Eylül ayında okuyucularıyla buluşan dergilerde neler var? İşte yanıtı…
HAKSÖZ DERGİSİ: SURİYELİ MUHACİRLER
Haksöz Dergisinin Eylül 2014 tarihli 282. Sayısı çıktı. Suriyeli muhacirlere dönük saldırıların kapağa taşındığı dergide çeşitli konular analiz ediliyor.
“Kur’an’ın aydınlığına doğru” şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz Dergisi, Eylül 2014 tarihli 282. Sayısıyla okurlarının karşısına çıktı. “Suriyeli Muhacirler Kardeşimizdir!” manşetiyle çıkan dergiye bu ay yine dikkat çekici başlıklar bulunuyor.
Suriyeli muhacirlerle dayanışma sorumluluğunu ortaya koyan yazıların yanı sıra yeni hükümetten beklentiler, PKK tarafından istismar edilen “çözüm süreci”nde yaşanan tıkanıklıklar, İran-Hizbullah’ın Suriye ve Irak’ta sürdürdüğü mezhep savaşının arka planı, Mısır’da Rabia katliamında yaşananlar vs. birçok gündem başlığı değerlendiriliyor.
Chomsky ile İsrail rejimi üzerine yapılan bir röportaja da yer verilen dergide düşünsel birtakım konular da dikkat çekiyor. Ortadoğu İntifadası ve bölge ülkeleri arasındaki gerilimlerin İslami direniş-uyanış hattında oluşturduğu farklılıklar ve tuzakların yanı sıra Selefi düşüncenin esaslarına dair kaleme alınan makaleler ilgiyle okunabilir.
Kültür-sanat, edebiyat içeriğinde de birtakım ürünlerin yer aldığı derginin arka kapağında ise MEB Yönetmeliğinin değiştirilmesini ve başörtüsünün tüm okullarda serbest bırakılmasını talep eden bir çalışmaya yer veriliyor.
İÇİNDEKİLER
Gündem / Bir Zulüm ve Utanç Tablosu: Suriyeli Muhacirlere Yönelik Saldırılar
Rıdvan Kaya / Yeni Dönem ve Beklentilerimiz
Murat Koç / Çözüm Sürecini Yeniden Düşünmek
Mustafa Çağlı / Suriyeli Misafirlere Yönelik Artan Saldırılara Dair
Zehra Türkmen / Bir Yere Sığdırılamayanlar: Suriyeli Sığınmacılar
Murat Kurt / Almanya’nın Yeni “Yahudileri” Müslümanlar Olmamalıdır!
Basil Kudat / İran, Suriye’de Mezhep Savaşını Neden Körüklüyor?
Alexander Orleans / Hizbullah’ın Irak’ta Boy Göstermesi Suriye’yi Hatırlatıyor
Haşim Ay / Irak Aynasında Kazananlar ve Kaybedenler
Röportaj: Chomsky İle İsrail İşgal Rejimi Üzerine
Louisa Loveluck | Mısır’da 900’den Fazla İnsanın Öldüğü Gün Ne Oldu?
Medea Benjamin / ABD Mısır’da Darbe Rejimini Desteklemeyi Sürdürüyor
Hamza Türkmen / İslami Direniş ve Uyanış Hattında Farklılıklar ve Tuzaklar
Oktay Altın / Selefi Düşüncenin Esasları
Murat Kayacan / Bir Hac Yolculuğu Hatıratı
Serkan Akçora / Demir halk(a) (Şiir)
Ali Ekber Konuk / Kitaplık
Erich Fried / Bir Yahudiden Siyonistlere (Şiir)
Bünyamin Doğruer / Soru ve Cevap (Şiir)
İletişim: haksozdergisi@gmail.com
İTİBAR DERGİSİ: İSMET ÖZEL VE CAHİT ZARİFOĞLU
İtibar’ın 36. sayısı olan Eylül sayısında, Türk şiirinin iki büyük ismi Cahit Zarifoğlu ve İsmet Özel üzerine yazılmış birer yazı ile Ortadoğu özel bölümü öne çıkıyor.
İtibar, 3. döneminin son sayısını usta çizer Hasan Aycın’ın nefis bir çizgisiyle açıyor. Hemen arkasından Hüsrev Hatemi’nin “Sevinçler Bizimle Gelmez” ve Cevdet Karal’ın “Oğlun Gibi de Sevdin” şiiri geliyor. Bu sayının diğer şairleri ise, Suavi Kemal Yazgıç, Yusuf Özkan Özburun, Mehmet Aycı, Dilek Kartal, Emel Özkan, Faysal Soysal, Sadık Koç, Ahmet Edip Başaran, Nizar Kabbani, Friedrich Hölderlin, İbrahim Gökburun, Mehmet Tepe, Mehmet Emin Küçüker, Kâzım Berkay Özkardaş, Said Yavuz. Bu sayının arka kapağında ise Mustafa Akar’ın “Disconnection” şiiri var.
Derginin Eylül sayısının öykü sayfalarında ise Cemal Şakar’ın “Bakış”, Güray Süngü’nün “Köşe Başları”, Sadık Yalsızuçanlar’nın “Sen Denizde Ben Yüzünde”, İsmail Isparta’nın “Gül Sancısı” ve Doğukan İşler’in “Temyizlik Temizlik” öyküleri bulunuyor.
Cahit Zarifoğlu ve İsmet Özel Yazıları
İtibar’ın Eylül sayısında Abdüssamed Bilgili’nin Cahit Zarifoğlu şiiriyle ilgili önemli bir yazısı bulunuyor. Bilgili “İyi şiirler kendileri gibi yetkin okuyucuya ihtiyaç duyarlar. Zarifoglu şiiri de tüm iyi şiirler gibi bir ön hazırlıkla misafir eder kendine. Ama sonrasında ne zor anlaşılır ne de kapalı şiir vardır artık. Tamamıyla “arkadaş” şiirdir onunkisi…” diyor. Yusuf Genç ise usta şair ve düşünce adamı İsmet Özel’i anlamak üzerine ilgi çekici bir yazı yazmış: “İsmet Özel’in Çabası”. Düzenli yazılarıyla her ay okuyucusuyla buluşan İhsan Fazlıoğlu “Hakîkat mi Gerçek mi: Hangisi Hakîkîdir?” adlı çalışmasıyla yazılarına devam ediyor. Leylâ İpekçi “Gecesi Yok, Daima Olmuş Sabah ”, Cihan Aktaş “Aklım Bir Kervansarayda Kaldı”, Berat Demirci “Rutin Güzeldir ”, Ömer Lekesiz “Kudüs ya da Hep Yukarı Bakmak”, Kemal Sayar “Kalbi Çürümüş Bir Uygarlık”, Güven Adıgüzel “Ortadoğu’da Edebiyatın Alınyazısı: Çünkü Şiir, Kanayan Yaraya Seslenir” başlıklı yazılarıyla derginin fikriyat sayfalarında yer alıyorlar. Mustafa Ruhi Şirin, Tarık Tufan, Cevat Akkanat, Cemal Şakar, Ercan Yılmaz, Afşin Selim, Atasoy Müftüoğlu, Ercan Yıldırım, Tuba Kaplan, Ali Emre ve Furkan Çalışkan yazılarıyla İtibar’ın Eylül sayısına katılan diğer isimler.
