Bizim Yunus şiiri böyle söyler

Edebiyat
Mahir Demir’in haberi  Son olarak Prof. Dr. Turan Karataş, Yûnus’un olduğuna kanaat getirdiği şiirleri topladı; yeni bir Yûnus Divanı hazırladı. Tapduk’un tapusunda ...
EMOJİLE

Mahir Demir’in haberi 

Son olarak Prof. Dr. Turan Karataş, Yûnus’un olduğuna kanaat getirdiği şiirleri topladı; yeni bir Yûnus Divanı hazırladı.

Tapduk’un tapusunda çiğ iken pişen Yûnus, dile gelmiş, aşkın vasfın söylemiş, gerçeklere haber eylemiş. Girmiş Hakk’ın haznesine, dürr ü gevher saçar olmuş. Kendözünden zireklenip birkaç söz katmamış, söylediği keleciyi işittiği gibi söylemiş. Marifet nehri Yunus’un dilinden coşmuş. Sadece kendi dilinden akmamış bu nehir, nice âşıklar Yûnus’tan / Yûnus’takinden almışlar, satmışlar. Asırlar sonra gelen Hazreti Mısrî bile "Niyazi’nin dilinden Yûnus’durur söyleyen / Herkese çün can gerek Yûnus’durur can bana" demiş. Uzun lafın kısası Tabduk’un ‘Bizim Yûnus’unu pek çok Yûnus izlemiş. Zamanla Yûnus’lar bir olmuş, sözler birbirine karışmış. Bu yüzden elyazması divanlardan matbu nüshalara, seçme eserlere farklı farklı Yunus divanları var elimizde. Son olarak Prof. Dr. Turan Karataş, Yûnus’un olduğu belirtilen şiirleri tekrar tekrar okuyarak bir seçme halinde topladı; yeni bir Yûnus Divanı hazırladı. Divan, Mustafa Özçelik’in yayıma hazırladığı Yûnus’un bir başka eseri olan Risâlet’ün Nushiyye’yle birlikte 735. Yıl Türk Dil Bayramı etkinlikleri kapsamında Karaman Valiliği ve Karaman Belediyesi tarafından basıldı.

"Elinizdeki kitap, hazırlayanının adlandırma yadırganmazsa ‘esas Yûnus’a, ‘Bizim Yûnus’a ait olduğuna inandığı şiirleri ya da -bu iddia fazla büyük görünür de içinize sinmezse- şimdiye kadar yayımlanan Yûnus şiirlerinden yapılan esaslı bir seçmeyi içinde toplamaktadır. Başkaca söylenirse elinizdeki divan da, bir çeşit seçmedir. Yıllardır Yûnus şiirlerini okuyan ve bu büyük şairin söyleyişine, edasına, şiir söyleme tekniğine aşina olduğunu iddia eden bir okurun seçmesidir." diyerek anlatıyor yaptığı çalışmayı Turan Karataş. Yûnus’un olduğu kayıtlara geçen şiirleri tekrar tekrar okudukça "Bizim Yûnus, şiiri şöyle söyler" diyebileceği bir yakınlık ortaya çıktığını söylüyor. "Elbette yanılmalar, hatalar hep yanımızdadır." kaydını da düşerek.

Turan Karataş, kendi tespitlerine göre Yûnus’un söyleyişindeki özellikleri şöyle sıralıyor: Yûnus’un şiirine giren kelimeler, hemen bir çeşit yumuşaklık tülüne bürünürler, incelik haddesinden geçerler. Yapmacıklı bir söyleme biçimine gönül indirmez Yûnus. O zoraki bulunmuş deyişlerin, içtenliksiz söyleyişlerin şairi değildir. Dili sadedir. Uzun söze itibar etmez. Söylediği şiirlerde zayıflık görülmez. Yûnus’un davası, dileği, şiire yüklediği işlev bellidir. Şiirinde ‘ben’ vurgusu görülmez, dilinden isyan duyulmaz. Sîretiyle sûretiyle, özüyle kabuğuyla Çalab’ına teslim olmuştur Yûnus.

Kitap, iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Prof. Dr. Karataş’ın Yûnus’un olduğuna kanaat getirdiği 234 şiir yer alıyor. İkinci bölümde ise Yûnus’un olduğundan kuşku duyduğu 60 şiir bulunuyor. Divan hazırlanırken ‘ilmî bir neşriyat’tan ziyade geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmek amaçlandığından bazı şeklî düzenlemeler ve bir kısım yazım güncellemeleri de yapılmış. Buna rağmen hazırlayanı ‘adına bilim adamı denilen bir taifeye mensup’ olduğu için şiirlerin hazırlanmasında, seçiminde bilimsel kıstaslara da yeterince itibar edildiğini söylüyor Karataş.

Risâlet’ün Nushiyye’nin mürşid Yûnus’u

Mevcut divanlardaki şiirlerin ne kadarının Yûnus Emre’ye ait olduğunu bilemiyoruz. Fakat kesinlikle ona ait olduğunu bildiğimiz bir eser var kütüphanelerde: Risâlet’ün Nushiyye. Kitabın sonlarına yazdığı bir beyitteki tarih, Yûnus’un vefatının 12 yıl öncesini gösteriyor. Yûnus’un ilahileri kadar tanınmayan Risâlet’ün Nushiyye, mesnevi tarzında yazılmış bir nasihatname. Kitabı yayıma hazırlayan Mustafa Özçelik, "Yûnus Emre, M.Fuat Köprülü’nün de dediği gibi medrese tahsili görmüş, esaslı bir kültüre sahip, Kur’an, sünnet, tasavvuf ve diğer ilimler konusunda kendini yetiştirmiş eğitimli bir şairdir. Tasavvuf dünyasındaki yeri de dervişlikten öte mürşidlik makamıdır." diyor. Risâlet’ün Nushiyye’de daha ziyade Yûnus’un bu vasıfları ortaya çıkıyor. Eser, insanı oluşturan dört unsur; toprak, su, hava ve ateş ile bunlardan insana geçen birbirine zıt huyları, bu huyların insan üzerindeki mücadelesini anlatıyor.

Zaman