Camianın temsil ettiği paralel bir dindir

Din Adamları
İlahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan Milat gazetesi’ne verdiği röportajda, Peygamberimizin Türkçe Olimpiyatlarına geldiği, bazı okulların açılış merasimlerine dört büyük sahabesiyle birlikte ...
EMOJİLE

İlahiyatçı yazar Ali Rıza Demircan Milat gazetesi’ne verdiği röportajda, Peygamberimizin Türkçe Olimpiyatlarına geldiği, bazı okulların açılış merasimlerine dört büyük sahabesiyle birlikte iştirak ettiği, bazı yurtları geceleri teftiş ettiği ve son olarak da bir dizide ışık hûzmesi halinde yeryüzüne gelişinin canlandırılmasının İslam dışı olduğunu söyledi. 

İşte o röportajdan öne çıkan başlıklar…

İSLAM’IN ÇIKARLARA ALET EDİLMESİ

Peygamberimize sosyal medya atışmaları ve dizilerde yer verilmesi hakkında bir ilahiyatçı olarak ne düşünüyorsunuz?

Son günlerde yaşadığımız gelişmeler, İslamî değerlerin dünyevî çıkarlara alet edilmesinden ibarettir. İslam inançlarından sapmadır. Peygamberimizin Türkçe Olimpiyatlarına geldiği, bazı okulların açılış merasimlerine dört büyük sahabesiyle birlikte iştirak ettiği, bazı yurtları geceleri teftiş ettiği ve bizzat şahsıyla yapılan yüz yüze görüşmelerde Türkiye’nin problemlerini hizmete havale ettiğinin söylenmesi ve son olarak da hepinizin malumu olduğu üzere bir dizide ışık hûzmesi halinde yeryüzüne gelişinin canlandırılması İslam dışıdır. Müslüman halkımızın bilgi ve bilinç yoksunluğundan yararlanarak onların duygularını sömürmektir. Kendi iktidar yürüyüşlerine alet etmektir. Camianın temsil ettiği din, Kur’an ve Sünnetin oluşturduğu İslam değil, hurafelerin oluşturduğu paralel bir dindir.

TÜRKİYE’DE PARALEL BİR DİN VAR

İslam’da peygamberler ya da vefat etmiş diğer manevi önderler dünyevi hadiselere müdahale edebilir mi?

Türkiye’de çok ötelerden beri gelen paralel bir din algısı var.  Peygamber ya da evliya vefat etmiş olsa dahî, kendilerini çağıran insanlara kabir hayatlarından kopup gelerek yardım eli uzattığı inanışı toplumumuzda oldukça yaygındır. Bütün bu hurafeler son dönemde aziz peygamberimizin değişik sebeplerle yeryüzüne dönüş yaptığı inancıyla aynıdır. Efendimizde dâhil olmak üzere hiçbir peygamber, ya da Kur’an’ın evliya olarak nitelediği Mümin kullar, kendilerine özgü kabir hayatlarını yaşarlarken dünya hayatına dönüş yapamazlar. Bu İslamî bir kuraldır. Kıyamet gününe kadar, kabir hayatının dönüşe engel bir berzah olduğu ayetlerle açıklanmıştır. Kabir hayatı başladıktan sonra dünyaya dönüp müdahale etmek Kur’an ve sünnete göre mümkün değildir. Siyer de herhangi bir peygamberin ruhunun Mekke’de ilk Müslümanlarla birlikte büyük ıstıraplar çeken peygamberimize yardıma geldiği rivayeti var mıdır? Elbette yoktur. Bu ilahi kanuna aykırıdır.

İSLAM’LA HRİSTİYANLIĞI BİRLEŞTİRME ÇALIŞMASI

Camianın hizmete yönelik çalışmaları hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Sözü edilen camianın bizim tespitlerimize göre İslam’ı tebliğ gibi bir amacı yoktur. Bu camiaya mensup yazılı ve görsel medyaya baktığımızda, ya da bu camiaya mensup sivil toplum örgütleri, üniversiteleri, bankalaşan kurumları ve yurtdışındaki okullarını incelediğimizde hiçbir şekilde İslami değerlere yer verilmediğini, bir tebliğ yapılmadığını görüyoruz.  Mevcut camianın dinler arası diyalog adı altında İslam’ı Hristiyanlığın etkisi altına sokup, Hristiyanlıkla İslam’ı birleştirme çalışmalarını görüyoruz. Bütün bunlar dış güçlerin etkisiyle yapılmaktadır. Bugün sözü edilen camiayı devasalaştıran dış mihrakların, Türkiye’nin iç politikasına müdahale ve iktidar değişikliğine zemin hazırlama yolunda onları kullanmak istediği açıkça ortadadır.

CEMAATİN ÖNDERİNİ PUTLAŞTIRMA AMELİYESİ

Müslüman kesimin hak ve özgürlüklerini elinden alan 28 Şubat’tan bugüne bir değerlendirme yaparsak cemaatin tavrı ne yönde gelişti?

