Mehmet Görmez:’Miraç, insanın erdem yolculuğudur’

Din Adamları
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Eşref-i mahlukat olmanın bilinciyle daha ferasetli bir bakış, daha merhametli bir lisan, daha güzel bir ahlâk, daha ümitvâr bir yürek, daha huzur...
EMOJİLE

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Eşref-i mahlukat olmanın bilinciyle daha ferasetli bir bakış, daha merhametli bir lisan, daha güzel bir ahlâk, daha ümitvâr bir yürek, daha huzurlu bir dünya için dualarımızı miraca gönderelim” ifadelerine yer verdi.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, yarın idrak edilecek Miraç Kandili dolayısıyla yayınladığı mesajında, Türkiye ve dünyanın dört bir köşesinde yaşayan bütün Müslümanların Kandilini kutladı.

Görmez, mesajında 15 Mayıs Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece, “Hz. Muhammed’in ihsan ve ikram dolu mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabul edildiği Miraç gecesini” yeniden idrak edileceğini kaydetti. 

Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen bu yolculuğun “İsra” adı verilen bir gece yürüyüşüyle başladığını, oradan da semaya uzandığını ifade eden Görmez, şunları kaydetti: “Kutlu yolculuğun ilk aşaması Kur’an-ı Kerim‘de şöyle anlatılmaktadır: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram‘dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

“Miraç, insanın erdem yolculuğudur”

Miraç‘ın Hz. Muhammed’in amcası Ebû Tâlib’i ve eşi Hz. Hatice’yi peş peşe kaybetmenin acısını yaşadığı, destek arayışı için gittiği Tâif’ten taşlanarak döndüğü Hüzün Yılı’nda gerçekleştiğini hatırlatan Görmez, “Tarihin derinliklerinde yitip gitmeyen bu fevkalade buluşma, her müminin günde beş defa kıldığı namaz aracılığıyla daima canlı kalmakta, yılda bir defa da bütün müminlerin idrakini yücelere doğru yönlendirmektedir. Yeryüzünün manevi odaklarından, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa arasındaki bağları güçlendiren miraç, Müslümanların gönül dünyalarını da öylesine güçlendirecek, sıdk ve imanlarını pekiştirecek, kardeşlik bağlarını kuvvetlendirecek manevi bir tecrübedir. Habib-i Edibi’ni teselliye, desteğe ve güvene davet eden miraç, Müslümanları da huzura, hakikate ve marifete davet etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. 

Görmez, yayınladığı mesajında Miraç’ı şu sözlerle açıkladı: 

Miraç, insanın erdem yolculuğudur. Miraç, ilâhî kudreti temaşa eden Hz. Peygamberin şahsında, insanlığın Hakka yürüyüşüdür. Miraç, zamanın ve mekânın yegâne sahibi olan Yüce Allah’ın birliğine, büyüklüğüne ve sonsuzluğuna şahitlik ediştir. Miraç, semanın katmanlarını ve Rabbe vasıl olan yolun duraklarını aşan bir bereket yolculuğudur.”

Hz. Muhammed‘in bu yolculuktan ümmetine üç büyük armağan ile döndüğünü kaydeden Görmez, bu üç armağanı şöyle sıraladı: “Beş vakit namazı, Bakara suresinin son ayetlerini ve ‘iman edip bu imanla ölen kimsenin cennetlik olduğu’ müjdesini bizlere ulaştırmıştır”

“Miraçta aklı geride bırakan bir aşk, maddenin ötesine geçen bir nazar, aşağıyı ve aşağılığı kabul etmeyen bir yükseliş vardır” diyen Görmez şu ifadelere yer verdi: 

“Miraçta elemi, kederi, çaresizliği, ümitsizliği bir kenara koyup yeniden yola çıkma vardır. Miraçta arınma, durulma, korunma ve kollanma vardır. Ve miraçta alınması gereken ibret ve dersler vardır. Bugün bizler alnımız secdeye vardığında miracın heyecanını hissetmeyi, Rabbimizin sonsuz merhametine, af ve mağfiretine nail olmayı diliyoruz. Kendi iç dünyamızın semasına doğru bir yolculuğa çıktığımızda insanlık adına ne kadar aciz ve perişan halde olduğumuzu görüyoruz. Gökdelenlerle bulutlara yükseldik ama ahlâkî güzelliklerimiz her geçen gün daha da eridi. Atmosferi aştık, göğün katmanlarını geçtik ama kulluğumuz her geçen gün daha da zayıfladı. İnsafsızlık, vicdansızlık, adaletsizlik ile küçüldük. Hırs, tamah, kibir ile kendimizi kaybettik. Şiddet, öfke, nefret ile insanlığımızı unuttuk.”

Bugün İslam Coğrafyasının savaşların ve işgallerin altında kan ağladığına dikkati çeken Görmez, Müslümalara şu çağrılarda bulundu: 

Bugün, Sevgili Peygamberimizin Miraç’ından ilham alarak bireysel ve toplumsal yükselişin yollarını arayalım. Zulmün batağına saplanan insanlık ailesinin bu çamur deryasından kurtulabilmesi için hal çareleri düşünelim. İnsanın maddi çıkarları uğruna yitirmiş olduğu maneviyatını yeniden kazanabilmesi, hatalarından uzaklaşıp erdemleriyle yeniden buluşabilmesi için Miraç‘ın ne büyük bir imkân olduğunu fark edelim.

Zaman içinde zamanlar dürülüdür. Miraç gibi hikmetli bir yolculuğu andığımız ve anladığımız bu mübarek gecenin kıymetini bilelim. Rabbimize olan imanımızı, Peygamberimize olan bağlılığımızı, namaza olan muhabbetimizi tazeleyelim. Eşref-i mahlukat olmanın bilinciyle daha ferasetli bir bakış, daha merhametli bir lisan, daha güzel bir ahlâk, daha ümitvâr bir yürek, daha huzurlu bir dünya için dualarımızı miraca gönderelim.”

Türkiye’de ve dünyanın dört bir köşesinde yaşayan Müslümanların Miraç Kandilini kutlayan Görmez, “Bu kutlu gecede Yüce Rabbimize açılan ellerin ve yakaran dillerin, başta İsrâ ve Miracın cereyan ettiği kutsal topraklar olmak üzere bütün İslâm âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine; insanlığın hidayetine; adalet, huzur ve barışın teminine vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum” temennisinde bulundu.