Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam dünyasının defalarca zor zamanlardan geçtiğini ifade ederek, “İslam coğrafyasının içine düştüğü kaos, şiddet ve terör durumu… Gerçekten yaşadığımız bu dönem, İslam dünyasının yaşadığı en zor dönem olarak tarihe geçecektir diye düşünüyorum” dedi.
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nce (ESAM) düzenlenen Uluslararası 24. Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi’nde “Emperyalizm Kıskacında İslam Dünyası” konulu konferansta konuşan Görmez, toplantıda ortaya çıkarılacak fikirlerin İslam dünyasına barış ve huzur getirmesi temennisinde bulundu.
Görmez, İslam coğrafyasının neredeyse tamamında kan ve gözyaşının hakim olduğunu ve bunun dahili ve harici nedenlerden kaynaklandığını söyledi.
Dahili nedenlerin, Müslümanlar arasında ayrışmaya yol açtığını anlatan Görmez, “Kalbinde iman olan her mümin, kafasını yastığa koyduğunda İslam dünyasındaki sorunları düşünmeli. Hayatın bütün meşgalelerini bir tarafa bırakarak ümmetinin içinde bulunduğu bu zor durumlardan nasıl kurtulacağıyla meşgul olmalıdır. Sadece Müslümanlar değil, İslam’ın kendisi bizzat tehdit altına girmiştir. Dini değerlerimiz ve Müslümanların psikolojisi tehdit altındadır. Ümmet bilinci büyük bir yara almıştır” diye konuştu.
İslam dünyasının, defalarca zor zamanlardan geçtiğini aktaran Görmez, şöyle devam etti:
“Birinci dönem, Peygamber Efendimiz’in vefatından hemen sonraki dönemdir. İlk fitnenin yayıldığı dönem olarak bilinir. İkincisi, Moğol ve Haçlı istilalarıyla İslam büyük yaralar aldı. Alimler, aklıselim yöneticiler ve müminlerin ferasetiyle bu dönem de geride kaldı. Üçüncü dönem Osmanlı Devleti’nin çöküşü ve İslam dünyasının pek çok yerinin sömürge haline gelmesiyle olmuştu. Dördüncü ise en zor dönem. Özellikle son 10 yıl içerisinde içinden yaşadığımız süreçlerdir. İslam coğrafyasının içine düştüğü kaos, şiddet ve terör durumu… Gerçekten yaşadığımız bu dönem, İslam dünyasının yaşadığı en zor dönem olarak tarihe geçecektir diye düşünüyorum.”
“Birbirimizle yaşama ahlakı ve hukuku da yok edildi”
Görmez, İslam dünyasındaki her olumsuzun nedeninin hariçte aranmaması gerektiğini anlatarak, “öze dönüş” sloganı altında İslam’a zarar veren bazı gruplar olduğunu belirtti.
Irak ve Suriye’de yaşanan toplumsal sıkıntılara dikkati çeken Görmez, “Tarih boyunca Şam ve Bağdat, İslam ana yolunun hep temsilcisi oldu. Kimileri IŞİD, kimilerin DAEŞ dediği bir grup, bu coğrafyada masum insanların kanını dökmek için eşi benzeri görülmemiş bir vahşeti din adına işlemeye kalktı. Burada katledilen sadece insanlar olmadı. Tarih boyunca ilmek ilmek dokuduğumuz kardeşlik düşüncesi, birbirimizle yaşama ahlakı ve hukuku da yok edildi” diye konuştu.
En büyük sorunumuz usulsüzlüktür
“Allah’ın emrettiği birliği, beraberliği ve kardeşliği birlikte inşa edemiyoruz” diyen Görmez, İslam dünyasının başındaki en büyük sorunlardan bir tanesinin usulsüzlük olduğunu söyledi.
Görmez, ümmetin kendisini muhasebeye çekmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Usulsüzlük hepimizi kuşatan beş illeti beraberinde getirdi. Birinci illet, inanç esasları tartışma konusu yapmak. Sanki inanç sabitelerimiz sanki Efendimiz (SAV) tarafından tespit edilmemiş de 14 asır sonra bir takım zümreler İslam’ın temel esasların tartışma konusu haline getirerek yeniden belirlemeye kalkıştı. Bu asla kabul edilemez. İkincisi, İslam fıkhını yok saymak. Üçüncüsü, ibadetlerimizi şekle indirgemek. Bunu gönlümüzün kuruması olarak da yorumlayabiliriz. İslam’ın şefkatini, merhametini kaybetmemiz ve ibadetlerimizi sadece hareketlere dönüştürmemizdir. Dördüncüsü, İslam’a davette kabalığa ve şiddete başvurmak. Son olarak önceliklerimiz ve değerler hiyerarşisini kaybetmek. İslam’ı bir bütün olarak anlamak ve yorumlamaktan uzaklaştık.”
Konferans, diğer katılımcıların sunumlarıyla sona erdi.