Her Şirkete Onlardan Lazım!!

Kişisel Gelişim
Türkiye’de şirketlerin ortalama ömrü, 12 yıla kadar düştü. Yeni kurulanlar beş yılda kapanıyor, en uzun ömürlüsü bile ancak 20 yıl dayanıyor. Uzmanlara göre çözüm, şirketi ‘girişimci yönet...
EMOJİLE

Türkiye’de şirketlerin ortalama ömrü, 12 yıla kadar düştü. Yeni kurulanlar beş yılda kapanıyor, en uzun ömürlüsü bile ancak 20 yıl dayanıyor. Uzmanlara göre çözüm, şirketi ‘girişimci yöneticiler’e bırakmak… İşte İpek Olgunsoy’un haberi…

Dünyada şirketlerin ortalama ömrü, 18’den 12,5 yıla kadar düştü. Yüzyıl başında 65 yıl olan “şirket ömrü ortalaması”, bu hızla erimeye devam ederse yakında pek çok kurumun iflas bayrağını çekmesi kaçınılmaz olacak. 12 yılla dünya ortalamasının hemen altında yer alan Türkiye içinse asıl risk, “en uzun faaliyette kalma” süresinin 20 yıla kadar düşmüş olması. Ayrıca yeni kurulan işletmelerin beş yıl gibi kısa bir zamanda kapanması da başka bir tehlike habercisi.

Geçtiğimiz hafta insan kaynakları ve danışmanlık şirketi HRM’in düzenlediği workshop’un gündeminde, ömrü giderek kısalan şirketler vardı. Ülkemizde şimdiye dek kurulan şirketlerin yalnızca yüzde 1.8’inin, 40 yılı devirmeyi başardığına dikkat çeken HRM Danışmanlık, Türkiye’den pek çok şirketin ‘yaşam beklentisi’ meselesini masaya yatırdı.

Tüm dünyada ve Türkiye’de insanın yaşam beklentisi artarken şirketlerinkinin düşmesi dikkat çekici bir paradoks olarak karşımıza çıkarken HRM’e göre bu konunun dünyadaki ‘panzehiri’, kurumsal girişimcilik. HRM kurucu ortağı Aylin Nazlıaka, ‘gizli silah’ olarak tanımladığı kurumsal girişimciliğin dünya devleri 3M, Apple Computer, GE, Prime Computer, Toyota, Sony, Ericsson, United Artists/TeleCommunications gibi pek çok başarılı şirket tarafından kullanıldığını ifade etti.

Şirketlerin faaliyet gösterdikleri sürelerini uzatmanın çaresi olarak gösterilen “Kurumsal Girişimcilik”, tam olarak ne anlama geliyor?

1990’lı yılların başından itibaren akademisyenler ve iş dünyası tarafından konuşulmaya başlayan kurumsal girişimcilik kavramı, en basit anlamıyla sürekli gelişim ve değişim anlamına geliyor. Şirket içindeki katı hiyerarşik yapıların ortadan kaldırılması esasına dayanan sistemde, her çalışanın şirket yönetiminde ve stratejik kararlarda söz hakkı oluyor.

Bir tür İK uygulaması olan kurumsal girişimcilik, idari sorunların sigortası olarak görülüyor. Sistem, yöneticilere şirketin “insanlardan kurulu bir topluluk olduğu”nu hatırlatmaya odaklanarak, yönetici ve çalışanlara eşit inisiyatifler sunuyor. Sistemin hayata geçirildiği şirketlerde çalışanlara, yeni fikir ve proje üretmeleri için mesai saatleri içinde serbest zaman yaratılması, bu projelerin karından pay veya hisse verilemesi gibi uygulamalar proje örnekleri olarak sıralanabilir.

En önemli faktör yönetici…

Katı kurallar nedeniyle alt kadrolara ‘kendilerini şirketin bir parçası gibi’ hissettiremeyen yönetici modelinin, işletmelere daha hızlı bir son hazırladığını anlatan HRM İstanbul Ofis Yöneticisi Dr. Sema Süvarioğlu, kurumsal girişimcilikle – girişimci yönetici kavramının iç içe olduğuna değiniyor. Bu yeni akımın göstergesi olarak dünyadaki lider kurumların artık geleneksel yöneticilerle çalışmak istemediğini; işini, şirketin sahibi kadar sahiplenen sorumluluk duygusu yüksek ve girişimci ruhlu yöneticiler aradığını söyleyen Süvarioğlu, önümüzdeki dönemde bu tarz özelliklere sahip yöneticilerin yıldızının parlayacağının görüşünde.

