“Kitap bir kılavuz vazifesi görmeli”

Edebiyat
Tuba OLĞAÇ’ın röportajı Hayy yayınlarını sağlıklı yaşam ve araştırma kitaplarıyla tanınıyoruz. Yayınevinden çıkan hemen her kitap büyük ses getiriyor. Hayykitap; Canan Karatay, Kemal Özer, Osman...
EMOJİLE

Tuba OLĞAÇ’ın röportajı

Hayy yayınlarını sağlıklı yaşam ve araştırma kitaplarıyla tanınıyoruz. Yayınevinden çıkan hemen her kitap büyük ses getiriyor. Hayykitap; Canan Karatay, Kemal Özer, Osman Müftüoğlu, Metin Özata, Ender Saraç gibi önemli yazarları da bünyesinde barındırıyor.

Yayıncılığın ve kitabın sorunlarını Hayykitay Genel Yayın Yönetmeni Rauf Baysal ile konuştuk. Baysal’a göre, kitaptaki KDV indirimleri yayınevlerini rahatlatmadı. Şiir kitapları ise tüketicinin haz ve hız isteği karşısında direnmeye devam ediyor. Maruz kaldığımız radyasyon ve kimyasallar ve kirletilmiş besinlerle sağlığımızı kaybettik. Şimdi sağlık kitaplarına bir dönüş yaşanıyor, okuyucu ruhsal ve bedensel sağlığını nasıl ve nerede kaybettiğini arıyor.

Kitapları seçerken hangi kriterlere göre değerlendiriyorsunuz?

Hayykitap “herkesin iyiliği için” diyerek yola çıktı. Dolayısıyla “kamusal fayda” kitap seçiminde bizim için en önemli kriter. O kitap okuyanı mutlu edecek mi, bir derdine deva olacak mı? Kitap hakiki mi, bizlerden gizlenen hakikatleri deşifre ediyor mu? Ve hızla değişen bugünü ve geleceği doğru okumak için bir kılavuz vazifesi görüyor mu?

En çok hangi kitaplarınız satıyor?

Ağırlıklı olarak halkın yıllardır doğru bildiği yanlışları düzelten, onlara yeni ve fıtratlarına uygun çözümler sunan “beslenme ve sağlık kitapları” satılıyor. Çok satan yazarlarımız Prof. Dr. Canan Karatay, Prof. Dr. Ahmet Aydın, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Prof. Metin Özata, Dr. Ender Saraç, Dr. Ümit Aktaş, Kemal Özer ve Arzu Aygen. Bu yazarların ortak noktası, insanlara “endüstriyel” olanın dışında sağlıklı çözümler sunmaları. Bu toprakların gerçeklerini unutmamaları.

Yazarların çoğu telif noktasında yayınevlerinden yana şikâyetçi, bu konuda yayınevleri neler düşünüyor?

Biz tüm yazarlarımızın teliflerini tam ve zamanında öderiz. Yazarımıza telif ödemek bizi çok mutlu eder. “Yayınevinizden mutlu musunuz?” anketi yapılsa, Hayykitap yazarlarının hepsi memnuniyet sıralamasında en üstlerde yer alır diye düşünüyorum.

VAMPİR SERİLERİ, PARA KAZANDIRMA POTANSİYELİ OLAN PROJELER..

Farklı yayınevleri, kendi çizgilerinin çok dışındaki kitapları basabiliyor. Yayınevleri, eskiden gelen solcu, sağcı gibi kimlikleriyle ön plana çıkıyor, bu yönleriyle tanınıyordu. Bu dönüşüm nasıl gerçekleşti? 

Diğer yayınevleri adına konuşamam. Ama yayıncılıkta bir “para kazandırma potansiyeli olan projecilik” olduğunu düşünüyorum. Vampir serileri filan bunun ürünü olsa gerek. Keza erotik-fantastik diziler ya da hafif kişisel gelişim kitapları… Yayınevinin bir duruşu, inancı, bir meselesi yoksa, mazlumun yanında yer almıyorsa, kamusal fayda gibi bir misyon edinmemişse kendine, bu ticari atraksiyonlar, angajmanlar normaldir.

İDEOLOJİLER ARTIK SAYDAMLAŞTI

Yayıncılığın sermayenin kontrolüne girdiği görülüyor. İdeolojik bütünlük yerini paraya mı bıraktı? 

İdeolojilerin artık saydamlaştığını düşünüyorum. Bence en önemli ayırım, hakikatleri yazanlar ve yazmayanlar hatta gizleyenler arasında… İyiler ve kötüler arasında belki. Biz iyilerin kazanacağına inanıyoruz.

Yayınevleri ekonomik koşullara nasıl direniyor?

Orta ve küçük yayınevlerinin ayakta kalabilmeleri için uzmanlaşmaları, yeni niş kategoriler keşfetmeleri ya da hâlihazırda satan bir kategori içinde niş alanlar yaratmaları gerekiyor.

E-kitapların ortaya çıkması yayıncılığı nasıl etkiledi? Önümüzdeki on yılda, yayınevlerini neler bekliyor? Teknolojik gelişmeler basılı yayını yok edebilir mi? Kitaplar tarih olabilir mi?

Biz her zaman hakiki kâğıda dokunacak hakiki okuyucuların olacağını düşünüyoruz. Kitabı seviyoruz ve savunuyoruz. E-kitaplar elbette zaman içinde yaygınlaşacaktır. Hayatı kolaylaştırmak deniyor ya… Zaman dijitalleştikçe, teknoloji arsızca hayata hâkim olmaya çalıştıkça, e-kitap kullanımı da artacaktır. Ama kokladığımız, dokunduğumuz kitaplar da sonuna kadar direnecektir.

ŞİİR DİRENMEYE DEVAM EDECEK

Bazı yayınevleri şiir konusunda isteksiz gözüküyor. Şiir satılmıyor mu, yayınevleri risk almaktan mı korkuyor?

Her şey hızlandı. Şiir, tüketicinin hız ve haz isteğine yanıt vermiyor. Ama e-kitaba direnen hakiki kitaplar gibi, şiir de direnecektir.

Kitapta KDV’ler yüzde 18’den yüzde 8’e düşürüldü. Bu indirimin yayınevlerini rahatlattığı söylenebilir mi?

Eskiden halktan yüzde 18 alıp devlete yüzde 18 ödüyorduk, şimdi halktan yüzde 8 alıp devlete yüzde 8 ödüyoruz. Dolayısıyla rahatlayan biri varsa okuyuculardır herhalde.

Devletin yayınevlerine destek olmak maksadıyla kitap alımları oluyor. Siz böyle bir destek görüyor musunuz?

Evet, devlet kütüphaneleri bizden dönemsel olarak kitap satın alabiliyor.

Geçmişten bugüne bakıldığında okuyucuların kitap okuma alışkanlıklarında, kitap seçimlerinde neler değişti?

Yıpratıcı şehir hayatı, kirlenen yiyecekler, maruz kalınan kimyasallar ve radyasyon, yoğun teknoloji kullanımı ve tabiattan uzaklaşma insanları hasta etti, şişmanlattı. Dolayısıyla sağlık ve sağlıklı beslenme kitaplarına ihtiyaç var. Tabii bunların doğru yazılmışlarına… Prof. Canan Karatay’ın kitaplarının 500 bin satış rakamlarına ulaşması tesadüf değil. İnsanlar modern tıbbın koridorlarında dertlerine derman bulmakta güçlük çekiyorlar. Vicdanlı hocaların yazdığı “şefkatli” kitaplara ihtiyaç duyuyorlar.