Atık metallerin ‘Sanata Dönüşüm’ü

Edebiyat
Her şey yapılabilir bir beyaz kâğıtla. Uçak örneğin, uçurtma mesela…" der ya bir şiirde, metal için de aynı durum söz konusu. Borusan ve Mimar Sinan Üniversitesi işbirliğinde gerçekle...
EMOJİLE

Her şey yapılabilir bir beyaz kâğıtla. Uçak örneğin, uçurtma mesela…" der ya bir şiirde, metal için de aynı durum söz konusu. Borusan ve Mimar Sinan Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen "Sanata Dönüşüm" yarışmasında Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden güzel sanatlar fakültesi öğrencileri atık metallerden heykelleri bunun ‘cansız’ bir örneğiydi adeta. Şiirdeki gibi uçak yapmadılar belki ama uçak motorundan pelikan, anten ve vantilatörden sivrisinek, yağ tenekesinden meyve ağacı yani ellerine geçen her çeşit atık metalle yepyeni heykeller tasarladılar. 12 üniversiteden 112 öğrencinin yarıştığı organizasyonda seçilen 26 eser, 30 Haziran’a kadar MSGSÜ Tophane-i Amire Tekkubbe Salonu’nda sergilenecek.

Çamaşır makinesi, uçak motoru ve dikenli telden heykel

Sergilenen eserler kadar kullanılan metaller de ilginç. Evde, orda, burda ne varsa hepsini heykel yapmak için hamur gibi yoğurmuşlar. Çamaşır makinesinin haznesinden bisiklet parçalarına, yağ tenekelerinden tornavidaya, araba ve uçak motorundan dikenli tellere kadar aklınıza ne gelirse heykellerin hammaddesi olmuş. Sergi salonuna girmeden bisiklet parçaları ve zincirlerden örülmüş bir evsiz karşılıyor sizi bahçede. Girer girmez yaz mevsiminde pek de görmek istemeyeceğiniz "anofel" adlı sivrisinek heykeli selam duruyor. Ayakları tornavida, gövdesi bisiklet jantı, antenleriyse radyo anteninden…

İstanbul, sinekler, boğaz…

1990’lı yılların meşhur bol sıfırlı paralarından yapılan 25, 50 ve 100 bin liradan oluşan bir maske de almış sergideki yerini. Yağ tenekeleri ve içecek kutularından yapılan ağaçsa çevre kirliliğini çarpıyor yüzümüze. Tüketim çılgınlığına vurgu olarak kocaman kırmızı metal bir çanta tasarlanmış, cebinde su saatleriyle… Vantilatör parçalarından yapılan tel sinek de aslını aratmıyordu bu sıcakta. Tabldot içindeki zincir, çivi ve bilumum metal atıkları pek iştah açıcı olmasa da emekle ekmek arasındaki ilişkiyi vurguluyordu çarpıcı bir biçimde. Gardırop biçiminde tasarlanmış İstanbul heykeli şehir yaşamında evlerine hapsolmuş farklı sınıfları temsil ediyordu. Elbise askılarından yapılan dalgalı deniz de unutulmamıştı elbet. Atık petrol varillerinden yapılan "Kirli Balık" heykeliyse Boğaz’ı kirleten tankerlere gönderme yapıyordu usulca.

Savaşta petrole bulanan pelikan ilham oldu

‘Sanata Dönüşüm’ sergisinde atık metallerle yapılan heykellerin kiminde ‘sosyal mesaj’ kaygısı ön plana çıkıyor. Uçak motorundan yapılan pelikan heykelinin hikâyesi hayli ilginç. Tasarımcısı Selçuk Yılmaz, ilhamını İran-Irak Savaşı’ndan almış. Televizyonda bir yandan savaş uçakları kalkarken, petrole bulanmış bir pelikan belirmiş ekranda. O da bu imgeden yola çıkarak eski bir savaş uçağının motorundan bir pelikan tasarlamış. Yine başka bir heykelde kadına şiddete karşı durmaya çalışan tüm vücudu zincirlerle kaplı, kilitli bir kadın imgesi görülüyor. Metalden harflerin daktilodan aşağı asılı durduğu heykelde ise düşünce özgürlüğüne atıfta bulunulmuş.

Zaman