İletişim: www.itibardergi.com
UMRAN DERGİSİ: İSLAMCILIK, DEMOKRASİ VE CEMAATLER
Umran Dergisi’nin bu ayki konusu Geçmişle Gelecek Arasında İslamcılık, Demokrasi ve Cemaatler. Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden geniş çerçevede bir Türkiye okuması yapan dergi farklı konulardaki yazılarıyla da dikkat çekiyor.
İçindekiler
Editör: Geçmişle Gelecek Arasında İslamcılık, Demokrasi ve Cemaatler
Celalettin Vatandaş: “Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Ayrıcalıklı Bir Öneme Sahiptir.”
Öner BUÇUKCU: İsrail’in Yeni Savaşa Son Veren Savaş Girişimi ve Ortadoğu’da Barışın İmkânı
Dilaver DEMİRAĞ: Oynak Kumlar: Irak İç Savaşı ve Arap-İslâm Coğrafyasının Şekillendirilmesi
Ercan YILDIRIM: İslamcıların Demokratlığı
Kamil ERGENÇ: İslamcılık: Mazi ve Gelecek; İmkân ve Handikap
Kenan CAPİK: Sevimsiz Kavram, Demokrasi
M.Enes TOPGÜL: Dinî-Seküler Bir Kurum Olarak Cemaatler
Burhanettin CAN: İslam Coğrafyasını Kasıp Kavuran Fitne-1: Fitne Kavramının Semantik Analizi
Selçuk KÜTÜK: Bilgiçliğin Dayanılmaz Hafifliği
Haydar Barış AYBAKIR: Yersizlik Kıskacında Türk Edebiyatı
İletişim: www.umrandergisi.com
YEDİ KITA DERGİSİ: YILDIZ SARAYI
Yedi Kıta dergisi bu ay da birbirinden farklı konularıyla okuyucularını bekliyor. İşte ilginizi çekecek bazı başlıklar:
YILDIZ SARAYI 1926’DA GAZİNO VE KUMARHANE YAPILDI: İlk defa 1924 tarihinde sarayların ve bilhassa Yıldız Sarayı eşyalarının ve binalarının satılması veya kiralanması ve saraya bağlı diğer bahçelerin halkın hizmetine tahsis edilmek üzere İstanbul Şehremaneti’ne verilmesi kararlaştırılmıştı. 1925 tarihindeki tahsisiyle belediye, Yıldız Sarayı müştemilatını eğlence e oyun salonları yapılmak üzere istediği bir şirkete kiraya verme yetkisine sahip olacaktı…
İntihal Hırsızlık Olmasın! Prof. Dr. Ali Birinci’nin “Tarihin Kara Kitabı” başlıklı çalışması ilim dünyasında geniş bir yankı uyandırdı. Kitabın en orijinal kısmı, her sahada araştırmacılar, özellikle tarihçiler ve yayıncılar için düstur olabilecek “giriş sadedindeki” notları. Toplamda 17 başlıkta işlenen bu notları söz konusu kısımdan süzerek sizin için derledik…
Kitaplara Adanmış Bir Ömür Muallim Cevdet Bey: Muallimliği ve öğretme aşkından dolayı “muallim” lakabıyla tanındı. Yemez içmez, varını yoğunu kitaba yatırırdı. Binlerce öğrenci yetiştirmiş, birçok kitap ve makaleler yazmış, ardında on bin cildin üzerinde kitap bırakmıştı…
Modern Tıbbın Hâmîsi: II. Abdülhamid Han Sultan İkinci Abdülhamid, sağlık uygulamalarını yasal zemine oturtmaya çalışmış, başta hekim ve eczacı olmak üzere sağlık elemanları yetiştirmeye özen göstermiş, keşifleri ve gelişmeleri yakından izleyip en kısa sürede transfer etmiş, modern kurumları vakit geçirmeden hizmete sokmuştu…
İletişim: www.yedikita.com.tr
İLİM VE İRFAN DERGİSİ 3. YILINA GİRDİ
İlim ve İrfan dergisi çağın getirdiği sorumluluklar karşısında üzerine düşeni hakkıyla yerine getirme kararlılığını her sayı bir kez daha ispat ediyor. Bu sayıyla birlikte 3. yılına giren dergi, ilk günkü heyecanla yoluna devam ediyor. Bir duvarın taşları gibi olmalıyız, ilkesiyle 25. sayısını çıkaran dergi, mü’min mü’mine muhtaçtır anlayışını bütün yüreklere hatırlatıyor. Birlik olmanın, bir topluluk içinde bulunmanın, sosyal hayatı ibadet hayatıyla bütünleştirmenin önemine vurgu yapan dergi, ayın zamanda büyük bir toplumsal vicdana ve şuura işaret ediyor. İslam’ı bütün hususiyetleriyle, bütün amaçlarıyla, bütün kurumlarıyla yaşayabilmesi için bir müminin başka müminlere ihtiyaç vardır. Namaz kılmak için cemaate, o camiyi yapabilmek için yardımseverlere, zekat vermek için yoksula, ilim öğrenmek için hocaya, cihad etmek için silah arkadaşına muhtaçtır.
