İsa Üzerinden Yapılmak İstenen Provokasyon Nedir? / Umran Hareketi’nden Basın Açıklaması

Stklar
Umran Kültür ve Medeniyet hareketi, son günlerde gündemi yoğun bir biçimde meşgul eden ”Hz. İsa’ya hakaret” meselesi hakkında bir basın açıklaması yayınladı. Metnin tamamı şöyle;   BASIN AÇ...
EMOJİLE

Umran Kültür ve Medeniyet hareketi, son günlerde gündemi yoğun bir biçimde meşgul eden ”Hz. İsa’ya hakaret” meselesi hakkında bir basın açıklaması yayınladı. Metnin tamamı şöyle;

 

BASIN AÇIKLAMASI                                                          6.01.2022 İSTANBUL

İSA ÜZERİNDEN YAPILMAK İSTENEN PROVOKASYON NEDİR?

Türkiye’de belli bir stratejiye uygun olarak önceden planlandığı anlaşılan bazı taktik ataklarla dine ve dindarlara saldırılar bazen fiili bazen de psikolojik olarak gerçekleştirilmektedir. Böylelikle halk tahrik edilmek, kin ve nefretin yaygınlaştırılması halkın galeyana gelmesi ve farklı inanç mensubu insanların birbiri ile çatıştırılması istenmektedir. Türkiye’de son yıllarda dine / dinlere yapılan saldırıların bir hedefi de genç nesilleri dinden soğutup Ateist ya da Deist yapmaktır.

Bu bağlamda İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Din Psikolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Dr. Cihad Kısa’nın yaptığı konuşma değerlendirilecektir.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Din Psikolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Dr. Cihad Kısa, “Din Psikolojisi” dersinde yaptığı bir konuşmanın bir bölümü sosyal medyada paylaşılmıştır.  Sosyal medyada biri 3 dakikalık diğeri 10 dakikalık iki video vardır. Şu ana kadar Dr. Cihad Kısa, konu ile ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Ancak İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’nın yaptığı bir açıklama mevcuttur. Ancak açıklamada konuşmanın mahiyeti verilmemekte, sadece konuşmanın bağlamından koparıldığı ve bundan dolayı, yargıya başvurulacağı ifade edilmektedir.

Kamuoyunu aydınlatacak bir açıklamanın bugüne kadar yapılmamış olması yapılan konuşmanın değişik boyutları ile değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır.

Dr. Cihad Kısa’ya ait olduğu belirtilen videoda yer alan söz konusu konuşma metni aşağıda verilmektedir:

Dr. Cihad Kısa: Şimdi bu, İsa’ya atfedilen bir şey vardı… ‘İlk taşı günahsız olan atsın.’ Biliyorsunuz değil mi hikayesini? Hah. Şimdi, olay nasıl, az çok biliyorsunuz. Nasıralı İsa, bir gün duruyor. 

Yahudiler bir tane kadıncağızı alırlar gelirler. Derler ki, ‘Bu kadın zina yaptı ey İsa! Yeni dinin hükmü nedir?’ Yahudiler test ediyor…

İsa başını kaldırıp bakmaz. Bir daha söylerler. Yüzü kızarır İsa’nın. Üçüncü söyledikleri zaman canı sıkılır. Der ki ‘Sinin inandığınız Yahudi şeriatı neyi hükmediyor bununla ilgili?’

En sevdikleri şey. Yahudiler bunu çok sever. Günah keçisi. O kavram ona ait zaten: “Recm.” Taşlanıp öldürmek. Tamam. Çağırın ahaliyi. Kazın çukuru, gömün kadını. Kadını gömerler.

Ondan sonra İsa, tarihe geçen o (değil mi biz bile biliyoruz şu anda) muhteşem sözü söyler: “İlk taşı günahsız olan atsın!” Herkes taşı almıştır. Ağzında salya akıyordur. Bu ahlak bekçileri böyledir. Biliyorsunuz değil mi?

Parantez açayım. İtalyan bir gelincağız vardı. Hani kızcağız… Poppa (Pippa Bacca)mıydın neydin? Gebze’yi geçemedi tüm Avrupa’yı geçti, Gebze’yi geçemedi. Gebze’yi geçse Afganistan’ı geçerdi, Afganistan’da kadınsan tehlike değil parlak erkeksen tehlikedir.

