İstanbul Doğu’dan Nasıl Görünüyor?

Edebiyat
İstanbul’u, Lübnanlı, Mısırlı, Suriyeli, İranlı yazarların anlattığı “Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul” imparatorlukların başşehrine özgün ve içeriden bir bakış denemesi. Tarih önces...
EMOJİLE

İstanbul’u, Lübnanlı, Mısırlı, Suriyeli, İranlı yazarların anlattığı “Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul” imparatorlukların başşehrine özgün ve içeriden bir bakış denemesi.

Tarih öncesinden bugüne dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan İstanbul, yeryüzünde üzerine en çok yazılan şehirlerden biridir. Edebiyata hem kaynaklık eder, hem de mekan olur yedi tepeli şehir. İstanbul’u farklı bir bakış açısıyla sunan yeni bir kitap geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı.

"Doğulu Yazarlar Gözüyle İstanbul/ In The Eyes of Eastern Writers"İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A. Ş.tarafından okura sunuldu. Çağdaş Doğulu yazarların gözünden İstanbul’u göstermek için hazırlanmış kitapta, Jamal Mahjoub, Adonis, İmane Humaydan Younes, Shamsur Rahman Faruqi, Hamid Dabashi, Salma Jayyusi, Reza Baraheni, Amer Houssein, Miral Al Tahawi gibi önemli kalemlerin İstanbul hakkındaki yorumları yer alıyor. İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan çalışma, zengin görsel malzeme ile desteklenmiş. Yayın danışmanlığını İskender Pala’nın üstlendiği kitabın editörü Doğan Ertuğrul, fotoğrafları ise Murat Düzyol’a ait.

ISTIRAPLI BİR ŞEHİR
Sudanlı romancı Jamal Mahjoub’un "Hareket Halinde Bir Şehir İstanbul" yazısı ile başlıyor kitap. Mahjoub, şehrin ıstırabına değiniyor evvela: "Eğer hakkında gereğinden fazla şey yazılmış olmasından ıstırap duyan bir şehir varsa; o kesinlikle İstanbul’dur" diyor yazar. Ülkenin tarihi öyküsünde uzanan derin çatlağı yaratan dönüşüm de Mahjoub’un ana konularından.

ÂLEMİ BARINDIRIR
Suriyeli şair Adonis’in şehri anlama çabası ise oldukça şiirsel: "Kendimi bu şehir gibi hissettim. Bir yanağım Doğu’ya, diğeri Batı’ya yönelmiş olarak evrene bakıyorum. İnsan coğrafyasıyla ilgisi yeryüzü coğrafyasından fazla olan bir başka âlem daha var bu şehirde. Bu, ilk öğretmenlerimizden birinin dediği gibi içinde büyük bir âlem barındıran ‘küçük bir gezegen’dir." Mısırlı roman ve öykü yazarı Gamal Gitani, İstanbul’da dinlediği sabah ezanından daha hüzünlü bir ses duymadığını belirken, Hoda Barakat da kızına 30. yaş günü hediyesi olarak İstanbul’u veriyor: "Kızıma olgun, görüntünün hafıza mirasıyla dengelendiği yaşta, İstanbul’da olacaksın diyorum. Bu denge, Sırat Köprüsü üzerinde yürüyen insanın dengesi gibi zordur." Mekkeli Abir Zaki ise İstanbul’da en çok sevdiği şeyin beş duyusunu nasıl kullanacağını bilmesi olduğunu söylüyor. Yazara göre bu şehir yüzümüzdeki derin çizgileri görüyor ve konuştuklarımızı duyuyor. O da bizimle, bizim içimizde yaşıyor.
 

Yeni Şafak