Ahlaki erdemleri gerçekleştirmek için de söylediklerimiz geçerlidir. Tevazuyu yaşayabilmek, hoşgörülü olabilmek, diğergam davranabilmek için hep bir başkasına muhtacız. İnsanın en büyük ihtiyacı nihayetinde bir başka insandır. Bu geniş çerçeveden hareketle hepimiz aynı iman duvarında kardeşiz, birimize gelen hepimiz için bir tehlikenin varlığına işaret etmektedir. İşte bu tehlikeler karşısında İlim ve İrfan tarihi bir misyon ve sorumlulukla hepimize birlik olmanın, dirlik olmanın güzelliğini hatırlatıyor.
Birlik ve beraberlik
Dosya kapsamında Yard. Doç. Dr. Ebubekir Sifil, Prof. Dr. Ali Akpınar ve Doç. Dr. Selahattin Yıldırım’ın yazıları yer alıyor. Bir topluluğun içinde olmanın zaruretlerini, avantajlarını ve risklerini değerlendiren Ebubekir Sifil, Asr-ı saadet neslini, topluluğunu hatırlatarak o toplumun gökten inmediğini, Resululllah’ın sohbetleriyle inşa edildiğini belirtiyor. Sifil, bugün farklı cemaat ve gruplar içinde bulunmayı ise şöyle değerlendiriyor: “Farklı cemaatler ve gruplar içinde olmayı bir ayrıcalık değil, Ehl-i Sünnet’in cadde-i kübrasında bir renklilik olarak algılamak ve herkesin kendi anlayışı içinde bu dine hizmet gayesi güttüğünü unutmamak durumundayız.”
Prof. Dr. Ali Akpınar ise Müslümanların birlikteliğini sosyal hayat üzerinden değerlendiriyor. İslam’ın sosyal bir din olduğunu vurgulayan Prof. Akpınar, “İslam’daki bütün ibadetlerin sosyal bir yönü vardır. Dinin direği namaz, bireysel olarak kılınabilse de onu cemaatle kılmak çok daha faziletlidir. Hatta cuma, bayram ve cenaze namazları tek başına kılınamaz.” diyor.
“Allah’ın İpine Birlikte Sarılmak” başlıklı yazısında Doç. Dr. Selahattin Yıldırım ise, ferdiyetçilik yerine topluluk halinde, birlik içinde hem dini hem de sosyal hayatı yaşamanın önemine vurgu yapıyor. “Kitap ve Sünnet, Müslümanlara gerek ibadet hayatında gerekse sosyal hayatta ferdiyetçilikten sakınmalarını ve cemaat halinde yaşamalarını emreder. Bundan dolayıdır ki yolculuğa dahi bir cemaat oluşturabilecek üç kişi ile çıkılmasının Sünnet’e daha uygun olduğu Peygamberimiz (sas) tarafından bildirilmiştir.” diyen Doç. Yıldırım, birlik olmanın aynı zamanda Peygamberimizin sünnetine en uygun hareket tarzı olduğunu beyan ediyor.
İrfan Kaynağı sayfalarında her ay düzenli olarak sohbetleri yer alan Şeyh Muhammed Muta’ Haznevi bu sayıda, en büyük gücümüzün birlik halinde bulunmamız olduğunu belirtiyor. “Birlik ve beraberlik içerisinde olan topluluklar başkasına üstünlük sağlar. İnsanlar yardımlaşmayla amaçlarına ulaşır. Nitekim hayır ve güzelliklerin tamamı birlik ve beraberlikte olmasaydı, cemaatle kılınan namaz, cemaatsiz kılınan namazdan çok daha fazla sevap olmazdı.” diyen Şeyh Muhammed Muta’ Haznevi, ayrılık, ihtilaf, kin, kızgınlık ve tartışmanın sonucunun hem dünyada hem de ahirette zarardan başka bir şey olmayacağına işaret ediyor.
Tefekkürden kişisel gelişime
Dergi sayfalarında bir birinden önemli yazılar okurlarını selamlamaya devam ediyor. Prof. Dr. Süleyman Derin, tasavvuf ve ruhbanlığı karşılaştırdığı dikkate değer yazısında somut örneklerden hareketle manastır ve tekke kültürüne dair çok çarpıcı bilgiler veriyor. Derviş ile rahip arasındaki farklara dikkat çeken Prof. Derin, iki unsurun aslında ayrı dünyaların insanı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Prof. Dr. Süleyman Uludağ ise, kavramlar üzerinden tasavvuf ve irfan hayatımıza yeni bir bakış getiriyor. Bu sayıda fikir ve tefekkür kavramını merkeze alan Prof. Uludağ, “Tefekkür, kulu zahirden batına, sathi olandan deruni olana, lafızdan manaya, cüz’iden külliye, batıldan Hakk’ taşır. Bu yüzden tefekkür manevi bir yolculuktur.” diyor. Muhammed Emin Yıldırım, Hazret-i Ebubekir’in hayatını ve samimiyetini çok geniş bir çerçeveden hareketle bugüne taşıyor. Efendimizle geçen bir ömre sahip olduğunu belirttiği yazısında Yıldırım, Hazret-i Ebubekir’i, özellikle muhabbet, sadakat, teslimiyet, celadet ve evveliyet kavramları etrafında gündeme getiriyor. Sami Bayrakçı bir ilim ve irfan mektebi olan büyük veli Necmeddin Kübra Hazretlerinin portresini sunarken Osman Toprak ilimle irfana yol almanın önemine vurgu yapıyor. Kemal Özer ise bu sayıda, kişisel gelişimdeki tehlikenin boyutlarına dikkat çekiyor, kişisel gelişim kişiliğimizi yok etmesin, uyarısında bulunuyor.
İletişim: www.ilimveirfan.com.tr
DİL VE EDEBİYAT DERGİSİ: “uyut içimde uyumayan sancıyı”
Dil ve Edebiyat dergisinin 69’uncu sayısı çıktı. Dergi okurlarına Cahit Koytak’ın Gazze Risalesi’ni hediye ediyor.
Dil ve Edebiyat dergisinin Eylül 2014 sayısında yer alan şiirler; yeni imgeler ve ifade biçimleri yardımıyla insanın tarifi zor yanlarına işaret fişekleri göndermeye devam ediyor. Bilimin, gündelik dilin açamadığı gizlerin kilidini açan şiirleriyle Dil ve Edebiyat dergisi, modern hayatın çetrefilli yollarında kaybolan şiir meraklılarına âdeta imgelerden bezenen berrak gökyüzünde yol gösteriyor. Dil ve Edebiyat şairleri, sanat tür ve eserinin yegane gayesi nedir, sorusunun cevabını her bir dizede büyük bir doğum sancısı çekerek cevaplamaya çalışıyor.
