Gizem Gül’ün haberi
Sokakta, okullarda, bir ağaca asılmış pet şişelerin içinde, apartman girişlerinde ve buna benzer hemen her yerde ağzı kesilmiş bir pet şişe ya da bir karton kutu içinde toplanmış mavi kapaklara rastlamışsınızdır. Yediden yetmişe herkes, dernek, sosyal yardım kuruluşları ya da belediyeler öncülüğünde gerçekleştirilen küçüklü büyüklü kampanyalarla mavi kapak toplamaya çalışıyor. Toplanan her bir kapak tekerlekli sandalyeye dönüşüp, bir engelli için bir umut ışığı oluyor.
Mavi kapak toplama kampanyaları ilk başladığı günden bu yana toplumun her kesiminden büyük bir ilgiyle karşılandı. Ve ben son zamanlarda kampanyaya ilginin azaldığı düşüncesini taşımaktaydım ki bitmiş bir su şişesini çöpe atarken 5,5 yaşındaki yeğenimin sözleri bu düşüncemin yanlış olduğunu fark etmeme neden oldu: “Teyze kapağı atma, biz annemle kapakları topluyoruz.” Kampanya bu yıl okula başlayan yeğenimin bile bu konuya duyarlı olmasını sağladığına göre başarılı olmuş sayılırdı.
Bu kampanyalar hem geri dönüşüm bilincinin oluşturulması hem de engelli insanlara yardım etme konusunda bir taşla iki kuş vurmak anlamına geliyor. Ancak burada önemli olan ve sorulması gereken soru şu: Toplanan mavi kapaklar ne oluyor?
2010 yılında Ataşehir Belediyesi’nin kampanyasına destek olarak mavi kapak toplamaya başlayan Ege Üniversite Diş Hekimliği Fakültesi, daha sonra topladıkları kapakları İstanbul’a ulaştırma zorluğundan dolayı kendileri bir proje üretmeye karar verip işe koyuluyorlar. 2010 yılında başlayan ”Tane Tane Kapakları Toplayalım Adım Adım Engelleri Aşalım” projesi ile şu ana kadar 300 ton kapak toplanmış ve bu toplanan kapaklarla 1500 kişiye tekerlekli sandalye sağlanmış durumda.
Kampanya “Her gün fark etmeden kullanıp attığımız şişelerin mavi kapakları bir başkası için umut olabilir mi?” düşüncesiyle ortaya çıkıyor. Uzun yıllar Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini yürüten Prof. Dr. Nurselen Toygar’ın başlattığı proje hem mavi kapakları geri dönüşüme kazandırarak çevreye duyarlı olmayı hem de geri dönüşüme kazandırılan kapaklar ile engellilere umut olmayı hedefliyor. Proje kapsamında her 250 kg kapak karşılığında geri dönüşüm firmalarından para yerine bir tekerlekli sandalye alınıyor.
”Tane Tane Kapakları Toplayalım Adım Adım Engelleri Aşalım” Proje Ekip Sorumlusu Bülent Başoğlu bu projeye nasıl başladıklarını söyle anlatıyor: “Bir gün hastanemize tedavi için gelen bir hastamızın annesi sırtında engelli bir çocuğumuzu banka oturtturmaya çalışırken oradaki öğrenciler bu çocuğun tekerlekli sandalyesi niye yok diye sorgulamaya başladılar. Bu çocuğa nasıl yardımcı olabiliriz derken, Ataşehir Belediyesi’nin plastik kapak karşılığında tekerlekli sandalye verdiği bir kampanya başlattığını gördük. Biz de onlara yardımcı olmak için kapak toplamaya başladık ama daha sonra baktık ki topladığımız kapakları İstanbul’a ulaştırmada sıkıntı çekiyoruz, biz de kendi kampanyamızı başlattık.”
Bu kampanya sayesinde toplanan 250 kg mavi kapak sayesinde geri dönüşüm firmalarından piyasa değeri yaklaşık 700 TL olan 1 adet Otto Bock Centro S1 model manuel tekerlekli sandalye alınıyor. Tekerlekli sandalyenin kimlere verileceği noktasında da öncelik çocuklara sağlanmış durumda. Tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olan kişiler raporlarını Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne fax çekebiliyorlar. Fakülteye ulaşan raporlar, 2 profesör, doçent ve engelli dernekleri temsilcilerinden oluşan konseyde değerlendiriliyor. Her iki haftada bir toplanan konsey, ellerindeki rapor ve tekerlekli sandalye sayısına göre Türkiye’nin neresinde olursa olsun tespit edilen çocukların adreslerine gönderiliyor.