İlk taşı günahsız olan atsın” dedi. Ve burada bitti değil mi? Herkes elindeki taşı atmıştır. Hayır hikayenin devamı vardır, anlatmazlar. 

Ben anlatacağım tabii ki. Niye bu kadar kendimi yorayım, gecenin bu saatinde. 

Bir tane yaşlı kadıncağız. O bırakmamıştır. Taşı bir salar. Varamaz. Sağından geçer. Tekrar eğilir, taşı alır. Bir daha sallar, solunda geçer. Hani teslisten önce teslis var zaten. Eğilince İsa der ki: Yeter anne. Taş atan kadın kim? 

Öğrenciler:“Meryem mi?” diye soruyor. 

Cihat Kısa: Hah. ‘Sen de, ben küçükken beni bırakıp bir yere gidiyordun’ der.
Yani aslında, hani biz anlatıyoruz ‘babasız, mabasız doğdu’ da bir de o çocuğun dünyasından bakın babasız doğmaya. Bu aslında bize anlatılmayan bir hikayedir. 

Bir öğrenci, ‘İşte o kısmı yalandır.” deyince Kısa, şunları kaydediyor:

“Bilmem. Ama çok önemli bir cümledir. “Sen de ben küçükken beni bırakıp bir yere gidiyordun.” 

Yukarıdaki anlatımlarda; Hz. İsa;  “gayrimeşru bir çocuk”,  Hz. Meryem ise; “Bu çocuğu gayrimeşru dünyaya getiren bir kadın” olarak ifade edilmektedir.

Konu ile ilgili Kur’an-i Kerim’de geçen ayetler, Hadisler ve Hristiyan öğretileri (*) reddedilmektedir.

Allah’ın Peygamberi Hz. İsa’ya, “duymamazlıktan gelme, yüzü kızarma, canı sıkılma” ifadeleri ile kendisinin dünyaya nasıl geldiğine (!), annesinin yaptığı yanlışlığı (!) yüzüne vurma amacı taşıdığı, ayrıca bundan dolayı ifade edilen bazı duygulara kapıldığı iftirası atılmaktadır.

Yukarıdaki ifadeleri dersinde öğrencilerine anlatabilen ilahiyatçı olduğu söylenen bir akademisyen eğer meczup değilse, bilinçli olarak hem Allah, hem Kur’an, hem Peygamber, hem Müslüman ve hem de Hristiyan düşmanlığı yapmakta; açık ve aleni olarak Müslümanların ve Hristiyanların kutsallarını aşağılamaktadır. Bir İlahiyatçının Allah’a, kitaplara ve peygamberlere iman etme şartını bilmemesi, imanının gereğini yerine getirmemesi dikkat çekicidir.

Kur’an’da Hz. İsa’nın babasız olarak dünyaya gelmiş olması üzerinde durulmakta, Allah’ın Hz. Adem’i yaratmasındaki yaratma eylemi olarak “ol” emrine atıfta bulunulmaktadır: Hz. İsa ve Hz. Meryem ile ilgili Kur’an ayetlerinin bir kısmı aşağıda, İncil ve Tevrat’takiler ise ekte verilmektedir:

(3 Al-i İmran 42,  43, 45, 46) Bir vakit melekler şöyle demişti: “Meryem! Şüphesiz ki Allah seni seçti, tertemiz yaptı ve seni dünyadaki bütün kadınlara üstün kıldı.”

“Meryem! Rabbine gönülden itaat et, secdeye kapan ve rukû edenlerle beraber sen de rukû et.”

Hani melekler demişti ki: “Meryem! Şüphesiz Allah sana, kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor. Onun ismi, Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O dünyada da âhirette de şerefli, itibarlı ve Allah’a yakın kullardan olacaktır.”

“O, hem beşikte hem yetişkin halde iken insanlara ilâhî gerçekleri anlatacak ve sâlihlerden olacaktır.”

(19 Meryem 16, 17, 18, 19, 20, 21) “Kitapta Meryem’i de okuyup an. Hani o, evinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.”

“Onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, ona ruhumuzu gönderdik; ruh ona tam bir insan şeklinde göründü.”

Meryem, “Beni senden koruması için çok esirgeyici olan Allah’a sığınıyorum! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma)” dedi.

Melek, “Ben ancak sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamak için rabbin tarafından gönderilmiş bir elçiyim” dedi.

Meryem, “Ben iffetsiz olmadığım ve bana bir erkek eli bile değmediği halde nasıl çocuğum olur?” dedi.

Melek cevap verdi: “Orası öyle; ancak rabbin buyurdu ki: O bana kolaydır. Biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, kararlaştırılmış bir iştir.”

(3 Al-i İmran 47)  Dedi ki: “Rabbim! Bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur?” Allah buyurdu: “İşte öyle, Allah dilediğini yaratır, bir işin olmasını istedi mi ona sadece ‘ol!’ der, o da oluverir.”(Ayrıca bak:48, 49, 50, 51)

(19 Meryem 22) Derken Meryem ona hamile kaldı, işte bu sebeple karnında bebeği ile uzak bir yere çekildi.”

Bir mümin bu ayetlere şeksiz ve şüphesiz iman eder ve gereğini yapar. Bu konuda en hassas davranacak olan bir kesim de Diyanet ve ilahiyat camiası olmalıdır. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Din Psikolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Dr. Cihad Kısa, “Din Psikolojisi” dersinde kendisine atfedilen bir konuşmayı nasıl yapabilir?

Hiçbir ilahiyatçı, mümin böyle bir konuşma, yorum, değerlendirme yapmayacağına göre Dr. Cihad Kısa (Böyle bir konuşma yapmadığını söylemediği, olayı tekzip edip mahkemeye başvurmadığı sürece) kimdir? ve kimlere hizmet etmektedir?

Bu kişi ve onun gibiler bu cesareti nereden almaktadırlar?

  1. Asrın Lawrens’lerinden, oryantalistlerinden, İblis’lerinden biri midir?

Hangi şer ittifakına hizmet etmektedir?

Kimin değirmenine su taşımaktadır.

Hangi organizasyonun tetikçiliğini yapmaktadır?

Konuşmanın ne zaman yapıldığı belli değildir. Eğer konuşma geçmiş yıllarda yapılmış olup bugünlerde birileri tarafından servis ediliyorsa, o karanlık güçler kimdir? amaçları nedir? bugün yürürlüğe sokmak istedikleri strateji nedir? sorularının cevaplarını öncelikle devletin bir an önce vermesi gerekmektedir. Öncelikle İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, dekanlığın söz konusu ettiği konuşma metninin tamamını bir an önce kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlamalıdır.

Toplumun değişik katmanları özellikle Müslümanlarla Hristiyanlar arasında kin ve nefreti yayarak fay hatları inşa edip enerji ile doldurmaya çalışanlar olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır.

Bu saldırılar, nesillerin, Allah, Kur’an ve Din hakkında tereddütte düşmelerine, Ateizm’e, Deizm’e kaymalarına neden olabilir. Bunun vebalinden ne Dekan, ne akademisyen (!) ne de etkili ve yetkili merciler kurtulabilirler…

Bu şahıs, en kısa zamanda milletimizden, Müslüman ve Hristiyanlardan hata yaptığını itiraf ederek özür dilemeli ve af edilmesini istemelidir.

Bu şahsı açığa alıp gerekli işlemleri başlatmadığı, kamuoyunu aydınlatmadığı için İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nü ve Dekanlığı’nı kınıyoruz.

Bu olayın ve son günlerde meydana gelen Din’e ve dindarlara yapılan hakaret olaylarının şer ittifakının genel stratejisi ile bağlantısının olup olmadığı araştırılmalı ve kamuoyu aydınlatılmalıdır.

Henüz vakit varken!

 

UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ

 

(*) MATTA İNCİLİ 1. BÖLÜM 18-24 AYETLER… İsa’nın Doğumu

LUKA İNCİLİ BÖLÜM-1 26-38. AYETLER…         İsa’nın Doğumu