şişemde yarım kalan zehiri kır
uysal bir kedi ol
uyut içimde uyumayan sancıyı
Mısralarında ruhunun derinliklerinden seslendiği gözlenen Müştehir Karakaya’nın Güz Nevrotik Vakadır Gamzelerine şiiriyle kapılarını açıyor Dil ve Edebiyat dergisi. Eylülle girilen güz mevsiminin estetik karşılığını Karakaya’nın şiirinde teneffüs ediyorsunuz.
Dil ve Edebiyat dergisi şiir editörü Zafer Acar ise şiir geleneğini damıtmaya devam ediyor. Oscar Wilde Gazeli’nde çarpıcı dizeler yer alıyor.
maske takıyorum yüzüm yeni anlamlar kazansın diye
kaybettim ifademi Oscar Wilde gibi bende diyen şair, kadim tarz ve güncel imgelerle şiirinin anlam dünyasını zenginleştiriyor. Âdemoğlunun hayattaki anlam arayışı ile ifadesini kaybeden Oscar Wilde’ın nerede buluştuğu sorunu, şiirin anlam katmanlarında gezmek isteyenlerce çözümlenmeyi bekliyor.
Özcan Ünlü ise hakikatin sırlarını kurcalıyor.
Haydi şimdi biraz ölelim
Sıra bizde
Kapanalım kapısına sırlar sırrının
dizeleriyle şiirini bitiren Ünlü, Önce başlıklı şiirinde ölüm metaforunu bir karamsarlık örgüsüyle değil, insanı yaşamaya çağıran bir umutla işliyor. Ünlü’nün karşıtlıklarla kurduğu şiir yapısı Kur’an kıssalarına atıflarla derinleşiyor.
Dil ve Edebiyat’ta dikkat çeken şiirlerden biri de Kederle Bela başlıklı bir Aykut Nasip Kelebek şiiri. Kelebek, modern insanın parçalanmış dünyasını, tarifsiz acıların şiirsel ifadesi olan Kerbela’yı çağrıştıran bir başlıkla ifadesini buluyor.
Edebiyat türleri içinde insanın gündelik alışkanlıklarını dilden hayal dünyasına kadar geniş bir satıhta, en keskin şekilde kırmayı başaran şiirin, nadide örneklerini okumak için Dil ve Edebiyat dergisi Eylül sayısında okurlarını bekliyor.
Dil ve Edebiyat’tan Okurlarına Hediyesi
Cahit Koytak’ın Gazze Risalesi
Ve Eylül sayısında Dil ve Edebiyat okurlarına, Gazze’de yaşanan İsrail zulmüne şiirimizin en büyük isyanlarından biri olan, Cahit Koytak’ın şiir kitabı Gazze Risalesi’ni hediye ediyor.
Gazze Risalesi adlı eserin sunuş yazısında Dil ve Edebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak eserin yayımlanması gerekçesini şu cümlelerle ifade ediyor:
“Cahit Koytak’ın Gazze Risalesi bir bilinç olsun, bir insanlık nefesi olsun diye, insanlığa bir çığlık olsun diye, insanlık vicdanına bir dokunuş olsun diye sizlere sunuldu. Cahit Koytak ‘bu kadar bebek ölüsüyle,/bu kadar çocuk ölüsüyle,/bu kadar anne ölüsüyle,/bu kadar seyirciyle/ve bu kadar sessizlikle…/ gökleri dolduran bu sessizlikle,/ cenneti, cehennemi, ârafı,/yerin altını, yerin üstünü/kana boyayan bu sessizlikle/hangi oyunu oynuyoruz,/hangi oyunu, tekrar tekrar,/hangi oyunu, bu cehennemde?’ diye soruyor, Gazze Risalesi’nde.”
Dil ve Edebiyat dergisinin Eylül sayısında yer alan diğer şiir ve yazılardan bazıları şöyle:
Apolyon –şiir-, Abdullah İlhan
Kadim Dost, Şair Mustafa Özçelik, M.Atilla Maraş
Dilde Değişim, Prof. Dr. Ejder Okumuş
Âdem’in Öğrenmediği Kelimeler, Yusuf Akçay
Şiirimizde Ölüm Düşüncesi, Murat Soyak
Aşkın Yolu –hikâye-, Halil Ürün
Eylülde Gel, Fatma Tavukçu
İslambol –hikâye-, Ümit Avukatoğlu
İletişim: www.tded.org.tr
GENÇ DERGİSİ: YENİ TÜRKİYE’NİN YENİ GENÇLERİ
GENÇ dergisi, bu ay da heyecanınızı tazeleyecek, zihninizi temizleyecek muhtevasıyla sizler için hazır.
“Sorduk-Öğrendik” sayfasıyla başlıyor GENÇ bu ay. Süleyman Ragıp Yazıcılar, sizden gelen soruları içtenlikle cevaplıyor. Üst başlıkta, siz okurlarımıza bir müjde veriyor: “GENÇ Okuyucuları Bu Kitabı Çok Sevecek!”
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, Davutoğlu Başbakan. Yeni Türkiye’nin ilk günleri… İbrahim Özkahyaoğlu’nun hazırladığı “Türkiye Gündemi“ sayfası bu ay da oldukça dolu.
Beytullah Demircioğlu, dünyanın gözünü diktiği Ortadoğu ekseninde “Dünya Gündemi”ni yorumluyor. IŞİD`in arkasında kim var? Almanya bizi neden dinledi? Ferguson olaylarına Türkiye nasıl yaklaşıyor? Bütün bu soruların cevapları Dünya Gündemi`nde…
“Deli ya da delil olmak, herkesin düştüğü kaygı ve dertleri bir yana atıp esas derdin peşine düşmektir. Esas dert niye yaratıldığını keşfedememektir. Biz bu dünyaya uyum sağlamaya değil uyumu sağlamaya geldik.” Mehmet Lütfi Arslan yazdı, “Deli(l)siz Olmaz.”
Eylül sayısının Dosya Konusu; “Yeni Türkiye’nin Yeni Gençleri”. Son günlerin moda tabiri “Yeni Türkiye”. Peki, Yeni Türkiye’nin gençleri bu duruma ne diyor? Yusuf Temizcan ve Süleyman Ragıp Yazıcılar bu ayki Dosya konumuzun iki mimarı.