Nitekim de HRM’in yaptığı araştırmalara göre dünyanın önde gelen firmaları, geleneksel tiptekiler yerine, yeni nesil yöneticileri tercih etmeye çoktan başladı. Hiyerarşik yapı yüzünden sıkıntı yaşayan pek çok kurum bu işleyişi ve tabuları yıkacak kişilerle çalışmak istiyor.

General Electric’in efsanevi CEO’su Jack Welch, girişimci yönetici kavramının en iyi örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Şirket içindeki unvanları rekabet koşullarına göre tekrar tanımlayan Welch, operasyonel düzeydeki tüm yöneticileri işin sahibi ve uygulayıcısı olarak tanımlayarak şirket içinde prim sistemine gitmiş. Şirketin “kurumsal girişimcileri” diye tanımladığı personeline yüzde 15 maaş artışı, yöneticilere ise yüzde 40 civarında prim ya da hisse senedi veren Welch, bu sistemle General Electric’i dünyanın en güçlü şirketlerinden biri haline getirdi.

Post – it ile dünya çapında bir üne kavuşan 3M, çalışanlarının zamanlarının yüzde 15’ini yeni fikirler üretmeleri için kullanmasını isteyerek rekabetçi politikasını sürdürdü. Yarattığı yenilikçi fikirlerle markasını hep canlı tutmayı başaran Steve Jobs da, Apple’ı kurumsal girişimciliğin en iyi uygulandığı şirketler arasına soktu.

Kendini yenileyenin ömrü uzuyor

Nitekim İK uzmanları kurumsal girişimciliğin temelinin, şirketin kendini geliştirmesi ve farklı alanlarda da iş yapmaktan korkmaması olduğu görüşünde birleşiyor. Mitsui, Dupont gibi yüz yılık geçmişe sahip şirketlerin işe başladıkları alanlarda kalmaması, bu şirketlerin ömrünü uzatan en önemli unsur.
Barut imalatı amacıyla Eleuthére Irénée du Pont de Nemours tarafından 1802 yılında kurulan Dupont, kendini farklı alanlarda geliştiren en önemli şirketler arasında. Bugün 70’in üzerinde ülkede faaliyet gösteren DuPont tarım, beslenme, elektronik, iletişim, güvenlik ve korunma, ev ve yapı, ulaşım ve giysi gibi pek çok sektörde geniş bir yelpazede yaratıcı ürün ve hizmet sunuyor.

Türkiye’de de başarılı örnekler var

HRM’in bu konuda yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de ise kurumsal girişimcilikle ilgili uygulamaların yer aldığı firmalar, genelde uluslararası şirketler. Örneğin Philip Morris, İK profesyonelleri tarafından kurumsal girişimcilik zihniyetini en iyi kavrayan firma olarak kabul ediliyor. Kurumsal girişimciliği destekleyecek çok sayıda atölye çalışmaları yapan şirket, ödül sistemini de yenilemiş. Çalışanların inisiyatif kullanmalarını zorlaştıracak tüm prosedürleri yeniden düzenleyen Philip Morris, onlara yaratıcı olmaları için destek veriyor.

HRM’in yürüttüğü araştırmaya göre Türkiye’deki şirketler arasındaki başarılı örneklerden biri de Pegasus Havayolları. Şirketi 2005 yılında devraldıklarında ilk iş olarak “kazanç paylaşım sistemi” kuran Ali Sabancı, bir seneden fazla zamandır çalışanlarına kardan pay dağıtıyor.

Şirketlerin ömrü nasıl uzar?

Örgütsel yapılarını, farklılaşan koşullara adapte eden şirketlerin ayakta kalacağını belirten uzmanlar, değişimin hızı ve yoğunluğu karşısında esnek yönetim sistemlerine ihtiyaç olduğu görüşünde. Gelecekte yapısal esnekliğe önem veren, yeni koşullara adapte olabilen, çok yönlü ve merkezi olmayan karar alma mekanizmalarının hâkim olduğu örgütlerin daha başarılı olacağına ise kesin gözüyle bakılıyor.