. İskender Pala’nın hazırladığı metni yeniden okurken, Süleyman Çelebi kadar, bugünkü entelektüel dünyamızın tutumunu da düşündüm.

Bundan yaklaşık bir yıl önce, Mevlid örneğinden hareketle, şiirimizde yeniden dini duyuş nasıl yorumlanabilir diye bir dosya açmak istemiştim televizyon programlarından birisinde. Amacım, başka bir noktadan, özellikle de, Cemal Süreya’nın yorumundan hareketle, algılarımızın çağdaşlaşıp çağdaşlaşmadığı, kültürel köklerle irtibat kurup kuramadığına odaklıydı. Neredeyse, belli dünya görüşüne sahip şair ve yazarların büyük bir kısmı zarif gerekçelerle yan çizdiler. Üç beş üniversiteli akademisyen ise, konuşmalarında yaratıcı olmayan bildik bilgilerin çevresinde döndüler. Tabii ki o dosya akim kaldı.

İskender Pala’nın kitabı hazırlarken, aralara serpiştirdiği bilgi notlarından da anlaşılacağı gibi, Mevlid her şeyden önce kültür ve inanç kodlarıyla, göndermeler ve benzetmelerle doludur. Ve eğer, 15. yüzyıl halk şairi, Kirdeci Ali’ye ait olduğu söylenilen, Hikâye-i Güvercin benzeri anonim metinlerle parelel okunduğunda, metnin nasıl edebiyatın dışında içselleştirildiğini anlayabiliriz. Manzum olan, nasıl masum olmuş görebiliriz.

Kitap şeklinde sevdiğim mevlid yayını, 1964 yılında Doğan Kardeş Matbaası’nda basılan ve tezhipleri Muhsin Demironat, kapak kompozisyonu ve cildi Emin Baran tarafından yapılan, Şevket Rado önsözlü çalışma idi. O denli güzel bir kitaptı ki, biraz da yayıncı dostum Mehmet Varış’dan ilhamla, fazlaca satın almış ve yakın arkadaşlarıma hediye etmiştim. Bayramlar ve kitapseverler için Mevlid her zaman güzel bir armağan.

Cemal Süreya’nın birkaç mısraına yansıdığı haliyle, şiirimiz ‘oba sevgisi’ni kökleştirmiştir.. Çünkü, milletin kendi toprağına dönüşünü, orada konaklayışını, kendi değer ve anlamına kavuşmasını da ifade eder. Öte yandan, Süleyman Çelebi, Yazıcıoğlu Ahmed ve Mehmed Bican, Kirdeci Ali, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Eşrefoğlu Rumi ve nicelerini yeniden okuyup, değerlendirmek, şiirin gözüyle yaşamak şairlerin borcu hatta ihtiyacı olsa gerektir.Mevlid, böylesi okumaya hazırlık yapacak dilsel güce sahiptir özü kadar.