Selman Demirkesen yazdı, “Afrika: Sevdamız, Kavgamız, Davamız”… Bu yıl Uluslararası Genç Derneği (UGED), İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği (İGEDER) ve Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı işbirliğiyle hazırlanan “Afrika’ya Genç Gönüllü YÜZ” projesi ile Ramazan ayında tam 100 gönüllü Uganda, Tanzanya, Gana, Burkina Faso, Mali, Sudan, Nijer, Kamerun ve Fildişi Sahilleri olmak üzere Afrika’daki 9 farklı ülkeye gittiler. Bu ülkelerde bulundukları süre boyunca, Türkçe dersleri veren, sivil toplumla temaslar kuran, Ramazan kumanyaları hazırlayıp köylere dağıtan, iftar organizasyonlarına katılan, çocuklara Kur’an’ı Kerim eğitimi veren, aile ziyaretleri yapan fedakâr gönüllülerimiz attıkları her adımda ektikleri mutluluk tohumlarını, binlerce kilometre uzakta olan kardeşleri için bırakıp gelmenin huzurunu yaşıyorlar. Kalbi küreyi kuşatan gönüllülere oralarda neler yaşadıklarını sorduk, aldığımız cevaplar bizlere bir kez daha “Dünya Bizi Bekliyor” şeklindeki eski kapak ifadelerimizden birini hatırlattı…
Her mümin, tek başına bir ümmet’tir. Ümmet, her şeyin anası demektir. O yüzden bütün müminlere de “ümmet” denir. Müminler cemaati, herhangi bir cemaat değildir: Sosyolojik kavramlar, İslâm’ın bu ulvî cemaat fikrini izah etmeye yetmez.” Yusuf Kaplan “Futuhhatt-ı Medeniyye Yolcuğu” isimli köşesinde kaleme adlı “Medeniyet Fikri, Ümmet Şuuru, Kulluk Şiiri”.
Genç yaşlarda yollara düşen ve hayatı boyunca 54’den fazla ülke gezen İbn-i Batuta, seyyahların piri, mürşididir. Hayatı adeta yollarda geçen İbn-i Batuta anlattığı yol hikâyeleriyle bugün de seyyahlara ışık olmaya devam etmektedir. Allah pirimize gani gani rahmet etsin, bizi de yolundan ayırmasın. Âdem Özköse yazdı: “Seyyahların Piri İbni-i Batuta”…
Klinik Psikolog Mehmet Dinç, “Manevi kariyer planlaması nasıl yapılır, manevi kariyer planında ne olmalıdır?” sorularını cevapladı. Sonuç olarak karşımıza, bir hayat planlaması çıktı. Okumadan geçmeyin derim!
“Kitap” köşesi yazarımız Mehmet Emin Gül sizler için, Genç Kitaplığı’ndan çıkan beş yeni kitabı tanıttı: Dünya Bizi Bekliyor / Mehmet Lütfi Arslan, Genç Peygamber ve Genç Dostları / Mehmet Lütfi Arslan, Rabbani Eğitimi / Adem Ergül, Dünyayı Kurtaran Kız / Ayşegül Genç, Gençliğe Kitabe / Mehmet Dinç.
Geldik orta sayfaya… GENÇ’in Aralık sayısında Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, “Tesettür Hassasiyeti” konusuna değiniyor. Bu hassas konunun hassasiyetine vakıf olmak isteyenlere…
Alican Tatlı, “Can Damlaları” köşesinden “Rasullah’ın Hayatından”, “Allah Dostlarından”, “Zeki Olmak Lazım”, “Allah’ın İşine Karışmayın” ve “En Büyük Silah” isimli beş yazısıyla gençlere sesleniyor.
“Bir Nefes Sıhhat” köşesinde Hüseyin Küçükali, “Babaannemin Hastalıkları-5” yazı dizisinde Takma dişler konusunu inceledi: “Babaannemin Takma Dişleri”. Bu sayfada ayrıca, diş sağlığı ve dişlerin bakımı konusunda birçok bilgi edinebileceksiniz.
“Kendimizle ilgili, “Bunca yanlışlardan ve günahlardan sonra, benden ne köy olur, ne kasaba.”, “Cennet benim için artık boş bir hayaldir.”, “Sâlihler arasında yer almaya ne yüzüm var, ne de hakkım” gibi anlayış ve bakış açıları, şeytanın bize yönelik öldürücü bir darbesidir. Bu tuzağa düşmemeli, tövbenin arındırıcı iklimine girmekte acele etmeliyiz.” Dr. Adem Ergül yazdı: “Hayata Yeniden Dönüş Fırsatı”.
Hatice Sarı, tüm insanlığı İsrail mallarını boykot etmeye çağırıyor. Ve bize etkili boykotun adresini gösteriyor: “Boykot İsrail’e Arap Ordularının Vereceği Zarardan Fazlasını Verir!”.
Ayşegül Genç, “Bagamoyo Afrika!” sayfasıyla, bu ay da Afrika hakkında fikirlerinizi değiştirmeye devam ediyor. Fakat hüzünlü bir yanı da var; bu sayfa tam bir yılını doldurdu ve yeni dönemde tekrar dergimizin sayfalarında olacak mı, bilmiyoruz. Cevabı Ayşegül Genç`te saklı.
“İlim ve düşünce insanında en başta olması gereken duygu, tecessüstür. Mütecessis olmayan bir ilim ve düşünce insanı uzun soluklu bir yürüyüşe çıkamaz. Belli bir mesafede nefesi tükenir, olduğu yerde saymaya, kendini tekrar etmeye başlar.” Mesut Kaya yazdı “Zamansız Düşünceler”.
Rabia Gülcan Kardaş, “Kelimeler” köşesinde şükrün önemini anlattı: “Şükürsüz” sıfatı ağır bir itham, insan olana. Şükürsüzlük ciddi bir yara. Tazelenme adına… Niyet ettim şükür gözlüğü ile dünyaya bakmaya. “Şükürsüz Bünye”…
“Portre” Sayfasında, Yusuf Temizcan “İhtişamı İnzivada Arayan Adam İsmail Fenni Ertuğrul” başlığını ele alıyor. Eski zamanlardan yepyeni şahsiyetler tanımak isteyenler buyursunlar bu sayfaya…
Halit Yasir Özoğul “Kelebek İklimi” köşesini bu ay Cuma Hutbeleri`ne ayırdı. Cuma Hutbeleri, eskiden olduğu gibi cemaatin gündeminde ilk sıraya nasıl yerleşir? “Minberden Hayata”…
“Türkiye’deki işsizlik sorununu çözdükten sonra ancak başka insanlara yardım edeceksek eğer dünyada kimse kimseye yardım etmesin!” Suriyeli kardeşlerimizi, “Yarım Derviş” Sinan Özgenç anlatıyor.
