Aylık Şiir Dergisi Hece Taşları Mayıs sayısıyla okuyucu karşısına çıktı. Derginin Mart sayısına ait sunuş yazısı şöyle;
Yeryüzünün neresine gidersen gurbet orda başlar orada bitmez kim yolcu kim mukim kimseler bilmez ne zaman nerede fırtına kopar hangi topraklara sürgün gidersin hangi topraklarda sürgünün olur toprak sürgününü ne kadar saklar sen ne kadar sarılırsın toprağa kim kimin yâridir zaman gösterir. Hayatın durumu gün günü tutmaz gökyüzü masmavi yerde kasırga ne şimşekler çakar ne boran olur ne derdini soran ne yaran olur kulakların doyar içi boş söze çöker yüreğine ince bir sızı ne dağ var yakında bir of çekecek ne kalbi kalbine yaslayacağın ümit korku arasına sıkışıp kendini kentine siper edersin. Hasret çekiyorum öyleyse varım sılanın dumanı üstünde hâlâ insan damarlarım toprak olmamış canımı dişime taktığım zaman bir türküyle dağlanıyor içerim dilim dudağımı tutuşturuyor sofra kuruyorum kelimelerden hangi dost ne zaman misafir gelir kimin kısmetine ne sözler düşer şükür sofrasına bağdaş kurunca. Kim medeni kim bedevi şehirde soran sorulandan iyi bilmiyor yolda otobüste tramvaylarda Allah’ın kulları Allah selamı ne vermeye ne almaya yanaşır yüzler birbirine aynanın tersi evler ki üst üste kibrit kutusu birbirine seslerine geçiren ya da birbirinden farklı mağara sesin yankısını içine çeken. Dışardan bakana şiir dağınık içerden bakana tengi-terazi gönül kabınızın içinde olan sallanınca dışarıya sızıyor gönül sızısını dindirmek için parmak çalıyoruz kaptan sızana günler birbirini böyle savıyor gurbet elde sabah akşam arası gelip geçiyoruz ömrün içinden her hatıra el ediyor bir yerde gezici tiyatro dünya dediğin bir gün yüzümüze kapanır perde.
Dergiyi online olarak okumak için tıklayınız