Camianın 28 Şubat döneminde sergilediği tavırları, aslında onların İslamî bir duyarlılık içinde olmadıklarının ispatıydı. Fakat Türkiye’deki okullarda müfredat dışı olarak talebelerle ilgilenip onları namaz ve oruç gibi ibadetlere yönlendirmeleri bizi aldattı. Burada da bir tehlike var. Problem, Batı dünyası ve Amerika açısından Müslümanların ibadet etmesi değil. İslam’ın toplum hayatını yönlendiren emirlerine yönelmemeleri, toplum ekonomisinin, iç ve dış politikalarının İslamî çizgide olmaması ve Müslümanların İslam dünyasında sömürülmeye açık hale gelmelerini istemektedirler. Dolayısıyla camianın dine hizmet gibi görünen yapısında dahî hayır yok. Çünkü o hayır gibi görünen yönlerinde bile dinin toplumsal hayatı yönlendiren yasalarına yer verilmediğini görüyoruz. Sadece bazı dini kurallara yönlendirme var. Bunun yanı sıra cemaatin önderini bir tür putlaştırma ameliyesi var. İleri derecede seküler eğitim almış insanlarında kayıtsız şartsız itaat ettiğini görüyoruz. Hâlbuki o kişilerin bu emirleri sorgulaması lazım. Ama onlarda da Kur’an kültürü ve toplumu İslamlaştırma amacı olmadığı ve beyinlerinin yıkanması sebebiyle, üstatlarından aldıkları emirleri kayıtsız şartsız uygulamaya koyduklarından paralel bir din olgusunun da yaşatıldığını müşahede ediyoruz.

KABUL EDİLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİL

Yerel seçimlere kısa bir süre kala cemaatin CHP’yi desteklemesi yönündeki söylemler konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bir Müslüman, hiçbir şekilde yüreğinde İslam inancı ve amacı taşımayan, iktidardayken Müslümanların hak ve özgürlüklerine sıcak bakmayan bir grupla kader birliği yapamaz. İslam buna kapalıdır. İslami duyarlılığı olan insanların ortada -hatalarına rağmen destekleyebilecekleri- mümin kardeşleriyle ittifak oluşturabilme imkânları varken onları bir tarafa itip İslam karşıtı bir grupla birliktelik kurmaları kabul edilebilecek bir şey değildir.

BAŞBAKANI TERÖRLE BAĞDAŞTIRMAK ALÇAKÇADIR

Bir gazete Başbakan ile Yasin El Kadı buluşmasının fotoğraflarını yayınladı. Bununla ne gibi bir amaç güdülebilir?

Sözü edilen şahıs El Kaide ile bağlantısı olmadığını kanıtlayarak uluslararası emniyet güçleri tarafından arananlar listesinden çıkarılmıştır. Bu kişi sermaye sahibidir. Bir Başbakanın ülkesine yatırım yapacak kişiye ilgi göstermesi, onunla görüşüp görüntü vermesi çok normaldir. Ama Başbakan’ı yıpratmak ve onu dünya kamuoyu önünde terörle bağlantılıymış gibi göstermek alçakça bir çalışmadır. Eğer bunları yapan Müslümansa onların İslami inançlarından şüphe etmek gerekir.

ALLAH FIRSAT VERMESİN

Bu kriz hangi noktalara ulaşabilir?

Gelişmelerden anlıyoruz ki; bu yapı hükümeti beddua ile yıkabilse bedduayla yıkacak. Sayın Başbakan’ı gözden çıkardıklarını açıkça deklare ediyorlar. Allah fırsat vermesin. Bu memleketin insanları ve imkânlarıyla oluşturulan bir takım kurumlar, bu camiayı yöneten üst düzey kadroların babalarının malı değildir. Bizim dileğimiz; bu kadronun enterne edildikten sonra, yapının içinde samimi çalışmalar yaparak kurumları oluşturma da katkıda bulunan ihlaslı insanlar bu müesseselerin başına geçsin. Bugün haram yollarla kullanılmaya çalışılan imkânlar, ülkemizin kalkınması için kullanılsın.

EMPERYALİSTLERİN OYUNU

Dünyaya egemen olan emperyalist güçler için Müslümanın bir değeri yok. Hayvanat bahçesinde beslenen hayvanlarla Müslümanlar onlar için aynı kefede. Kaldı ki İslam dünyasında yapılan savaşların silahlarını da temin eden emperyalistler devletlerdir. Eğer Suriye savaşı sadece gayrimüslimleri hedef almış olsaydı Batı ve Amerika katliamlara bugünkü kadar duyarsız kalır mıydı?

MÜSLÜMANLAR CEHALET İÇİNDE

Biz Batı’nın duyarsızlığından ve emperyalizmden yakınıyoruz ama bugün Müslümanlar genel anlamda bir cehalet içerisindeler. Kur’an ve sünnet konusunda bilgi ve bilinç yoksunluğu yaşıyorlar. O kadar cahil ve ilkel Müslümanlar mevcut ki, bu yüzden Batı ve diğer güçler kendi emperyalist emelleri için oluşturduğu gruplara çok rahat malzeme bulabiliyor.