Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’na konuk olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 9 bin imam hatiplinin alınacağını, yine mele alımı için gerekli şartların da açıklanacağını müjdeledi.
Bekir Bozdağ:
-”9 bin imam hatip atamasıyla ilgili ilanı önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı yapacak. Boş olan kadroları doldurmak için de bütçe imkanları çerçevesinde personel alımı devam edecek’
-”Diyanet’ten diğer kurumlara geçenlerin büyük kısmı, başka fakülteleri bitirerek geçiyor”
-”Bir personeliniz üniversiteyi kazanıyor. Onun önüne ‘Kardeşim sen Diyanet’te çalışıyorsun, kaymakamlık sınavını kazanmışsın ama ben sana izin vermiyorum, sen imam olmaya devam et’ demek, hukuken de vicdanen de insani açıdan da doğru değil”
-”Başka bir yere düz memur olarak gidenlere baktığınızda, sayısı yok denecek kadar az. Yani öyle Diyanet’ten bir kaçış falan söz konusu değil”
-”Diyanet’in televizyon kanalı, ramazan ayında tam olarak faaliyete geçecek”
-”(Diyanet İşleri Başkanlığının ‘mele’ alımı) Herhalde bu ayın sonunda şartları ilan edecekler. İlandan sonra müracaatlar alınacak ve bu çerçevede bir sınav yapılacak. Arkasından da belli süre eğitim verdikten sonra hizmete başlayacaklar”
-”Bölgelerinde çok büyük saygınlıkları, ağırlıkları ve yerleri olan değerli insanlarımız. Biz onlardan ihtiyacımız olan yerlerde istifade etmenin ülkemiz, insanımız için faydalı olacağını düşünüyoruz”
-”(Kabe’deki revakların yıkılması) ‘Bunun dışında başka formül arayışında fayda var’ dedik. Onlar da olumlu baktılar. Üzerinde duruluyor. İnşallah bu konuda olumlu bir gelişme olur. Olması için uğraşıyoruz”
Esra Altınmakas’ın haberi
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının 9 bin imam hatip atamasıyla ilgili önümüzdeki günlerde ilana çıkacağını bildirerek, ”Boş kadroları doldurmak için de bütçe imkanları çerçevesinde personel alımı devam edecek” dedi.
Bozdağ, AA Editör Masası’nda Anadolu Ajansı’nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı.
Bekir Bozdağ, ”Diyanet’te personel açığı bulunduğunu söylemiştiniz. Bu ihtiyacı karşılamaya yönelik çalışmanız var mı” sorusu üzerine Türkiye’de özellikle muhalefetin bu konuyu istismar ettiğini söyledi.
Muhalefetin, ”Diyanet’ten başka kurumlara geçen elemanları sürekli şikayet eden, eleştiren bir yaklaşımı olduğunu” anlatan Bozdağ, devletin bütün kurumları arasında geçişler olduğuna ve her vatandaşın bunu yapabileceğine dikkati çekti.
Diyanet’ten diğer kurumlara geçenlerin büyük bir kısmının, başka fakülteleri bitirerek geçtiğine işaret eden Bozdağ, ”Yani geçmişse bunun büyük kısmı, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğini bitirmiş, öğretmen ataması yapılmış, oraya geçmiş veya başkaca bir fakülteyi bitirmiş, o fakülteyle ilgili sınav açılmış, bitirdiği bölümle alakalı sınavı kazanmış, oraya geçmiş veya üniversitelerde asistanlık sınavları olmuş, oraya geçmiş.”
-”Başarılı insanların önüne engel koymak, insan haklarıyla bağdaşmaz”-
Bekir Bozdağ, ”Bir personeliniz çalışıyor, üniversiteyi kazanıyor, iyi bir bölüm okuyor, o bölümle ilgili diğer bütün akranlarının girdiği sınavlara giriyor. Onu başarıyor. Onun önüne ‘Kardeşim sen Diyanet’te çalışıyorsun, kaymakamlık sınavını kazanmışsın ama ben sana izin vermiyorum, sen imam olmaya devam et’ veya ‘Sen üniversite asistanlık sınavını kazanmışsın ama sana izin vermiyorum’ demek, hukuken de vicdanen de insani açıdan da doğru değil” diye konuştu.
Gerçekten başarılı olan, kariyer yapma noktasında hedeflerine ulaşan kişilerin önünü açtıklarını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
”Başka bir yere düz memur olarak gidenlere baktığınızda, sayısı yok denecek kadar az. Bunların bir kısmı, imam hatiplik yapamayacağı raporla veya değişik gerekçelerle tespit olunanlar. Bazı hastalıkları olanlar, bazı gerekçeler var. Yani öyle Diyanet’ten bir kaçış falan söz konusu değil. Bunları vermek de suç değil. Başarılı olan personel başka kurumlara geçmek istemişse, herkesin girdiği sınavı kazanmışsa, biz başarılı insanların önüne engel koymayı insan haklarıyla bağdaştırmayız. Doğru da görmeyiz. Muhalefet eleştirebilir. O, onların bileceği iş” diye konuştu.
-İmam hatip atamaları yaklaşıyor-
Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığına yeni kadroların da alınacağını bildirdi. Bozdağ, ”Önümüzdeki günlerde ilana çıkıyoruz. 9 bin imam hatip atamasıyla ilgili ilanı önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı yapacak. Boş olan kadroları doldurmak için de bütçe imkanları çerçevesinde personel alımı devam edecek” dedi.
