İnsan hakları mücadelesini kula kulluğa karşı bir duruş örnekliği ile 22 yıldır sürdüren MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nin 11. Olağan Kongresi 31 Mart Pazar günü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. MAZLUMDER İstanbul Şubesi üye ve gönüllülerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen kongrede 11. dönem yönetim kuruluna Cüneyt Sarıyaşar’ın bulunduğu liste seçildi.
Sunuculuğunu Yusuf Öcalan’ın yaptığı programda MAZLUMDER İstanbul Şubesi’ne gelen başvurucu mağdurlarla çekim yapılarak hazırlanmış sinevizyon gösteriminin ardından MAZLUMDER İstanbul Şube 10. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Sarıyaşar açılış konuşmasını yaptı. Sarıyaşar büro çalışanları, yönetim kurulu üyeleri, stajyer ve gönüllülere teşekkür ederek başladığı konuşmasında, değişen ülkemizde 21 yıldır adalet ve hak arayışında yol alan MAZLUMDER’in, 10. döneminde de insanca yaşamak isteyenlerin, ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların beklentilerine, umutlarına karşılık vermeye çalıştığını belirtti. Sarıyaşar 2 yıl boyunca yurtiçi ve yurtdışına yönelik yaptıkları çalışmalar ve kampanyalara da kısaca değinerek sözlerini şöyle tamamladı: "MAZLUMDER olarak mücadelemizde istişare ve itidali esas alıp ortaklaşmaya, paylaşmaya önem verdik ve yaşanan tüm süreçlerde akil bir duruşu aradık, önceledik. Buna ‘Mustakim’ duruş dedik. İnsanlık var oldukça sürecek bu ‘iyilik yolunun’ yolcularına her zaman ihtiyaç vardır. Tarih boyunca insanlık tecrübesi göstermektedir ki zulüm insanın kula kul olmasıyla sistemleşmiştir. Bu bağlamda ‘İnsan hakları mücadelemiz, kula kulluğa karşı bir duruştur!’. Bu mücadelede bugün bir dönem daha tecrübesi artan MAZLUMDER, ancak siz üye ve gönüldaşlarıyla bağımsız, özgür ve adil duruşunu devam ettirebilir".
Sarıyaşar’ın ardından Bangladeş Lideri Ghulam Azam’ın Oğlu Salam Al-Azam bir konuşma yaptı. Azam, Bangladeş’te İslam’ın saldırı altında olduğunu belirterek "Bu hikaye 1971’de başladı. Cemaat-i İslami savaştan sonra Bangladeş ve Pakistan’ın ayrılmasına karşıydı. Çünkü Müslümanların birlik olması gerektiğini düşünüyordu. Bugün mevcut hükümet kendi siyasi muhalefetini yok etmek istiyor. Babam ve onun gibi yargılanan birçok kişi hakkında adil bir mahkeme olmadığı için tarafsız karar verilmiyor. Babam 91 yaşında, hasta olduğu için hapiste tutulmaması gerekiyor. Hapishanenin hastanesinde bakımı iyi yapılamıyor. Türkiye babamın mahkemesi ile ilgili tavrını belli etti, bunun için teşekkür ediyor diğer Müslüman ülkelerden de aynı tavrı bekliyoruz" dedi.
Tunus Nahda Siyasi İşler Başkanı Amir El-Urayyid ise konuşmasında Tunus’da çeşitli zulümlere maruz kaldıklarını belirterek Arap Baharı’nın ardından Tunus’ta meydana gelen değişikliklerden bahsetti. Urayyid, ülkelerini yeniden yapılandırmaya çalıştıkları son dönemde Türkiye gibi örnek aldıkları ülkelerden ciddi destek aldıklarını ifade etti. Devrim sürecinde ve sonrasında Tunus’ta yaşananları anlatan Urayyid, Tunus’taki sorunların düzelmesi ve adil bir sistemin kurulması için önümüzdeki dönemde gerçekleştirecekleri siyasi çalışmaları anlattı.
Urayyid’in ardından Mısır Hürriyet ve Adalet Partisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Halid Muhammed bir konuşma yaptı. Muhammed, Mısır’da yakın zamana kadar hak ihlallerinin çok yüksek olduğunu söyleyerek Mübarek rejiminin halka çok zulüm ettiğini belirtti. Halid Muhammed o dönemde kamuda muhaliflere yer verilmediğini belirterek inançsal sebeplerle toplumda ciddi ayrımcılıkların başladığını ifade etti. Muhammed "Son dönemde Mısır halkı tüm doğal haklarını yeniden eline almış oldu. Yeni anayasa çalışmalarımızda STK’lar da önemli bir rol oynadı. Halkımızın daha onurlu yaşaması için çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Yemen Islah Partisi MKYK Üyesi Abdurrahman Ali Barman MAZLUMDER’in çalışmalarını takdirle takip ettiklerini belirterek başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Dünyanın farklı yerlerinde zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz için STK’ların yapacağı çok şey var. Yemen’de hak ihlalleri hala devam ediyor. Rejime bağlı uçaklar 200’den fazla vatandaşımızın canına kastetti. Bunların çoğu da kadınlar ve çocuklardı".