Selim Tiryakiyol “Kelimelerin İzinde” isimli köşesinde “Toprağın Atası Âdem” başlığında bir yazı kaleme aldı. Âdem, varlığımızın kökü… Peki Âdem`in kökü nerede? Cevabı GENÇ Dergi Eylül 2014`te!
Hande Berra, “Gezi-Yorum” sayfasında İtalya’yı anlatıyor. “Cinque Terre” isimli beş sevimli köye girmeye ne dersiniz? “Bacasız Tren” başlıklı bu yazıda, İtalya ile ilgili dikkat etmeniz gereken bilgiler var!
“Süphanallah, bir nefeste okunup heyecana ve hayrete uğramıyorsa imamede problem olabilir!”. Cihan Taştan Mikro Âlem Makro Âlem köşesinde net bir soru soruyor: “Bilim Her Şeyi Açıklar Mı?”
“Beytülhikme” köşesinde, gençlerin ve öğrencilerin sevilen “abisi” Asım Gültekin, içindeki kitap sevgisini anlatıyor: “Bir Kütüphanede Yaşamak İstiyorum!”
“Malezya’dan Gazze’ye Büyük Destek” Hatice Sarı, “İsrail İşgal Devleti’nin Gazze’ye uyguladığı katliamın zirveleştiği bugünlerde Türkiye ve Katar başta olmak üzere birçok ülkeden yardım gidiyor Filistin’e. Malezya bu ülkelerden biri. Ülke çapında Filistin için çalışan en büyük kuruluş olan Viva Palestina Malaysia’nın başkanı Dato Dr. Musa Mohd Nordin ile yaptıkları çalışmalar üzerine bir Viva Palestina Malaysia’dan söyleşi” gerçekleştirdi.
Muhammed Murat Tutar, teknoloji dünyasının yeniliklerini “Bilişim-Net” sayfasında aktarmaya devam ediyor. Yasal müzik dinlemenin kolay ve ucuz yolları, maile sığmayan gönderilerin nasıl gönderilebileceği, bilişim dünyasının nimetleri ve cefaları… Hepsi bu sayfada!
İki usta iki ayrı bölüm… Halil İbrahim Kurucan sizlerden gelen fotoğrafları, Metin Karabaşoğlu ise yazdıklarınızı değerlendirmeye devam ediyor.
“Filmin sonunda da ödül törenine benzer bir sahne hatırlıyorum. Pasteur orada yaptığı konuşmanın bir yerinde “Muhaliflerinize kızmayın, onlardan bir şeyler öğrenmeye ve almaya bakın. Hiçbir yeni fikir muhalefet edilmeden kabul görmemiştir” anlamında bir şeyler söyledi. Ne kadar güzel, değil mi?”. Bülent Şirin sizin için yazdı: “Muhalefet Etme!..”
İletişim: www.gencdergisi.com
KARABATAK 16 ÇIKTI!
“Edebiyat zulme alışmaya izin vermez” başlıklı sunuşuyla çıkan Karabatak, zulme boyun eğmeyen şiirleriyle olduğu gibi “Postmodernizm: Nereye Kadar?” dosyasıyla da dikkat çekiyor. A. Ali Ural, Şafak Çelik, Naime Erkovan, Güzide Ertürk, Fatih Taşcı, Ayşe Sevim, Bünyamin Demirci, Hamdiye Hale Özcan ve Oya İşeri Gever farklı açılardan postmodernizmi mercek altına aldı.
Bu sayının röportajı, mimari alandaki başarıları kadar, sayısız öğrenci yetiştirmesiyle ve Bahariye Mevlevihanesi’ni kültür hayatımıza yeniden kazandırmasıyla tanınan Prof. Dr. M. Baha Tanman’la yapıldı. “Bize Globalizasyon Diye Yutturulan Şey Aslında Standardizasyon” diyen Tanman röportajını hazırlayan Songül Koç.
Bu sayının şairleri A. Ali Ural, Ayşe Sevim, Hüseyin Akın, Murat Batmankaya, Bülent Ata, Çayan Özvaran, Meryem Kılıç, Sümeyra Yaman, Emirhan Kömürcü, Zeynep Ural, Mustafa Uçurum, Fuat Eren, Mehmet Can Acer, Kamil Remzi Cin, Muhammed İkbal Yıldırım, Nazlı Ergin Duran, F. Nuriye Torun, Yusuf Koşal, Sevgi Yerlioğlu, Şafak Çelik, Samet Koparan, Sare Öztürk, Şeyhmus Duymuş, Ümit Özaltın ve Deniz Atay.
Öykücüleri: Bahar Paşalı, Bünyamin Demirci, Fatma Akdağ, Murat Batmankaya, Merve Büyükçapar, İlknur Demirci, Özlem Metin, Elif Öz, Hamdiye Hale Özcan ve Hanife Çakır. Deneme yazarları: Mehmet Sabri Genç, Ali Ömer Akbulut, Hasibe Çerko ve Büşra Sürgit. Poetika yazarları: “Bugün Şiir Üzerine Düşünmek Neden Gerekli” diyen şair Adnan Özer ve “Anlam ve Yorum Üzerine Rast-Gele Düşünceler” yazısının ikincisiyle devam eden ve “gerçek metin”i sorgulayan Prof. Dr. Hasan Akay.
Zeynep Ural, müzik sayfasında Jasmine Choi’un sanat yaşamına ışık tutarken kitap sayfasında Dr. Hatice Kübra Eke, Prof. Dr. Mehmet Oğuz Yenidünya’nın Hastalar İnsandır isimli son kitabını tanıtıyor. Ayrıca Prof. Dr. Hasan Akay mensur şiiriyle, Muhsin Mete gezi yazısıyla ve Sare Öztürk, Prof. Dr. Mehmet Kanar, Ahmet Cora, İdris Çakmak, Naime Erkovan çeviri şiirleriyle; Hüseyin Sorgun tiyatro, Rahşan Tekşen, F. Hande Topbaş ve H. Hümeyra Şahin gezi, Hakan Bilge sinema yazısıyla; Fatih Korgan, Ertan Ayhan Sertöz ve Sedat Gever görsel sanatlarıyla bu sayıda yerlerini alıyorlar.