Ege Üniversitesi’nin yürüttüğü kampanya haricinde yurt içinde irili ufaklı olmak üzere daha birçok mavi kapak toplama kampanyası var. Bülent Başoğlu, bu kampanyalarda toplanan mavi kapakların nereye gittiğini sorgulamaları gerektiğine dikkat çekerek şunları ifade ediyor: “Herkes kapak toplayabilir, her bir noktaya da kapak toplama kutuları yerleştirilebilir ama biz insanların toplanan bu kapakların nereye gittiğini sorgulamalarını isteriz. Örneğin, Migros ve Tansaş gibi önemli firmalar kapakların toplama merkezlerine ulaştırılması konusunda bizimle birlikte hareket ediyorlar. Dolayısıyla toplanan kapakların bize ulaşmaması gibi bir durum söz konusu değil. Ama sokakta toplanan mavi kapakların nereye gittiğine dair soru işaretleri var.”
Mavi kapak toplayarak bizim kampanyamıza destek veren insanlar, topladıkları kapakların sandalyeye dönüşeceğine inandığını ifade eden Bülent Başoğlu, bazı derneklerinse mavi kapak toplama işini kendileri için gelir olarak gördüklerini ve bu şekilde değerlendirdiklerini ifade ediyor.
Hem doğa hem de engelliler için fayda sağlamak için yola çıkan bu kampanyalar zaman zaman olumsuz eleştirilere de maruz kalmadı değil. Örneğin, geçtiğimiz günlerde yayınlanan haberlerin birinde Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz böyle kampanyalarla engellilerin muhtaç ve zavallı gibi gösterilip rencide edildiği şeklinde bir açıklaması yer almıştı. Yine Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu’nun buna benzer eleştirileri olmuştu. Bu eleştirileri değerlendiren Bülent Başoğlu, “Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin nasıl araba verdiğini bilseydiler böyle bir eleştiride bulunmazlardı” diyor ve şunları söylüyor: “Biz engelli vatandaştan kapak getir, karşılığında araba alacaksın deseydik, bu tarz eleştiri yapmak konusunda haklı olabilirlerdi. Siz çöpe attığınız bir şeyi bir noktada biriktiriyorsunuz ve karşılığında araba alıyorsunuz. Burada bütün amaç kapak toplamak ve karşılığında araba almak değil. Bir kere biz çevreye bilinçli olunmasını istiyoruz. Bu kampanyanın amaçlarından bir tanesi de bu. Çöpe attığınız bir şeyin ekonomik değeri var ve bu ekonomik değeri de engelli bir vatandaşın ihtiyacını karşılamak için kullanabilirsiniz diyoruz. Şimdi bu konuda bir engelli derneği biz buna karşıyız diyor. Peki neden karşısınız? Engellilerin rencide edildiği gibi bir durum söz konusu değil ki… Engellilerin bu konuda ihtiyaçları yok denemez. Bu toplanan malzemeler ciddi bir şekilde ekonomik olarak sandalyeye dönüşüyor. ”
Kampanyanın bu kadar başarılı olmasında sosyal medyanın yadsınamaz bir etkisinin olduğunu belirten Başoğlu, başarı getiren bir diğer önemli sebebin de kimlerle çalıştığınız olduğunu ifade ediyor. Ve Başoğlu bu konuda başarıda en büyük pay sahibinin proje yürütücüsü olan Prof. Dr. Nurselen Toygar’a ait olduğunun altını şu sözlerle çiziyor. “Nurselen Hocamız, kişisel birtakım rahatsızlıklar geçirmiş olmasına rağmen, bu sıkıntıları kimseye yansıtmadan en zor haldeyken bile bu kampanyanın devam etmesi için büyük bir özveriyle çalıştığını bizzat ben biliyorum.”
2012 yılı sonuna kadar devam edecek bu kampanya için mavi olsun olmasın her renk ve boyuttaki kapağı -kırık ya da ezik olması da önemli değil- Migros, Tansaş, Gürmar, GümüşSu, Sonax ve Kipa mağazalarına götürebilirsiniz. Tabi şunu da belirtmeden geçmeyelim, farklı şehirler için farklı mağazalarla anlaşma yapıldığı için kapak toplama merkezlerini buradan öğrenebilirsiniz.
Topladığınız kapakları kargo ile göndermek isterseniz kampanyanın PTT ile bir anlaşması var ve bu sayede 30 kg kapağı 5 TL karşılığında gönderebiliyorsunuz.(301017592 protokol numarası)
Ayrıca tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olanlar da sağlık kurulu raporlarını 0232 388 03 25’e fax çekebilirler.
Kampanya hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın!
On5yirmi5