Yetmeyen İslam değil, sözde kardeşliktir

Din Adamları
Türkiye ve insanlığı ilgilendiren bir çok konuda hassasiyetle yaptığı tahlil, yorum ve analizleri  ile bilinen İslam Hukuku Profesörü ve Yenişafak yazarı Hayrettin Karaman gündemdeki konuları değ...
EMOJİLE

Türkiye ve insanlığı ilgilendiren bir çok konuda hassasiyetle yaptığı tahlil, yorum ve analizleri  ile bilinen İslam Hukuku Profesörü ve Yenişafak yazarı Hayrettin Karaman gündemdeki konuları değerlendirdi.

Kürt sorunundan ırkçılığı, Başörtüsünden kadına şiddet konusuna kadar görüşlerini sitemizle paylaşan Prof. Dr. Karaman bakın hangi konuda nasıl düşünüyor:

SORUNUN ADI KÜRT MESELESİDİR

Kürt meselesine ‘Kürt meselesi’ olarak bakmak gerektiğini söyleyen Karaman konuyu açarken, bu sorunun adının değiştirilmesi dolaylı yollardan PKK’ya indirgenmesi ve PKK bitince sorunun biteceği düşüncesinin yanlış olduğuna dikkat çekti. İşte Karaman’ın konu ile ilgili görüşleri;

DÜN KÜRT YOKTUR DEDİĞİMİZ İÇİN BUGÜN PKK VAR DİYORUZ

“Bu ülkede Kürt isimli bir etnik gurubun varlığını bile inkar edenler oldu. Varlığını inkar etmeyenlerin bir kısmına göre de "Kürt vardır, ama Kürt meselesi yoktur, PKK bir terör örgütüdür ve bu örgütün yok edilmesi ile mesele de kapanır. " Fakat dün Kürt yoktur denildiği için bugün PKK vardır…

BU İNSANLARIN ÖRF, ADET, DİLLERİ VAR…

Peki, gerçekte olan ve olmayan nedir? 

Kürt isimli bir etnik grup; bunların dilleri, kendilerine mahsus örf ve adetleri, korumaya özen gösterdikleri özel değerleri, belli bölgelerde yoğunlaşmış olanların maddi talepleri vardır. Bunların tamamı meşru taleplerdir.

PKK çoğunlukla Kürtlerden oluşuyor, ama içlerinde Araplar, Ermeniler gibi dini ve kavmi farklı/yabancı olanlar da vardır. PKK Kürtlerin meşru taleplerine sahip çıkmakta, bunları istismar etmekte. İnkar sürdükçe de PKK’nın ekmeğine yağ sürüldü.

PKK’NIN BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ

Doğuda ve Güney Doğuda daha yoğun olarak yerleşmiş bulunan Kürt kardeşlerimizin büyük çoğunluğu Müslüman ve dindardır. Bunların bilerek PKK’ya destek vermeleri mümkün değildir. Destek olarak değerlendirilen katılımlar ve yardımların birden fazla sebebi vardır. Korku, tehdit, meşru talepler karşısındaki vurdumduymazlık, PKK’nın ideolojisi ve amacı konusundaki yanlış bilgi ve telkinler, terörle mücadele eden devlet güçlerinin yanlış hareketleri, bölge halkının ihtiyaçlarına yönelik ihmaller bunlar arasında ilk akla gelenlerdir.
 
KÜRTLERİN TALEPLERİ HEM HUKUKİ HEM DİNİ YÖNDEN MEŞRUDUR

PKK’yı tabansız bırakmanın, etkisiz kılmanın önemli yollarından biri, silaha sarılmamış Kürt topluluğunun meşru taleplerine müspet cevap vererek onları devletin yanına almaktır. Bu meşru talepler seküler hukuk yanında din yönünden de meşrudur.

Din yönünden baktığımızda:
Bir topluluğun, ümmet içinde yer alan bir etnik gurubun farklı bir dili varsa bu dili kullanmak, korumak, gelecek nesillere aktarmak onların hakkıdır.  Yaşadıkları bölgede bazı mahrumiyetler ve maddi ihtiyaçlar varsa bunları karşılamak, gücü ölçüsünde ümmetin ve devletin vazifesidir.
Hukuk, insanlık değeri, sosyal statü bakımından bütün ırk ve renkleriyle Müslümanlar birbirine eşittir.

VATANDAŞLIK ORTAK ZEMİNDE OLMALI
Tanımlayıcı kimlik ve vatandaşlık kavramlarının da ortak zeminde fakat inkara kapalı biçimde şekillenmesi gerekir. Kimlik olarak "Müslüman Türk", "Müslüman Kürt", "Müslüman Gürcü…" olmak ve aynı zamanda "İslam Ümmeti, Osmanlı, TC vatandaşlığı" gibi bir bütünün parçası olmak mümkündür.

Batı’da ve Orta’da yaşayan din alimleri ve münevverlerin, Doğu’da yaşayanlarla sıkı bir diyaloga girmeleri, fikir alış verişinde bulunmaları, ortak çözüm için çalışmaları "çözüm"e önemli katkılar sağlayacaktır.

MÜSLÜMAN OLAN “HEPİMİZ DİN KARDEŞİYİZ” OLMAYAN DA “HEPİMİZ İNSANIZ” DERSE SORUN ÇÖZÜLÜR

Tük olmayana, kendini Türk hissetmeyene zorla Türk demek yerine -eğer bunlar Müslüman ise- "din kardeşi, hepimiz Müslümanız", Müslüman değillerse "hepimiz insanız, bu ülkenin vatandaşıyız" demek, birlik ve dirlik için daha uygundur.

YETMEYEN İSLAM DEĞİL, SAHTE İÇİ BOŞ KARDEŞLİKTİR

İslam kardeşliğinin sorunun çözümü için yeterli ve ikna edici bir gerekçe olmadığı bu fikrin demode olduğu söyleniyor…

Dünyanın herhangi bir yerinde sahih İslam, hayatın bütününe hakim bir düzene kaynaklık etti de orada İslam kardeşliği ve –ötekilere yönelik- İslam adaleti toplumda birliği sağlayamadı mı? Buna bir tek örnek verilebilir mi? Ortada İslam’ın adı var, kendisi ya yok, ya eksik. Bir yerde mezhep dinin önüne geçirilmiş, bir yerde ‘sözde kardeşlerin’ bir kısmı aç ve sefil, bir kısmı lüks, israf ve sefahete boğazına kadar batmış, sözde kardeşler içinden gücü ve adamı olan işini hallediyor, bundan mahrum olana ise ‘kardeşlik’ yetmiyor… Yani yetmeyen İslam değil, sahte, içi boş, sözde kardeşliktir!

Hürhaber