GENÇ ÖNCÜLER: BİR KEREDEN ÇOK ŞEY OLUR!
Genç Öncüler Dergisi Eylül-2014 sayısı “Madde Bağımlılığı” dosyasıyla 87. kez matbaadan çıktı! Genç Öncüler sokağa dokunmaya devam ediyor. Genç Öncüler cafcaflı medya imparatorluklarının işleyemediği konuları işlemeye devam ediyor. Genç Öncüler taşeronu, kent yağmasını, mültecilerin sıkıntılarını, uyuşturucuyu, alkolizmi, gençlik politikalarını, medyanın bozuk düzenini kendisine dert ediniyor. Genç Öncüler her şey dert edinmekle başlar diyor.
Son aylarda artarak devam eden madde bağımlılığına bağlı ölümler, nice evlerin ocaklarına ateş düşürmeye devam ediyor. Gençlik, küresel çetelerin ve yerli işbirlikçilerinin planlı saldırıları ile uyuşturucu ağına düşürülüyor, toplumun geleceği ifsad ediliyor. Bu amansız ifsad ve bozgunculuk girişimine dikkat çekmek ve neler yapılabileceğini bu sayımızda tartışmaya açıyoruz. Yrd. Doç. Dr. Ömer Miraç Yaman “Uyuşturucu Madde Bağımlılığı İle Mücadelede Danışman Abi/Abla Modeli” projesini anlattı. Esenlerde uyuşturucu ve alkolizme savaş açan, gençlere kol kanat geren Ömer Faruk Yazar hocamıza arkadaşlarımız Cihad Kurt ve Yusuf Çınar uyuşturucu kullanımının artışı ve gençlerin uyuşturucuya neden yöneldiğine dair sorular sordular. Kübranur Yakupoğlu Uyuşturucu Bağımlılığı raporunu özetledi. Genç Yeşilay Başkanı İsmail Memiş kurum olarak yaptıkları faaliyetleri anlattı. Tarih komisyonu yazı dizilerinde Asım Ebrar Yıldız II. Abdulhamid hakkında yanlış bilinenleri, Muhammed Tutkun IV. Haçlı Seferlerini yazdı. Furkan Gençoğlu “Yedi Yaşında Bir Çocuğun Gözünden 17 Ağustos 1999” başlıklı yazısında deprem anılarını ve yaşamından bir kesiti paylaştı. Ali Tarık Parlakışık “İslami Dalga Yükselişte” başlıklı yazısında İslam davasının tüm ezilenler için bir umut olduğunu yazdı.
Sayımıza katkıda bulunan diğer yazarlarımız: Selimhan Gündoğu, Ekrem Kubilay Karadeniz, Yasemin Özenç Kandemir, Ahmet Işıktekiner, Bahadır Furkan Yeğin.
Genç Öncüler yayın kurulu olarak temel gayemiz, yaşantımızda karşılaştığımız iyilikleri, kötülükleri, kolaylıkları, sıkıntıları siz değerli okuyucularımıza en anlaşılabilir şekilde aktarmaktır. Kadromuz adaletle şahitlik vazifesini asla unutmayarak bu bilinçle yazılarını kaleme almaktadır. Çünkü bu bize inandığımız rabbimizin vahiyle sabit kıldığı bir görevdir. Çıkarttığımız bütün sayıları bu görev bilinci ile çıkartıyoruz. Bu çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, keyifle okumanızı temenni ediyoruz.
Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için adaletle şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Nisa/135
MAVİ YEŞİL DERGİSİ: 89. SAYI
Mavi Yeşil dergisi, Eylül-Ekim 2014 tarihli 89. sayısıyla okur karşısına çıkıyor. Bu yılın oldukça sıcak ve siyaseten de bir o kadar hareketli yaz mevsiminde hazırlanan içeriği bir hayli zengin dergiyle okur karşısına çıkabilmek mutluluk verici bizim için. Tarihe bir not düşelim: Türkiye, 10 Ağustos 2014’te ilk kez halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçti. On beşinci yılının sonlarına yaklaşan Mavi Yeşil dergisinin küçük bir “postmodernizm dosyası” sayılabilecek bu sayısında roman incelemeleri öne çıktı. İlker Aslan, “Müşahedat” (Ahmet Mithat), Can Şen, “Buğu” (Nihan Kaya) ve Ayşegül Ergül de film üzerinden “Anayurt Oteli” (Yusuf Atılgan) romanları için yazdı. Sinan Şanlıtürk, 1984’te yayımlanan “White Noise” (Don Delillo) romanından yola çıkarak zamanın Amerikan toplumundaki postmodern toplumsal yaşamı gösterdi. Şener Şükrü Yiğitler, dikkatlerden kaçmış bir ütopyayı, Refik Halit Karay’ın “Hayal Bu ya” öyküsünü gündeme getirdi.. Ömer Eski’nin yazısı Mustafa Kutlu’nun yeni kitabı “Vatan yahut İnternet” hakkında. Samet Karaçul, ilk kez yazdığı bu dergide “Kış Uykusu” filmini değerlendirdi. Ahmet Say, bu dergideki ilk yazısıyla öğrencilerinden biri gördüğü şair Ahmet Erhan’ı andı bir kez daha. Özer Şenödeyici, “Kûy-ı Yâre Dönüş” öyküsüyle bu sayının tek öykücüsü. Mustafa Kadir Atasoy, Ömer Eski, Ahmet Testici, Selim K., Aydın Meriç ve Emin Ali Kalcıoğlu, 89.sayının şairleri.
