Başkanlıkça 2013 bütçe planlamasında, mevcut stratejik planına uygun olarak hizmet verimliliğinin artırılması, yetkin ve tutarlı sorumluluk bilincinin sağlanması amacıyla tüm Türkiye’yi kapsayan bir alan araştırmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edilen açıklamada, kamuoyu araştırmalarında ve uluslararası literatürde ”Dindarlık Araştırması” şeklinde tanımlanan bu çalışmanın ”Dini Hayat Araştırması” başlığını taşıdığı bildirildi.
Araştırmanın objektif kriterlerle gerçekleştirilmesi, gerçek ve sahici ölçümlerin yapılması, Başkanlık hizmetlerinin doğru yerde, doğru zamanda ve doğru araçlarla yerine getirilebilmesi için bu araştırmanın alanda yetkin bir kurumca gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, bu amaçla araştırmanın başta anayasal zorunluluk ilkeleri olmak üzere gerekli dikkat ve özen içinde gerçekleştirilebilmesi için TÜİK tarafından yapılması konusunda gerekli görüşmelere başlandığı belirtildi.
Araştırmada muhataplara yöneltilmesi planlanan hiçbir sorunun ”vatandaşları fişleme” ve ”inanç ve tercihlerini deşifre etme” niteliği taşımadığı vurgulanan açıklamada, ”Kaldı ki gerek Başkanlığımız gerekse TÜİK söz konusu araştırmanın dayanması gereken kriterlerin bilincindedir” ifadeleri kullanıldı.
Toplumu din konusunda aydınlatmakla görevli Başkanlığın, hizmet ünitelerinde verimliliğini artırmak üzere toplumun din konusundaki algı, yaklaşım ve eğilimleri hakkında bilimsel bir araştırmanın verilerine başvurmak istemesinin son derece olağan olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
”Toplumsal yapımızın hızla değiştiği bir süreçte dindarlığın geleneksel, modern ya da şifahi kategorilerde gerçekleşen formları hakkında bilgi edinmek, Başkanlık hizmetleri için oldukça önemlidir. Kaldı ki bu tür araştırmalar, ulusal ve uluslararası pek çok örnekte de görüldüğü gibi belli sondajlara, belli seçenek çeşitliliğine başvurmak zorundadır. Bu çerçevede garip bir kurguyla kamuoyuna yansıtılan sorular, gerçekte vatandaşlarımızın bu konulardaki değişik ve yer yer çeşitlilik arz eden görüşlerini tespit etmek üzere hazırlanmıştır.
Katılımcı bilgilerinin hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmayacağı ve gizli tutulacağı bir araştırmanın, şekil ve içerik yönünden değerlendirilmesi konusunda akademi dünyasının katkıları her zaman önem taşımaktadır. Öte yandan TÜİK, mevzuatı gereği, yaptığı tüm araştırmalarda anketörlerine cevap vermeyenlere, idari para cezası verme hakkına sahiptir.”
AA