İlahiyat fakülteleri’nin rolünün tartışıldığı toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Asgari din eğitimi olmayan biri, İstiklal Marşı’nı anlar mı?" diye sordu. Görmez, asgari din eğitimine sahip olunmaması halinde, türkülerin, Yunus Emre ve Mevlânâ’nın da anlaşılamayacağını vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, din eğitiminin önemine değinerek, "Türkiye’de asgari din eğitimi olmayan biri, İstiklâl Marşı’nı anlar mı?" diye sordu. Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde düzenlenen "Türkiye’de Sosyal Barışın Tesisinde Din Eğitim ve Öğretiminin Yeri ve İlahiyat Fakültelerinin Rolü" Sempozyumu ile ilahiyat fakülteleri dekanları toplantısı yapıldı. Toplantıya 53 ilahiyat fakültesi yöneticisi katıldı. Günümüzde üniversitelerin bilgi havuzundan ibaret olduğunu belirten Görmez, felsefenin matematikle, fiziğin kimyayla buluşacağını ancak hepsinin de ilahiyatta buluşması gerektiğini kaydetti. Görmez, "Modern zamanlarda ‘ilahiyat olmadan’ bu bilgi havuzu olur mu denilmiştir ama olmamıştır. İlahiyat bilgisi olmayan bir sosyolog olabilir mi acaba? Felsefe, sosyoloji hatta fen bilimleri… Ya da din ve dünya bilimleri diye ikiye ayırmak, İslam tarihi için kırılma noktası olmuştur. Bu topraklarda yaşayan insanlar, asgari din eğitimine sahip olmaması halinde, türküleri bile anlayamaz. Yunus Emre’yi anlamaz, Mevlânâ’nın beyitlerini anlamaz. Asgari din eğitimi olmayan biri İstiklâl Marşı’nı anlar mı?" ifadelerini kullandı. Türkiye kadar din eğitimi konusunu tartışan dünyada bir başka ülke olmadığını belirten Prof. Görmez, Cumhuriyet’in başında en önemli tartışmanın da din eğitimi olduğunu kaydetti. Görmez, "20-25 yıl din eğitimi olmadan yolumuza devam etmişiz. Zamanın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Akseki’nin kaleme aldığı din eğitimi raporunda o zaman köylerde vefat edenlerin namazlarını kıldıran din görevlisi bulunamadığını belirtmiştir." dedi.
İSLAMOFOBİ’YE KARŞI DİNİ EĞİTİM ŞART
İlahiyat fakültelerinin bütün zorluklara rağmen ilahiyat birikiminin çok önemli noktaya geldiğini belirten Görmez, "Dünyada bilgi üreten fakültelerin daha çok hüküm kavramında Türkiye’de ise daha çok hikmet kavramında değerlendirdiklerini görüyorum. Çok ciddi eksikliklerimiz de var. Batı İslam dinini bir korku dinine dönüştürdü. İslamofobi, batıdan doğuya ihraç ediliyor. Buna karşılık verecek yüksek bir eğitime ihtiyaç var." dedi.
TEFSİR ve HADİS DERSİ VERECEK HOCA YOKTU
Görmez, yasağın kaldırılmasının ardından Ankara’da ilahiyat fakültesi kurulduğunu ancak burada tefsir ve hadis dersi verecek bir Allah’ın kulu bulunamadığını belirterek, "Bosna’dan Muhammed Tayyip Okiç, Almanya’dan Annemarie Schimmel din eğitimi için getirilmiştir. Bir tartışma, yüreğimi hep yaralamıştır. Tefsir, hadis ve fıkıh ilk defa bir ilim olarak öğretilecek ama bu kelimeleri kullanmaktan kaçan bir konuma gelmişiz. Bir kürsü kuralım ama arkaik bilimler mi olsun denilmiştir." şeklinde konuştu.
HAİTİ’DEN BİLE EĞİTİM İÇİN GELENLER VAR
Yurtdışında 6 milyona yakın insanımızın yaşadığını anlatan Görmez, bunların da en büyük sorununun din eğitimi olduğunu kaydetti. Görmez, şunları söyledi: "Sadece Türkiye değil, bütün İslam dünyasını düşünerek çalışmalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor. 50 yıl önce dünyanın birçok yerinde Müslüman yoktu. Şimdi Haiti’den, Küba ve Vietnam’dan Türkiye’ye eğitim için heyetler geliyor. Yeni Gine’den heyetler geliyor. Bütün tartışmalarımıza ve korkularımıza rağmen demek ki hâlâ din bir zenginlik ve onun için insanlar geliyor. İster öğretmen, ister müftü ne yetiştirirseniz yetiştirin, İslam ilimleri verilmezse faydası olmaz."
Görmez, konuşmasında din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümünün yeniden ilahiyat fakültelerine bağlanması gerektiğini de ekledi.
Zaman