89. sayının içindekiler
White Noise’de Postmodern Amerikan Toplumu / Sinan Şanlıtürk… 2
Samarra Kulesi / Mustafa Kadir Atasoy… 6
Ahmet Mithat Romancılığı / İlker Aslan… 7
Refik Halit’in Ankara Ütopyası / Şener Şükrü Yiğitler… 10
Filiz’tinli Çocuk / Ömer Eski… 14
Buğu Romanında Postmodern İzler / Can Şen… 15
Zebercet’in Erkeklik Halleri / Ayşegül Ergül… 19
Eksik Kitabe / Ahmet Testici… 24
Vatan Yahut İnternet / Ömer Eski… 25
Her Ölüm / Selim K. … 26
Kavuniçi İsteşmeler / Aydın Meriç…26
Uykuların En Kışı / Samet Karaçul… 27
Ahmet Erhan / Ahmet Say… 29
Ne Zaman Sana Kavuşacak Bu Yürek / Emin Ali Kalcıoğlu… 30
Kûy-ı Yâre Dönüş/ Özer Şenödeyici… 31
İletişim: bilgi@maviyesildergisi.com
SÖZ&KALEM DERGİSİ EYLÜL SAYISI ÇIKTI
Yazarlarının tamamı gençlerden oluşan aylık gençlik, ilim ve kültür dergisi Söz&Kalem’in Eylül sayısı çıktı.
Eğitim-öğretim yılının başlaması ve öğrencilerin sorumluluklarının hatırlatıldığı Derginin editör yazısında “Öncelikle yeni eğitim-öğretim yılının tüm kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Üniversiteyi yeni kazanan kardeşlerimizi de tebrik ediyor, yerleştikleri bölümlerin dünya ve ahretleri için hayırlar getirmesini yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Tüm kardeşler olarak nerede olursak olalım davetçi olduğumuzu unutmamalı, her yer ve mekânda Rabbimizin sevdiği, güzel bir kul olmaya gayret göstermeliyiz. Bu ister lise olsun, ister üniversite, ister dershane, ister başka bir yer… Üniversite hayatı ise imtihan olarak gençliğimizin dönüm noktasını oluşturur denilebilir.
Her türlü fikir, akım ve gurubun düşüncesini yayma çabası içinde bulunduğu üniversite hayatı biz davetçiler açısından da son derece önemli bir dönemdir. Müslüman gençler olarak üzerimize düşen sorumluluklarımızı Başyazımız’da özellikle vurgulanmaktadır.” denilmektedir.
Derginin 11. sayısında Muhammed Yaman ‘Cemaat-i İslami’yi tanıtırken, İbrahim Tekin İdeolojiler bölümünde ‘Feminizm’i kritik etti. Mahmut Durmuş ‘İslami Hareketlerde Hedef’i tahlil ederken, Osman Çelik Gazze’nin Direniş ve Zafer’ini yazdı. Ayın röportajı ise Araştırmacı-Yazar Cengiz Aydın ile ‘Yahudilik’ üzerine gerçekleştirilmiş.
Editör yazısında söz&kalem dergisinin genç yazarlar yetiştirmek amacıyla “yazar okulu” başlattığı duyurusu da yapılmış.
Ayrıca dergide Selahaddin Ürük ve Ömer Muhtar’ın şehadetleri, Sabra ve Şatilla katliamlarına yer veriliyor.
İletişim: www.sozvekalem.com
GENÇ ÖNCÜLER MADDE BAĞIMLILIĞI KONUSUNU İŞLİYOR
Genç Öncüler Dergisi Eylül-2014 sayısı “Madde Bağımlılığı” dosyasıyla 87. kez matbaadan çıktı! Genç Öncüler sokağa dokunmaya devam ediyor. Genç Öncüler cafcaflı medya imparatorluklarının işleyemediği konuları işlemeye devam ediyor. Genç Öncüler taşeronu, kent yağmasını, mültecilerin sıkıntılarını, uyuşturucuyu, alkolizmi, gençlik politikalarını, medyanın bozuk düzenini kendisine dert ediniyor. Genç Öncüler her şey dert edinmekle başlar diyor.
Son aylarda artarak devam eden madde bağımlılığına bağlı ölümler, nice evlerin ocaklarına ateş düşürmeye devam ediyor. Gençlik, küresel çetelerin ve yerli işbirlikçilerinin planlı saldırıları ile uyuşturucu ağına düşürülüyor, toplumun geleceği ifsad ediliyor. Bu amansız ifsad ve bozgunculuk girişimine dikkat çekmek ve neler yapılabileceğini bu sayımızda tartışmaya açıyoruz. Yrd. Doç. Dr. Ömer Miraç Yaman “Uyuşturucu Madde Bağımlılığı İle Mücadelede Danışman Abi/Abla Modeli” projesini anlattı. Esenlerde uyuşturucu ve alkolizme savaş açan, gençlere kol kanat geren Ömer Faruk Yazar hocamıza arkadaşlarımız Cihad Kurt ve Yusuf Çınar uyuşturucu kullanımının artışı ve gençlerin uyuşturucuya neden yöneldiğine dair sorular sordular. Kübranur Yakupoğlu Uyuşturucu Bağımlılığı raporunu özetledi. Genç Yeşilay Başkanı İsmail Memiş kurum olarak yaptıkları faaliyetleri anlattı. Tarih komisyonu yazı dizilerinde Asım Ebrar Yıldız II. Abdulhamid hakkında yanlış bilinenleri, Muhammed Tutkun IV. Haçlı Seferlerini yazdı. Furkan Gençoğlu “Yedi Yaşında Bir Çocuğun Gözünden 17 Ağustos 1999” başlıklı yazısında deprem anılarını ve yaşamından bir kesiti paylaştı. Ali Tarık Parlakışık “İslami Dalga Yükselişte” başlıklı yazısında İslam davasının tüm ezilenler için bir umut olduğunu yazdı.
Sayımıza katkıda bulunan diğer yazarlarımız: Selimhan Gündoğu, Ekrem Kubilay Karadeniz, Yasemin Özenç Kandemir, Ahmet Işıktekiner, Bahadır Furkan Yeğin.
Genç Öncüler yayın kurulu olarak temel gayemiz, yaşantımızda karşılaştığımız iyilikleri, kötülükleri, kolaylıkları, sıkıntıları siz değerli okuyucularımıza en anlaşılabilir şekilde aktarmaktır. Kadromuz adaletle şahitlik vazifesini asla unutmayarak bu bilinçle yazılarını kaleme almaktadır. Çünkü bu bize inandığımız rabbimizin vahiyle sabit kıldığı bir görevdir. Çıkarttığımız bütün sayıları bu görev bilinci ile çıkartıyoruz. Bu çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, keyifle okumanızı temenni ediyoruz.
Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için adaletle şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Nisa/135