-”Diyanet televizyonu önemli bir boşluğu dolduracak”
Diyanet İşleri Başkanlığının ”televizyon kurma çalışmasıyla ilgili durumun” sorulması üzerine Bozdağ, bunun çok önemli bir çalışma olduğunu söyledi.
Bozdağ, 2010 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Kanunu’nda köklü değişiklikler yaptıklarını ve Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği boşlukları doldurduklarını belirtti.
Bu çerçevede Diyanet’e yasal olarak bir televizyon kurma yetkisi verildiğini dile getiren Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda önemli çalışmalar yapıldığını vurguladı.
Diyanet televizyonunun gelecek günlerde test yayınına başlayacağını ifade eden Bozdağ, ”Ramazan ayında da tam olarak faaliyete geçecek. Adı Diyanet TV’de olabilir, başka da olabilir ama Diyanet’in yayın yaptığı bir televizyon olacaktır. TRT ile iş birliği içinde hayata geçirilecek bir proje. Projenin altyapı çalışmaları bitti” diye konuştu.
Bekir Bozdağ, kanalın önemli bir boşluğu dolduracağını kaydetti.
MELE ALIMI
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosuna ”mele’ alımıyla ilgili şartların bu ayın sonunda ilan edileceğini belirterek, ”İlandan sonra müracaatlar alınacak ve bu çerçevede bir sınav yapılacak. Arkasından da belli süre eğitim verdikten sonra hizmete başlayacaklar” dedi.
Bozdağ, AA Editör Masası’nda Anadolu Ajansı’nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı.
Bekir Bozdağ, ”Melelere kadro verilmesiyle ilgili çalışmalarınız ne durumda? Melelerle ilgili kriterleriniz ne olacak” sorusu üzerine bunun istisnai bir düzenleme olduğunu söyledi.
Bu nedenle uygulama şartlarının da istisnai olacağını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
”Çünkü bu kapsamda olacak kişiler, imam hatip lisesi veya ilahiyat fakültesi mezunu olmayanlar ama din eğitimi öğretimi konusunda en az onlar kadar ve bazıları onlardan daha fazla yetkinliği, bilgisi, görgüsü, tecrübesi olan insanlardır. Bunlar da çok iyi eğitim almışlar. Bölgelerinde çok büyük saygınlıkları, ağırlıkları ve yerleri olan değerli insanlarımız. Biz onlardan ihtiyacımız olan yerlerde istifade etmenin ülkemiz, insanımız için faydalı olacağını düşünüyoruz. O nedenle yasayı çıkardık.”
-”Mele” alımıyla ilgili şartlar bu ay açıklanacak-
Konuyla ilgili ilanın bugünlerde çıkacağını bildiren Bozdağ, ”En son arkadaşlar çalışmayı bitirdiler. Herhalde şubatın sonunda, bana verdikleri bilgi, şartları ilan edecekler. İlandan sonra müracaatlar alınacak ve müracaatlar çerçevesinde bir sınav yapılacak. Arkasından da belli bir süre eğitim verdikten sonra onlar hizmete başlayacak. Şu anda bin kişilik bir kadro söz konusu. Onunla ilgili çalışmalar bitti sayılır. Muhtemeldir bu ay içinde ilana çıkılacak. Bütün şartlar da bu ilanda yer alacak” dedi.
-”Hac kontenjanı, zaruretten”-
Bozdağ, ”Hac kontenjanının artırılmasının söz konusu olup olmadığı” yönündeki soru üzerine, kontenjan konusunun zaruretten kaynaklandığını ifade etti.
Hac taleplerinin, dünyadaki bütün İslam ülkelerinden geldiğini vurgulayan Bozdağ, ”Alan belli. Bu alana bir şey uygulamadığınız zaman hac ihtiyacını sağlıklı karşılama imkanı neredeyse yok. Onun için de bir kural. Sadece Türkiye’ye değil bütün İslam dünyasına ilişkin böyle bir kural uygulanıyor. Bu da Türkiye açısından 74 bin kişilik bir kontenjana tekabül ediyor” dedi.
-”Revaklar için uğraşıyoruz”-
Bekir Bozdağ, ”Kabe’de, Osmanlı eseri revakların yıkılmaması için Türkiye’nin girişimlerde bulunduğunun” hatırlatılarak, bununla ilgili son durumun sorulması üzerine bu konunun geçen yıl tartışıldığını, Türkiye’nin girişimleriyle de biraz ötelendiğini dile getirdi.
Konuyla ilgili Türkiye’ye bir heyetin geldiğini ve görüşmelerin yapıldığını belirten Bozdağ, şöyle devam etti:
”Şu anda henüz adım atılmadı. Bizim girişimlerimiz de devam ediyor. Onların iddiası, bunun ihtiyaçtan kaynaklandığı yönünde. Yani bir Osmanlı eserine, Türk eserlerine dönük kastlarının olmadığı, daha fazla kişinin orada ziyarette bulunması için ihtiyaçtan doğduğu belirtildi.
Biz de şunu söyledik, ‘O sizin ihtiyacınızı karşılayacak, giderecek bir iş değil. Baktığınızda sizin ihtiyacınız o kadar çok ki buradan sağlanacak alanla, bu çokluğun yüzde birini bile gidermeyen bir durum var. Dolayısıyla bunu yapmak fazla bir şey kazandırmıyor ama çok önemli bir şeyi kaybettiriyor. Bunun dışında başka formül arayışlarında fayda var.’ Onlar da olumlu baktılar. Üzerinde duruluyor, bakalım. İnşallah bu konuda olumlu bir gelişme olur. Olması için uğraşıyoruz.”
AA