Daha sonra konuşan Libya Trablus Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği Başkanı Abdullah Ali Sabri Bin Garbih ise "Libya bir zulüm diyarıydı" diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: "Biz her türlü işkenceyi gördük. Libya’da sadece mevcut iktidara siyaset yolu açılıyordu. Herkes Kaddafi’nin yazdığı yeşil kitaptakileri okumak ve uygulamak zorundaydı. Eğitim ve sağlık gerilemiş, özgürlükler insanların elinden alınmıştı". Bin Garbih konuşmasının sonunda değişim sürecine giren Libya’da gerçekleştirdikleri yardım faaliyetlerinden kısaca bahsetti.
Bin Garbih’in ardından konuşan Suriye Ulusal Hareketi Lideri Emadeddin El-Rachid "Size Suriye’de şehirlerin bombalanmasından bahsetmeyeceğim, öldürülen insanlardan bahsetmeyeceğim, bunları 2 yıldır herkes görüyor, konuşuyor" dedikten sonra Suriye’nin yakın dönem tarihi hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı. El-Rachid "Suriye halkı ne istiyor? Neden sokaklarda?" sorunu sorduktan sonra şunları ifade etti: "Suriye’de bir talebe, ilim geleneği vardır. Bugün meydanlarda savaşanlar bu İslam talebeleridir. Hafız Esed ve Beşşar Esed Suriye’deki İslami hareketin engellenmesi için birçok uygulama getirmiş, birçok darbe yapmışlardır. Suriye’nin kimliğinden uzaklaştırılmasında en büyük rolü Hafız Esed oynadı. Bütün İslamcıları yok etti. Beşşar Esed zamanında da Müslümanlara çok zulüm edilmiştir". Suriye’de olayların başlamasından 1 ay önce bir heyetle MAZLUMDER’e geldiklerini ve orada bir direnişin başladığını söylediklerini belirten El-Rachid, MAZLUMDER’in Suriye’deki olaylar başlamadan önce orada yaşanan ihlallere karşı çok duyarlı olduğunu ve bunu da raporladıklarını söyleyerek MAZLUMDER’e teşekkür etti. Emadeddin El-Rachid konuşmasının sonunda şunları söyledi: "Biz iki şey için zaferi bekliyoruz; Birincisi Suriye’de daha önce yaşanan İslami hayatı çocuklarımıza sunabilmek, ikincisi bu yolda şehit olan kardeşlerimize bu zaferi hediye etmektir".
Son olarak konuşan Suriye Müslüman Alimler Birliği Kurucu Üyesi Dr. Muhammed Ebu’l-Hayr Şükri "Adalet, İslami ve insani bir prensiptir. Suriye adalet bekliyor. Bu noktada sizler, tüm Müslümanlar sorumludur. Peygamberimiz ‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ demiştir. Bugün burada bu kongre olurken Suriye’de onlarca kardeşimiz öldürüldü. Acaba bunun acısını hissedebiliyor muyuz? Bizim davamız nerede bir zayıf insan varsa onun yanında olmaktır. Bugün Suriye’de insan hakları sadece ihlal edilmemekte, kökünden kazınmaktadır" dedi. MAZLUMDER gibi STK’lara çok ihtiyaç olduğunu söyleyen Şükri, mazlumun yanında durmanın namaz, zekat gibi bir ibadet olduğunu ifade etti.
Programda Yusuf Öcalan’ın şiir dinletisinin ardından MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal bir konuşma yaptı. MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nin 2 yıl boyunca Müslüman rikkatine ve duruşuna uygun bir şekilde adil çalışmalar ortaya koyduğunu belirten Ünsal, Cüneyt Sarıyaşar ve yönetim kurulunun kınayanın kınamasından, saldıranın kılıcından, silahından korkmadan adaletle faaliyetlerini gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Türkiye ve dünyadaki ihlallere ve MAZLUMDER’in bu alanlardaki çalışmalarına da kısaca değinen Ahmet Faruk Ünsal, "Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da buradaki topluluk Suriye halkının haklı direnişinin destekçisi olmaya devam edecektir. Suriye’de mezhep meselesinin müstekbirlerin elinde bir oyuncak olmasına da karşı çıkacağız" dedi. Türkiye’deki barış sürecine de değinen Ünsal, barış sürecinin kazasız/belasız atlatılacağını ümit ettiklerini belirtti.
Ünsal’ın konuşmasının ardından başkanlığını Av. Muharrem Balcı’nın yaptığı Divan’ın kurulmasıyla MAZLUMDER İstanbul Şubesi üyeleri yeni dönem yönetim kurulu için oylarını kullandılar. Kongrenin sonunda 11. dönem yönetim kuruluna Cüneyt Sarıyaşar’ın bulunduğu liste seçildi.
Program, Murat Çelik ve Ömer Karaoğlu konseri ile son buldu.
Yayın Tarihi
21 Haziran 2019 Cuma / 01:36
MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nde yeni dönem
Stklar
İnsan hakları mücadelesini kula kulluğa karşı bir duruş örnekliği ile 22 yıldır sürdüren MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nin 11. Olağan Kongresi 31 Mart Pazar günü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçe...